Borçlar HukukuGENEL HUKUKGÜNCEL HABERLER

Vekalet Sözleşmesi Nedir? Vekalet Sözleşmesi Hangi Yetkileri Kapsar?

mevzuat-1

Vekalet Sözleşmesi Nedir? Vekalet Sözleşmesi Hangi Yetkileri Kapsar?

Vekalet Sözleşmesinin tanımını verebilmek, Vekalet sözleşmesinin taraflarını ve bunların yükümlülüklerini kavrayabilmek, Sözleşmenin sona erme nedenlerini saptayabilmek

Kavram

Vekalet sözleşmesi iş görme amacını güden, diğer bir deyişle, konusunu insan emeğinin veya faaliyetlerinin oluşturduğu sözleşmelerdendir. Vekalet sözleşmesinin çeşitli türleri vardır. Borçlar Kanunumuz 386-398’inci maddelerinde adi vekaleti düzenledikten sonra, onu izleyen maddelerde itibar mektubu, itibar emri, tellallık (simsarlık) gibi vekaletin diğer türlerini ele almaktadır. Ancak, biz bunlardan sadece adi vekaleti inceleyeceğiz. Vekalet sözleşmesiyle bir kimse (vekil); vekalet verene (müvekkile) karşı bir işin yönetilmesini veya bir hizmetin görülmesini yüklenir (BK. m. 386/I). Buradan da anlaşılacağı gibi, vekalet sözleşmesi amacı itibariyle hizmet ve eser (istisna) sözleşmelerine benzemekte ise de, bazı bakımlardan onlardan ayrılır.

Gerçekten, hizmet sözleşmesinde zaman, sözleşmenin esaslı unsurlarından olduğu halde, vekalet sözleşmesinde zamanın önemi yoktur. Bu itibarladır ki, bir diş tabibinin muayenehanesinde tedavi ettiği hastaları ile olan ilişkisi vekalet sözleşmesi, fakat aynı diş tabibinin bir hastanede ücretli olarak çalışması halinde hastane ile olan ilişkisi hizmet sözleşmesidir. Eser (istisna) sözleşmesinde de vekalette olduğu gibi bir emek sarfı (tüketme) söz konusu olmakla beraber, önemli olan, emeğin tüketilmesi (sarf edilmesi) değil, fakat bunun sonucunda bir eserin oluşturulmasıdır. Oysa, vekalette emeğin sonucu önemli değildir. Böylece bir mimarın bir binanın plan ve projelerini hazırlamasını eser sözleşmesi, aynı mimarın bir inşaatı yönetmesini ve kontrol etmesini vekalet sözleşmesi saymak gerekir. Hizmet ve eser (istisna) sözleşmeleri daima karşılıklı (ivazlı) oldukları halde, vekalet sözleşmesi karşılıklı veya karşılıksız olabilir. Vekalet sözleşmesi herhangi bir şekle tabi değildir; hatta sözleşmenin konusu olan işin yapılması bir şekle tabi olsa bile, vekalet sözleşmesi yine de şekilsizce yapılabilir. Bununla birlikte avukatlarla dava takibi için yapılan vekalet sözleşmelerinin yazılı şekilde yapılması zorunludur.

Vekalet sözleşmesi de diğer sözleşmeler gibi icabın (önerinin) karşı tarafça kabul edilmesiyle meydana gelir. Fakat Borçlar Kanunumuz 387’nci maddesinde sözleşmenin yapılmasıyla ilgili şu hükmü içermektedir: “Vekilin tevdi edilen (verilen) işi idare hususunda resmi bir sıfatı varsa veya işin icrası mesleğinin icabından yahut bu gibi işleri kabul edeceğini ilan etmiş ise vekalet, vekil tarafından derhal reddedilmedikçe kabul edilmiş sayılır”. Bu hüküm uyarınca noterler, avukatlar, doktorlar, bankalar kendilerine yapılmış bir icabı derhal reddetmedikleri takdirde, icapta (öneride) bulunan kişi ile aralarında vekalet sözleşmesi kurulmuş olur.

