GÜNCEL HABERLERİDARE HUKUKUÖne Çıkan HaberlerYönetim Hukuku

İdarenin Kusur Sorumluluğu Nedir?

Memur-10

İDARENİN SORUMLULUĞU
A-GENEL OLARAK
İdarenin sorumluluğu,yürüttüğü faaliyetlerin tabi olduğu hukuki rejime göre değişmektedir. İdarenin özel hukuka faaliyetlerinden dolayı sorumluluğu özel hukuktaki sözleşme ve haksız fiil sorumluluğudur.
İdarenin idare hukukuna tabi faaliyetlerinden dolayı yaptığı eylem ve işlemlerden dolayı meydana gelen zararlardan sorumluluğu idari sorumluluktur. İdarenin yaptığı eylem ve işlemlerden dolayı sorumlu olması çağdaş hukuk devleti kuramının bir gereğidir.

B- İDARENİN SORUMLULUĞUNUN POZİTİF DAYANAKLARI
İdarenin yaptığı işlem ve eylemlerden dolayı sorumlu tutulması Türk mevzuatında ilk önce 1961 A.Y. ´nın 114.maddeside bahsedilmiş 1982 A.Y ´sı madde 125 İdare kendi işlem ve eylemlerinden dolayı doğan zararı ödemekle yükümlüdür .Böylece idarenin geniş anlamda sorumluluğu kabul edilmiş;idarenin hangi hukuki rejime tabi olacağı belirtilmeden genel sorumluluğuna gidilmiştir. A.Y. 125/1 idarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolu açıktır. A.Y.40 madde anayasa ile tanınmış hak ve hürriyetleri ihlal edilen herkes yetkili makama gecikmeden başvurma hakkı vardır.
Kişinin resmi görevliler tarafından vaki haksız işlemler sonucu uğradığı zararda kanuna göre devletçe tazmin edilir. Devletin ilgili kişiye rücu hakkı saklıdır.
Bu konuda yine anayasanın başlangıç hükümleri A.Y.15 madde 657 sayılı D.M.K 13.madde,2577 sayılı kanunun 12,13,42. Maddeleri,Danıştay kanunun 24. Maddesi,A.Y.İ.M. kanunun 24,43 maddeleri ve diğer kanun ve mevzuattaki hükümler idarenin sorumluluğundan bahsetmektedir.
İdarenin tutum ve davranışlarından dolayı meydana gelen zararların hangi şartlar dahilinde tazmin edileceği ,idarenin hangi sorumluluğunun özel hukuk hükümlerine,hangi tür sorumluluğunun idare hukuku hükümlerine tabi olacağı hususları idarenin sorumluluğu kavramı içinde tartışılmaktadır.

C-ÖZEL HUKUKTA SORUMLULUK
Hukuk düzenin onayladığı ve izin verdiği eylemlere:Hukuka uygun fiiller, hukuk düzeninin hoş görmediği ,yapılmasını istemediği ve müeyyide öngördüğü fiiller: Hukuka aykırı fiillerdir. Hukuk düzenleri bu fiilleri ika edenleri meydana gelen zarardan mesul tutmaktadır.
Bir şahsın diğer bir şahsa fiilinden ötürü meydana gelen zarardan sorumlu olup bu zararı tazmin etmesine hukuki sorumluluk denir. Bu sorumluluk esas itibari ile mal (mamelek)sorumluluğudur. Bu tür sorumluluğun doğuş şekline göre üç gruba ayrılır.

a-Kanuni sorumluluk:Kanundan doğan hukuki ilişkilerin ihlal edilmesi halidir.(evlilik ,velayet,vesayet vb. ilişkiler.)

b-Akdi sorumluluk:Hukuki muameleden özellikle bir akitten doğan borçların yerine getirmeyen kişinin tazminle yükümlü olması hali
c-Haksız fiil sorumluluğu:Taraflar arasında gerek akdi gerekse kanuni bir münasebet bulunmamasına rağmen zarar verilmesi halinde söz konusudur.
B.K. madde 41´Gerek kasten gerek ihmal ve teseyyüp yahut tedbirsizlik ile haksız bir surette bir kimseye zarar ika eden şahıs o zararı tazmine mecburdur.
Yukarıda anlatılanların ışığında özel hukukta sözleşme dışı sorumluluk kural olarak kusur sorumluluğudur. Bu sorumluluk kişinin hukuka aykırı fiilinden doğan zararın tazmin edilmesi hali olup;kusursuz sorumluluk ise kusuru olmaksızın bir tehlike yaratan kişinin bu tehlikenin meydana getirdiği zararı tazmin etmesi halidir.

