Sektör AnaliziYATIRIM&FİNANS

Fakirler İçin Ev Alma Formülleri Nelerdir? Fakir Nasıl Ev Alır?

konut-4

ANTALYA İnşaat Müteahhitleri Derneği Başkanı Deniz Karataş, ülkemizde ev sahipliği oranının hala yüzde 50’nin altında olduğunu belirterek, dar ve orta gelirlinin nasıl ev sahibi olabileceğine ilişkin formülleri anlattı.

D eniz Karataş, bir evde bir çiftin her ikisinin de asgari ücretle çalıştığı düşünülürse, o eve yıllık yaklaşık 11 bin dolar girdiğini belirtti. Karataş, “Ülkemizde bazı kişilerin birden fazla evi bulunurken bazılarının kiracı olması kader değildir. Bunun nedenleri arasında en başta söyleyebileceğimiz unsur hızlı tüketici davranışlarıdır. Ülkemizde ev sahipliği oranı hala yüzde 50’nin altında. Özellikle büyük şehirlerde kendi evinde oturanların sayısı, kirada oturanların sayısından daha az. Dolayısıyla tasarruf eğiliminde istenilen seviyeye gelinememekte ve ev sahibi olma konusunda doğru adımların atılmaması, kiracılıktan ev sahipliğine geçişe engel olmaktadır” dedi.

EV SAHİBİ OLMAK İÇİN EN DOĞRU ZAMAN

Dar gelirlinin küçük küçük de olsa belli bir miktar para biriktirmeyi alışkanlık haline getirmesi gerektiğini belirten Karataş, konut kredisi kullanmayı düşünenlerin kredi notunun önemli olduğunu da vurguladı. Bunun için kredi kartı ve kredi ödemelerine dikkat edilmesinin önemine değinen Karataş, kredili konut satışındaki faiz oranının yüzde 1’in altına, peşinat külfetinin yüzde 20’ye indirilmesinin konut alıcısı için cazip bir ortam hazırladığını söyledi. Ev sahibi olma konusunda adım atılacak en doğru zaman olduğunu kaydeden Karataş, “Kiracılar zaten her ay belirli bir kira ödemek zorunda. Bu ödenen kiranın geri dönüşümü yok. Faizden korkmak yerine kira öder gibi ev sahibi olunabilir. Örneğin, 10 yıl çekilen krediye verilen faiz oranı ile ödenen kira arasında çok büyük bir fark yok. Kaldı ki 10 yılda evin değeri zaten artacak, avantaj sağlanacaktır” dedi.

DAR VE ORTA GELİRLİ İÇİN FORMÜLLER

Deniz Karataş, dar ve orta gelirli vatandaşların konut sahibi olmaları için formülleri şöyle sıraladı:

“1. Başlangıçta ödemede zorlanılmayacak, peşinatı düşük, aylık ödemesi uygun olan, bitmiş veya bitmeye yakın, hemen yerleşilebilecek evi seçip, almak sizi kiradan kurtaracaktır. Bu şekilde kira öder gibi ev sahibi olunabilecek birçok konut projesi bulunmaktadır.

2. Şehir merkezi yerine biraz daha uzakta ev tercih ederseniz, şehir merkezinde satın alacağınız evlere göre çok daha hesaplı olan şehir dışı projeler size konfor ve lüks sağlayacaktır. Özellikle son yıllarda kaotik şehir ortamından kurtulmak adına şehir dışındaki konut projeleri artmış ve gayrimenkullerin, şehir içindekilere göre daha fazla prim yaptığı görülmüştür ve aynı zamanda ileriye yönelik karlı bir yatırım yapmış olursunuz.

3. Evi satın almak istediğiniz semtte, sürekli araştırma yapıp, bir süre sonra mutlaka piyasa değerinin altında satışa sunulan bir ev bulabilirsiniz.

4. Şehir içinde eski bir ev alıp, yerleşip sonra paranız oldukça evinize tamirat yapabilirsiniz. Şehir merkezindeki ikinci el evler cazibesini hiçbir zaman kaybetmez. Trafik, ulaşım sorunları olmaz, özellikle de çocuklu aileler için çocukların eğitimi, sosyal yaşama yakınlık bakımından her zaman tercih sebebidir.

5. Kendi evinde oturmak isteyen kişilerin dikkat etmesi gereken diğer bir konu da metrekarelere takılmamaları gerektiğidir. ‘Küçük olsun senin olsun’ mantığı ile bakılmalıdır. Araştırmalara bakıldığında büyük evlerde oturan hane sakinlerinin çoğu kiracıdır. Burada dikkat edilmesi gereken, evin işe yakınlığı ve ihtiyaçların birçoğunu karşılayabilecek lokasyonda olmasıdır. Küçük ev ilk ev için idealdir. Üstelik küçük evlerde 4-5 kişilik bir aile rahatlıkla yaşayabilir. Bu yolla kiradan kurtulmak ve daha sonra evini büyütmek mümkündür.

6. Ev almanın diğer bir kolay ve ucuz yolu da 25-30 kişi bir araya gelinerek, arsa alıp bir daire karşılığı müteahhide verilebilir. Hem istenilen yerde, konut yaptırılabilir hem de binadakilerin hepsi tanıdık kişiler olur. Özellikle bu yatırım, şehirde kazanılanlar ile doyulan yerden doğulan yere yapıldığında, o topraklara vefa borcu ödenmiş olur en önemlisi bölge ekonomisinin gelişmesine katkıda bulunulur. İşin diğer bir boyutu da psikolojiktir. Yeşille, toprakla, mavi ile bütünleşik bir yaşam, sağlıklı yaşamın da en önemli kurallarından biridir.”

kaynak:http://www.mdnhaber.com

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.