Vekalet sözleşmesinin tanımında yer alan “bir hizmetin görülmesi” deyimi “bir işin yönetilmesi” deyiminden çok daha geniş kapsamlıdır. O halde her türlü hizmet, vekalet sözleşmesinin konusu olabilir. Bu itibarladır ki, konusu emek tüketimini gerektiren anlaşmalar herhangi bir sözleşme tipine, örneğin hizmet veya istisna (eser) sözleşmelerine girmiyorsa, bunlara vekalet sözleşmesine ilişkin hükümler uygulanır (BK. m. 386/II).

Vekalet sözleşmesi ile hizmet sözleşmesini karşılaştırınız. Vekalet sözleşmesini hizmet sözleşmesinden ayıran özellik nedir?

Vekalet sözleşmesine konu olabilen hizmetlere örnek olarak şunları gösterebiliriz: Bir hamalın bavulumuzu taşıması, bir diş tabibinin dişimizi tedavi etmesi, bir avukatın davamızı izlemesi, bir mühendis veya mimarın inşaatımızı kontrol etmesi, bir arkadaşımızın bizim adımıza ve hesabımıza bir hukuki işlem yapması (örneğin bir malımızı satması ya da bizim için bir yer kiralaması gibi).

Vekalet sözleşmesinin konusuna neler dahildir? Vekalet sözleşmesine konu olabilecek ilişkilere örnekler bulunuz.

Vekaletin kapsamına gelince: Vekaletin kapsamı her şeyden önce sözleşmeden veya vekalet verenin talimatından (buyruğundan) anlaşılır; ancak sözleşmeden veya vekalet verenin talimatından anlaşılamadığı takdirdedir ki, sözleşmenin konusu olan işin mahiyetine göre belirlenir. Eğer vekilin üstlendiği (taahhüt ettiği) işin görülmesi, bir hukuki işlemin yapılmasını gerektiriyorsa, vekil bu konuda temsil yetkisine de sahip sayılır (BK. m. 388). Vekalet verenin vekile tanıyacağı temsil yetkisi, genel veya özel nitelikte olabilir. Genel nitelikteki yetki (genel vekaletname) bütün hukuki işlemleri; özel nitelikteki yetki (özel vekaletname) ise, belli bir veya birkaç hukuki işlemi kapsar. Bununla birlikte, Borçlar Kanunumuz bazı önemli işlemler için vekilin özel bir yetkiye sahip olmasını aramaktadır. Bu işlemler dava açma, sulh olma, tahkim (hakeme gitme), kambiyo taahhütlerinde bulunma, bağışlama ve bir taşınmazı temlik (devretme) veya bir hak ile sınırlama işlemleridir (BK. m. 388/III).

 

Vekalet Sözleşmesinin Hükümleri

Vekalet sözleşmesinden vekile ve vekalet verene (müvekkile) bir takım borçlar doğar. Bunlara kısaca değinelim:

Vekilin Borçları

Vekil, kabul ettiği (yüklendiği) işe dikkat ve özen göstermek ve kabul ettiği işi vekalet verenin (müvekkilin) kendisine gösterdiği güveni hak edecek biçimde yani iyi bir şekilde yapmakla yükümlüdür; işin görülmesinde veya yönetilmesinde ihmal ve dikkatsizlikle vekalet verene (müvekkile) vereceği zararlardan sorumlu olur. Diğer taraftan vekil, taahhüt ettiği işi bizzat yapmak zorunda olup, kural olarak bu işi başkasına gördüremez. Ancak, vekalet verenin (müvekkilin) işin başkasına gördürülmesine izin verdiği veya durumun gereğine göre buna zorunluluk olduğu ya da örf ve adet elverdiği takdirde, vekil kendi yerine başkasını koyarak işi ona gördürebilir. Bu gibi hallerde vekil kendi yerine koyduğu kimseyi seçmekte ve ona talimat vermekte gerekli özen ve dikkati göstermemesinden sorumludur (BK. m. 391/II). Oysa diğer durumlarda, yani kendi yerine bir başkasını koymaya yetkili olmadığı durumda, yerine koymuş olduğu kimsenin bütün fiillerinden bizzat kendisi yapmış gibi sorumlu olur (BK. m. 391/I).