D-İDARENİN SORUMLULUĞU
a-İdarenin sorumluluğunun kuramsal temelleri:Bu konuda bazı yazarlar idarenin sorumluluğunun temelini hukuk devleti ilkesine (T. Balta.) bazı yazarlar sosyal devlet kuramına (L. Duran) bağlamışlardır. Aynı konuda Gözü büyük ise kusur sorumluluğunun hukuk devleti kusursuz sorumluluğun ise sosyal devlet kuramına bağlamıştır. Eroğlu ise imkan ve fırsat eşitliği kuramına dayanmıştır.
İdarenin sorumluluğunun niteliği konusunda F. Eren ise “1982 Anayasasının 1961 anayasasından farklı olarak devlet ve kamu idaresinin çalıştırdığı personelin görev icrası sırasında üçüncü kişilere haksız bir işlem ve eylem nedeniyle vermiş olduğu doğan sorumluluğu açık olarak düzenlemiştir. A. Y.40/II. Maddeye göre devlet asli ve birinci derecede sorumludur. Kamu ajanı sadece rücu sorumlusudur. Nitekim A.Y. Madde 129/ 5 bu hususu teyit etmektedir. Devlet veya kamu idaresi memur ile birlikte değil tek başına doğrudan sorumludur. Bu güvence memur ve zarar göreni korumak için başlıca iki fonksiyonu vardır. Memur bu güvence altında moral ve hukuki baskı olmadan görevini yerine getirirken zarar göreninde tazminatı güvence altına alınmaktadır.”
Yazar devamla “A.Y. 129/5 Maddesinde kusurdan bahsedildiği için burada kişisel kusur , hizmet kusuru ayrımı yapılmaz. Anayasa koyucu aksini düşünseydi şüphesiz ‘Hizmet kusuru’ deyimini kullanırdı. Bu nedenlerle memur ve diğer kamu görevlileri kişisel kusurları ve hatta en ağır kastî hareketleri ile zarara sebebiyet verseler bile sorumlu kendi değil, idaredir.”

b-İdarenin kusursuz sorumluluğu:İdarenin sorumluluğu sırf kusur sorumluluğuna dayanmamaktadır. İdare çoğu zaman bir hizmet kusuru bulunmaksızın yürüttüğü kamu hizmetleri sırasında vatandaşlardan bir kısmı diğerlerine göre daha fazla ve ağır külfetle karşılaşması halinde;idare eşitlik ilkesi gereği olarak bu zarar karşılaması gerekmektedir. Yine hasar risk teorisine göre herhangi bir işletmenin temin ettiği fayda ve karlar kendisine ait olduğu gibi,ondan husule gelecek zararlarda,hasarlarda işletme sahibine ait olacaktır. Bu teoriler ile idarenin sorumluluğu kusur sorumluluğundan ayrılmış, objektif bir esasa bağlanmış,idarenin tazmin yükümlülüğü için eylem ile zarar arasıdaki illiyet bağı yeterli sayılmıştır. İdarenin sorumluluğu teorilerinin gelişmesi ve hukuki eşitlik gibi objektif esasa dayandırılması sonucu olarak artık tam yargı davalarında sebebe değil sonucun hakkı ihlal edip etmediğine bakılmaktadır. Önemli olan idare olunan kimsenin;kendisi veya başkası için tesis olunan idari işlem ve eylem nedeniyle olağan sayılmayacak ve diğer vatandaşlardan farklı bir zarara uğramış olmasıdır.
D.K. kusurdan ve diğer şartlardan bahsetmeksizin mutlak olarak “idari karar ve fiillerden hakları muhtel” olanlara dava hakkı tanımıştır. Böylece geniş bir sorumluluk esası kabul edilmiştir. İdarenin sorumluluğu için idarenin fiilinin haklı veya haksız olması,kusurlu veya kusursuz olması, gibi fiile ve onun hukuki esaslarına değil sonuca,neticenin hakkı ihlal edip etmediğine bakılmaktadır. Bu teori ile idarenin sorumluluğu kusur sorumluluğundan ayrılmış objektif bir esasa dayanmıştır. Böylece idarenin sorumluluğu için eylem ile zarar arasında illiyet bağının bulunması yeterlidir.
Tüm bu açıklamalardan sonra hizmet kusuru kavramını açıklayalım.

kaynak:http://www.turkhukuksitesi.com/makale_30.htm

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.