ÇAĞRI ÜZERİNE ÇALIŞMA VE İŞSİZLİK SİGORTASI
ÇAĞRI ÜZERİNE ÇALIŞMA VE İŞSİZLİK SİGORTASI
GİRİŞ
Çağrı üzerine çalışma iş kanununda getirilen esnek çalışma türlerinden biridir. Çağrı üzerine çalışma diğer çalışma türlerinin aksine daha çok ihtiyaç duyulması halinde yerine getirilen kısmı süreli bir çalışma türüdür. İşsizlik sigortası ise belli koşulların varlığı halinde çalışma hayatına kendi istek ve kusurları dışında katılmayan işçilere geçici olarak devlet tarafından ödenen zorunlu bir sigorta yardımıdır. Bu makalede çağrı üzerine çalışan işçilerin işten çıkmaları halinde işsizlik sigortası hak kazanıp kazanmayacağı mevzuat çerçevesinde değerlendirilecektir.
1.KISMI SÜRELİ ÇALIŞMA
4857 sayılı İş Kanunu’nun 13. maddesinde kısmı süreli çalışma süresinin tanımı yapılmıştır. Yasa da tanım, işçinin normal haftalık çalışma süresinin, tam süreli iş sözleşmeyle çalışan emsal işçiye göre önemli ölçüde daha az belirlenmesi durumunda yapılan sözleşme olarak belirtilmiştir. Kısmı süreli çalışmayı, tam süreli çalışmadan ayıran en önemli özellikle haftalık çalışma süresidir. Kısmı süreli çalışmayı tam süreli çalışmadan ayıran bu düzenleme İş Kanuna İlişkin Çalışma Süreleri Yönetmeliği’nin 6. maddesinde belirtilmiştir. Madde hükmünde, işyerinde tam süreli iş sözleşmesi ile yapılan emsal çalışmanın üçte ikisi oranına kadar yapılan çalışma kısmi süreli çalışma olarak tanımlanmaktadır. Dolayısıyla kısmı süreli çalışmada haftalık çalışma süresi (45×2/3) 30 olacaktır. Tam süreli çalışmada veya normal çalışma süresi 4857 sayılı Yasa’nın 63.maddesine göre, en çok kırk beş saat olarak belirlenmiştir. Öte yandan, normal çalışma süreleri açısından bazı işlerde istisnalar söz konusu olabilmektedir. Örneğin, yer altında çalışan maden işçileri için 04.04.2015 tarihinde Meclis Genel Kurul kabul edilen Yasa’ya göre haftalık çalışma süreleri en çok 37,5 saat olarak belirlenmiştir. Bu bağlamda maden işçileri part-time çalışma süresi bu çalışma süresi üzerinden hesaplanması gerekmektedir. Maden işçileri için part time çalışma süresi, (37,5×2/3) azami 25 saat olarak belirlenecektir.
1.1.ÇAĞRI ÜZERİNE ÇALIŞMA
Kısmı süreli çalışma türlerinden biri çağrı üzerine çalışmadır. Sigortalı kavramı belirlenirken esas olan, iş sözleşmesine dayalı olarak çalışmak olduğundan sözleşmenin türü veya sözleşmede belirlenen çalışma süresinin bu konuda hiçbir önemi yoktur.[1]
Çağrı üzerine çalışma, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 14. maddesinde düzenlenmiştir. Bu madde de çağrı üzerine çalışma, yazılı sözleşme ile işçinin yapmayı üstlendiği işle ilgili olarak kendisine ihtiyaç duyulması halinde, iş görme ediminin yerine getirileceğinin kararlaştırıldığı iş ilişkisi olarak tanımlanmıştır. Ayrıca madde hükmünün devamında taraflar arasında kısmi süreli bir iş sözleşmesi yapılacağı belirtilmektedir. Çağrı üzerine çalışan işçilerin çalışma süreleri, taraflar kendi aralarında hafta, ay veya yıl gibi bir zaman dilimi içinde işçinin ne kadar süreyle çalışacağını belirlemedikleri takdirde, haftalık çalışma süresi yirmi saat olarak kararlaştırılmış sayılır. Çalışma süresi belirlenmesi halinde, bu çalışma türü kısmı süreli bir çalışma süresi olduğu için çalışma süresi haftalık 30 saati geçmemelidir. Ayrıca, çağrı üzerine yapılan sözleşmeye göre, belirlenen süreler dahilinde işçi çalıştırılmasa da ücrete hak kazanacaktır.
Çağrı üzerine çalışmada dikkat edilecek husus, çalışma sürelerinin taraflarca belirlenmiş olup olmadığıdır. Çalışma süresinin taraflarca belirlenmesi halinde, işveren çağrı yoluyla bu hususu talep edecek olup, bu çağrının en az dört gün önce yapılması gerekmektedir. Bu süre en az olup, beş, altı veya daha fazla bir süre ile belirlenmesi sözleşme söz konusu olabilecektir.
