GÜNCEL HABERLERVERGİ MEVZUATIVergi Usul Kanunu

Dernek ve Vakıflara Ait İktisadî İşletmelerin KDV Açısından Hangi Vergi Dairesine Bağlı Olacağı

 

Dernek ve Vakıflara Ait İktisadî İşletmelerin KDV Açısından Hangi Vergi Dairesine Bağlı
Olacağı :

Dernek veya vakıf iktisadi işletmelerinin KDV bakımından hangi vergi dairesine bağlı olmaları
gerektiği konusun açıklayan 6.8.2002 tarih ve 4348 sayılı İstanbul Defterdarlığı muktezasının metni
aşağıda sunulmuştur (Kurumlar vergisi mükelleflerinin kurumlar vergisi açısından hangi vergi dairesine bağlı
olacakları “Kurumlar Vergisi” isimli kitabımızın 3. baskısındaki 770 inci sahifede açıklanmıştır.) :

“İlgi dilekçenizde, vakfınıza bağlı iktisadi işletmelerin kurumlar vergisinin vakıf merkezinin bulunduğu yere tek
beyanname ile verilip verilmeyeceği ile aynı şekilde ödemelerin tamamen merkezden yapılması koşuluyla,
iktisadi işletmelere ait muhtasar beyannamelerin ve KDV beyannamelerinin merkezden verilip verilmeyeceğine
ilişkin tarafımızdan görüş sorulmaktadır.

5422 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 20 nci maddesinde, “Her mükellef vergiye tabi kazancının tamamı için


bir beyanname verir. Ancak kooperatiflerin gelirlerinin Gelir Vergisi Kanunu’nun 94 üncü maddesine göre
tevkifata tabi tutulan gayrimenkul kira gelirlerinden ibaret bulunması halinde bu kira gelirleri için beyanname
verilmez.
Mükellefin şubeleri, ajanlıkları, alım ve satım büro ve mağazaları, imalathaneleri veya kendilerine bağlı sair
işyerleri için, bunların müstakil muhasebeleri ve ayrılmış sermayeleri olsa dahi, ayrı beyanname verilmez.”
hükmü yer almaktadır.

Aynı maddenin son fıkrasında, 4369 sayılı Kanun değişikliğinden önce ;

“Tüzel kişiliği bulunmayan iktisadî kamu müesseseleri ile dernek ve vakıflara ait iktisadi işletmelerden her biri için
bunların bağlı oldukları kamu tüzel kişileri ile dernek ve vakıflar tarafından ayrı ayrı beyanname verilebilir” hükmü
yer almakta iken söz konusu madde hükmü 4369 sayılı Kanun’un 82/4f maddesiyle yürürlükten kaldırılmıştır.

Öte yandan 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 98 inci maddesinde “94 üncü madde gereğince vergi tevkifatı
yapmaya mecbur olanlar bir ay içinde yaptıkları ödemeler veya tahakkuk ettirdikleri karlar ve iratlar ile bunlardan
tevkif ettikleri vergileri ertesi ayın yirminci günü akşamına kadar, ödeme veya tahakkukun yapıldığı yerin bağlı
olduğu vergi dairesine bildirmeye mecburdurlar. Yıl sonlarında tahakkuk ettirilen mevduat faizlerinden kesilecek
vergilerin bildirilmesi için bu süre bir ay uzatılır.

Aynı belediye hudutları içinde muhtelif yerlerde yapılan ödeme ve tahakkuklar ile bunlara ait vergilerin bir
merkezden bildirilmesi caizdir.

…..” hükmü yer almaktadır.

Bu hükümlere göre; merkez ve şubelere ait iktisadi işletmelerin tamamı için tek bir mükellefiyet tesis edilerek tek
kurumlar vergisi beyannamesi ile beyan edilmesi gerekmektedir.

Diğer taraftan, vakıf merkezinin bulunduğu belediye (Büyükşehirlerde Büyükşehir belediye hudutları) dışındaki
şubelerinde çalışan personele ödenen ücretlerin, iş merkezinde tahakkuk ettirilerek, hizmet erbabının her birine
banka havalesi ile gönderilmesi halinde, bu ücretlere ve serbest meslek makbuzlara ilişkin olarak kesilen
stopajlara ait muhtasar beyannamenin, iş merkezinin bulunduğu yer vergi dairesine verilmesi mümkün
bulunmaktadır.

Ancak, söz konusu ücretlerin, hizmet erbabının hesabına değil de, personele ödenmek üzere bir temsilcinin
hesabına ödenmesi halinde bu şekilde ödenen ücretlere ait muhtasar beyannamenin, ödemenin fiilen
gerçekleştiği yer vergi dairesine verilmesi gerekir.