Vekil, bunlardan başka, vekalet dolayısıyla öğrenmiş olduğu sırları saklamak, vekalet verenin (müvekkilin) talimatına (buyruğuna) uymak, yaptığı işin hesabını vermek ve vekaletin yerine getirilmesi (icrası) dolayısıyla almış olduğu bütün şeyleri vekalet verene (müvekkile) teslim etmekle de yükümlüdür.

Ayfer boşanma davası için avukat alan Erol’a vekalet vermiştir. Bu vekalet sözleşmesinde Erol’un borçları nelerdir?

Vekalet Verenin Borçları

Vekalet veren (müvekkil) de önceden kararlaştırılmış olduğu veya teamüle (geleneğe) göre verilmesi gerektiği takdirde vekile ücret ödemek, vekilin vekaleti yerine getirmek amacıyla yaptığı giderleri ve vermiş olduğu avansları kendisine ödemek, vekili bu amaçla yüklendiği borçlardan kurtarmak ve vekilin vekaleti yerine getirmekten dolayı uğramış olduğu zararları gidermekle yükümlüdür (BK. m. 395/I).

Doğan evinin satışı için arkadaşı Ozan’a vekalet vermiştir. Doğan’ın bu vekalet sözleşmesinde doğan borçları nelerdir?

Vekalet Sözleşmesinin Sona Ermesi

Vekalet sözleşmesi, diğer sözleşmeler gibi normal sona erme sebepleriyle ortadan kalkar. Biz burada sadece Borçlar Kanunumuzun vekalet sözleşmesi için öngördüğü özel sona erme sebeplerine değineceğiz. Vekalet sözleşmesi azil veya istifa sebebiyle sona erebilir. Azil, vekalet verenin tek taraflı irade açıklamasıyla sözleşmeyi feshetmesidir. Vekalet verenin bu olanaktan yararlanabilmesi, önemli sebeplerin varlığını gerektirmediği gibi, belli bir feshi bildirme süresine bağlanmış da değildir. Ancak, vekalet veren bu hakkını dürüst davranma kurallarına aykırı şekilde kullanamaz. Bu itibarladır ki, uygun olmayan bir zamanda vekili azlettiği takdirde, onun bu yüzden uğramış olduğu zararları gidermekle yükümlü olur (BK. m. 396/II).

İstifa, ise vekilin tek taraflı bir irade açıklamasıyla sözleşmeyi feshetmesidir. Bunun için de önemli sebeplere dayanmak veya belli bir feshi bildirme süresine uymak zorunluluğu yoktur. Pek tabii vekil, bu hakkını dürüst davranma kurallarına aykırı şekilde kullanır, örneğin uygun olmayan bir zamanda istifa ederek vekalet vereni zor durumda bırakırsa, vekalet verenin (müvekkilin) bu yüzden uğradığı zararları gidermekle yükümlü olur (BK. m. 396/II).

Vekalet sözleşmesine özgü sona erme sebepleri olarak azil ve istifa ne demektir? Aralarındaki farkları düşününüz.

Vekalet sözleşmesi, sözleşmeden veya işin niteliğinden aksi anlaşılmadıkça, vekilin veya vekalet verenin (müvekkilin) ölümü, iflas etmesi ve ehliyetini kaybetmesi hallerinde de sona erer (BK. m. 397/I). Ancak, taraflar sözleşmede aksini kararlaştırmış iseler veya işin niteliği vekaletin sona ermemesini gerektiriyorsa, vekalet devam eder. Fakat vekalet verenin (müvekkilin) mirasçıları vekili sonradan azledebilirler. Aynı şekilde, vekaletin sona ermesi vekalet verenin (müvekkilin) çıkarlarını tehlikeye sokuyorsa, vekalet veren (müvekkil) veya mirasçı ya da temsilcisi bizzat işleri görebilecek hale gelinceye kadar vekil veya mirasçısı yahut temsilcisi vekaleti yerine getirmeye devam ile yükümlüdür (BK. m. 397/II).