Eğer, sözleşmede günlük çalışma süresi kararlaştırılmamış ise, işveren işçiyi her çağrıda günde en az dört saat üst üste çalıştırmak zorundadır. Örneğin, işveren çağrı üzerine çalıştırdığı işçiyi, pazartesi çağırdığını varsayalım, bu işçi, 1. örnekte; Pazartesi günü 4 saat, Salı günü 4 saat, Çarşamba günü 4 saat ve Perşembe günü 4 saat ve Cuma günü 4 saat çalıştırılabileceği gibi, 2. örnekte; Pazartesi günü 5 saat, Salı günü, 6 saat, Çarşamba günü 5 saat ve Perşembe günü 4 saat olarak çalıştırabileceği gibi 3. örnekte, Pazartesi günü 7,5, Salı günü 7,5 saat ve Çarşamba günü 5 saat çalıştırabilir. Dikkat edilmesi gereken husus, bu tür günlük çalışma süresi kararlaştırılmayan çağrı üzerine işlerde işverenin 4857 sayılı Yasa’nın 68.maddesinde belirtilen dinlenme sürelerini de dikkat etmesi gerekmektedir. Bu suretle, 4 saat olarak çağrı üzerine yapılan işlerde, Yasa’nın a) fıkrasına göre, 15 dakika dinlenme süresi kullanması gerekmektedir. Fakat, 4 ile 7,5 saat olarak çağrı üzerine yapılan günlük işlerde ise dinlenme süresinin yarım saat olarak kullanılması gerekmektedir. Çalışma süresi belirlenen çağrı üzerine çalışmalar da çalışma sürelerinin taraflarca günlük, haftalık, aylık veya yıllık olarak belirlenmesi gerekmektedir. Ayrıca, çağrının en az kaç gün önceden yapılacağı ve her çağrıda günlük çalışma süresinin ne olacağına ilişkin hükümleri belirleyerek, sözleşmede bu bilgilere yer vermeleri gerekmektedir. Dikkat edilmesi gereken husus, bu çalışma türü, kısmı süreli bir çalışma biçimi olduğundan haftalık çalışma süresi en fazla 30 saat olarak belirlenmesi gerekir. 30 saatin üzerinden bir çalışma yapılması halinde bu çalışma türü, kısmı süreli bir çalışmadan çıkarak tam süreli bir çalışmaya dönüşecektir.
Bir diğer detay, çağrı üzerine çalışmaya ilişkin iş sözleşmelerinin, yasanın aradığı şartları taşıyan hükümler içermesine dikkat edilmesi gerekmektedir. Öte yandan çağrı üzerine çalışan işçilerin, sigortalılık gün sayısı ise; (Aylık çalışma gün sayısı= Ay içinde çalışma saati/7.5) şeklinde hesaplanacaktır.
2. ÇAĞRI ÜZERİNE ÇALIŞMA VE İŞSİZLİK SİGORTASI
Sosyal sigorta kapsamında yapılan parasal yardımların amacı, sigortalıya ve hak sahiplerine ekonomik güvence sağlamaktır. İşsizlik sigortası da, Devlet tarafından kurulan zorunlu bir sigorta kolu olarak, kendi istek ve kusuru dışında işini kaybedenlere, uğradıkları gelir kayıplarını kısmen de olsa karşılayan sigortacılık tekniğidir.
İşsizlik sigortası hak kazanmada bir takım koşullar bulunmaktadır. 2008 yılına kadar bu haktan kısmı süreli çalışanlar yararlanamamaktaydı. Ancak, 5754 sayılı Sosyal Sigortalar Ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu İle Bazı Kanun Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 90. Maddesinde yapılan değişiklikle 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanunun 46. Maddesinin ikinci fıkrasına[2], …, 4857 sayılı Kanuna göre kısmi süreli iş sözleşmesi ile çalışanlardan 5510 sayılı Kanunun 52 birinci fıkrası kapsamında işsizlik sigortası primi ödeyen isteğe bağlı sigortalılar ile …, kapsayacağı belirtilerek kısmı süreli çalışanlarda bu haktan yararlanmaya başlamışlardır.
Bununla birlikte, işsizlik sigortasından genel olarak yararlanmanın şartları 4447 sayılı Yasa’nın 50.madde de çalışma süresi ve prim ile 51.madde de ise ödeneğe hak kazanma şartlarının birlikte gerçekleşme şartı dikkate alınmaktadır. İşsizlik ödeneğinde 3 yıllık periyodik süre incelemesi prim ve çalışma süreleri kontrol edilerek işsizlik ödenek miktarı tespit edilmektedir. Ancak, kısmı süreli çalışanlar da hizmet akdinin sona ermesinden önceki son 120 gün tam gün çalışma imkanı olmadığından 4447 sayılı Kanun’un 51. maddesinin birinci fıkrasındaki “hizmet akitlerinin sona ermesinden önceki son üç yıl içinde en az 600 gün sigortalı olarak çalışıp işsizlik sigortası primi ödemiş ve işten ayrılmadan önceki son 120 gün içinde prim ödeyerek sürekli çalışmış olma” ibaresi kısmi süreli çalışanların işsizlik ödeneğinden yararlanabilmelerine engel olduğundan 6111 sayılı Yasa’nın 71. maddesiyle söz konusu ibare “bu Kanun’da yer alan prim ödeme koşullarını sağlamış” şeklinde değiştirerek kısmi süreli çalışanların da işsizlik ödeneğinden yararlanabilmelerinin yolunu açmıştır.