3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 17/1 inci maddesine göre,
Genel ve katma bütçeli daireler, il özel idareleri, belediyeler, köyler, bunların teşkil ettikleri birlikler, üniversiteler,
döner sermayeli kuruluşlar, kanunla kurulan kamu kurum ve kuruluşları, kamu kurumu niteliğindeki meslek
kuruluşları, siyasi partiler ve sendikalar, kanunla kurulan ve tüzel kişiliği haiz emekli ve yardım sandıkları, kamu
menfaatine yararlı dernekler, tarımsal amaçlı kooperatifler ve Bakanlar Kurulunca vergi muafiyeti tanınan
vakıfların;

a) İlim, fen ve güzel sanatları, tarımı yaymak, ıslah ve teşvik etmek amacıyla yaptıkları teslim ve hizmetleri,

b) Tiyatro, konser salonu, kütüphane, sergi, okuma ve konferans salonları ile spor tesisleri işletmek veya
yönetmek suretiyle ifa ettikleri kültür ve eğitim faaliyetlerine ilişkin teslim ve hizmetler ile 2. fıkranın (a)
bendinde yukarıda sayılan kurum ve kuruluşların hastane, nekahethane, klinik, dispanser, prevantoryum,
sanatoryum, kan bankası ve organ nakline mahsus bankalar, anıtlar, botanik ve zooloji bahçeleri, parklar
ile veteriner, bakteriyoloji, seroloji ve distofajin laboratuvarları gibi kuruluşlar, öğrenci ve yetiştirme yurtları,
yaşlı ve sakat bakım ve huzur evleri, parasız fukara aşevleri, düşkünevleri ve yetimhaneleri işletmek veya
yönetmek suretiyle ifa ettikleri kuruluş amaçlarına uygun teslim ve hizmetleri katma değer vergisinden


istisnadır.
Kanunun 17/2-b maddesinde ise, yukarıda sayılan kurum ve kuruluşlara bedelsiz olarak yapılan mal teslimi ve
hizmet ifalarının katma değer vergisine tabi olmayacağı hüküm altına alınmıştır.

Diğer taraftan, Kanunun 19/1 inci maddesinde diğer kanunlardaki vergi muaflık ve istisna hükümlerinin bu vergi
bakımından geçersiz olduğu, katma değer vergisine ilişkin istisna ve muafiyetlerin ancak bu kanuna hüküm
eklenmek veya kanunda değişiklik yapılmak suretiyle düzenleneceği hükme bağlanmıştır.

Kanunun 8/1-a maddesinde; Katma Değer Vergisi mükelleflerinin mal teslimi ve hizmet ifası hallerinde bu işleri
yapanlar olduğu, 41/1 inci maddesinde ise, mükelleflerin ve vergi kesintisi yapmakla sorumlu tutulanların Katma
Değer Vergisi beyannamelerini, vergilendirme dönemini takip eden ayın 25 inci günü akşamına kadar ilgili vergi
dairesine vermekle yükümlü oldukları hüküm altına alınmıştır. Ayrıca yine aynı Kanunun 43/2 nci maddesinde de
mükellefin ayrı ayrı vergi dairelerinin faaliyet bölgelerinde işyerleri varsa Katma Değer Vergisinin Gelirler ve
Kurumlar Vergisi yönünden bağlı olduğu vergi dairesi tarafından tarh olunacağı hüküm altına alınmıştır.

Diğer taraftan, 11 Seri No.lu KDV Genel Tebliği’nin (E) bölümünde; yukarıda sayılan kurum ve kuruluşlara ait
veya tabi olan veya bunlar tarafından kurulan ve işletilen müesseseler ile döner sermayeli kuruluşlar iktisadi
işletme olarak mütalaa edileceği bunların ticari, sınai, zirai ve mesleki faaliyetlerinin vergiye tabii olacağı
belirtilmiştir.

Buna göre; vakfınıza bağlı olarak ayrı ayrı faaliyet kollarında birbirinden ayrı müstakil iktisadi işletme olarak ayrı
muhasebe tutmak suretiyle yaptığınız ticari faaliyetlerinizin tek bir beyannamede gösterilmesi mümkün olmayıp
ayrı ayrı beyanname verilmesi gerekmektedir.

Ancak tek bir iktisadi işletme olarak mütalaa edilebilen birden fazla (örneğin birden fazla ilköğretim okulu
işletilmesi) işletmenin bulunması halinde beyannamelerin tek verileceği tabii olup KDV beyannamesi kurumlar
vergisi yönünden bağlı olduğunuz vergi dairesine verilebilecektir..

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.