Çağrı üzerine çalışan işçilerin de işsizlik ödeneği ve primleri de, 4447 sayılı Yasa’nın 50. maddesine göre belirlenecek olup, bu madde hükmü, işsizlik ödeneğinin; miktarı, ödeme süreleri ve zamanı ile sigorta primleri başlığı altında geçmekte olup, günlük işsizlik ödeneği, sigortalının son dört aylık prime esas kazançlarından ortalama brüt kazancın yüzde kırkıdır. Ancak asgari ücretinden çok daha yüksek alan bir işçi için, işsizlik ödeneği daha yüksek belirlenebileceğinden, işsizlik ödeneği miktarından bir tavan limit belirlenmiştir. İlgili Yasa maddesinin devamında bu husus açıklanmıştır. Buna göre, 4857 sayılı İş Kanununun 39 uncu maddesine göre onaltı yaşından büyük işçiler için uygulanan aylık asgari ücretin brüt tutarının yüzde seksenini geçemeyecektir.
Kısmı süreli olarak çağrı üzerine çalışan işçiler de 6111 sayılı Yasa’nın 71.maddesinden yapılan değişiklikle işsizlik ödeneği hakkından tam süreli çalışanlar gibi yararlanma imkanına sahip oldular.Ayrıca 4447 sayılı Yasa’nın 51.maddesinde belirtilen iş akdinin sona erme şartları kısmı süreli çalışanlar da içinde geçerli olacağıdır. Kaldı ki Yasa hükmünde, bu konuda tam süreli ya da kısmı süreli çalışma ayrımından ziyade çalışma sürerlinin belirli veya belirsiz olmaları üzerinden bir değerlendirme yapmıştır. Çağrı üzerine çalışma, çalışma hayatında çok sık rastlanılan bir çalışma türü değildir. Bu bakımdan işsizlik ödeneğine hak kazanmada gerekli olan sigortalılık süresinin hesaplanmasında, kısmı süreli çalışmada geçen süreler ile isteğe bağlı olarak ödenen çağrı üzerine iş ilişkisi sonlandırıldığından bu süreler de işsizlik sigortası süresinde dikkate alınması gerekmektedir.
SONUÇ
Kısmı süreli çalışma türlerinden biri olan çağrı üzerine çalışma da işsizlik ödeneği alma 2011 yılında çıkan 6111 sayılı yasaya kadar mümkün görünmüyordu. Çünkü, 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanununda yer alan ve bu ödeneğe hak kazanma şartlarından biri olan işten ayrılmadan önceki son 120 gün içerisinde sürekli çalışmış olma koşulunun sağlanması, kısmı süreli çalışanlar açısından kısıtlayıcı bir durumdu. Ancak, kısıtlayıcı bu hüküm, 6111 sayılı Yasa’nın 71.maddesi ile 4447 sayılı Yasa’nın 51.maddesinin birinci fıkrasına bu Kanun’da yer alan prim ödeme koşullarını sağlamış” olma hükmü eklenerek son 120 gün içerisindeki sürekli çalışma şartı düzeltilmiştir. Bu çerçevede, çağrı üzerine başta olmak üzere tüm kısmı süreli çalışan sigortalılar gerekli şartları taşımak koşuluyla ve 01/6/2000 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere, çalışılmayan sürelerini isteğe bağlı olarak sigorta primi ödeyerek işsizlik ödeneğinden yararlanma yolu açılmış oldu.
KAYNAKÇA
– 6111 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması İle Sosyal Sigortalar Ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu Ve Diğer Bazı Kanun Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun
– 4857 Sayılı İş Kanunu
– 4447 Sayılı İşsizlik Sigortası Kanunu
– 5754 sayılı Sosyal Sigortalar Ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu İle Bazı Kanun Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
– Karaman, Halis Mehmet, (2015), Kısmi Süreli İş Sözleşmesine Göre Çalışan İşçilerin 5510 Sayılı Kanun Kapsamında Sigortalılığı, e-dergi.marmara.edu.tr/maruhad/ issue/download/…/5000000580, Erişim Tarihi, 15.04.2015
[1] Karaman, Halis Mehmet, (2015), Kısmi Süreli İş Sözleşmesine Göre Çalışan İşçilerin 5510 Sayılı Kanun Kapsamında Sigortalılığı, e-dergi.marmara.edu.tr/maruhad/issue/download/…/5000000580, Erişim Tarihi, 15.04.2015
[2] 17.04.2008 tarihinde 5754 Yasa’nın 90. Maddesinde yapılan değişiklikle yürürlüğe girmiştir.