GÜNCEL HABERLERKamu Mali YönetimMALİYE MEVZUATI

Performans Denetçilerinde Bulunması Gereken Nitelik ve Beceriler

kamu mali yönetimi-1

Performans Denetçilerinde Bulunması Gereken Nitelik ve Beceriler
Kamu yönetiminde yeniden yapılanma çalışmaları çerçevesinde kamu harcama sürecini daha hızlı ve sağlam esaslara bağlamak, kamu mali yönetim sistemimizde disiplin, hesap verilebilirlik ve saydamlığın, kamu kaynaklarının kullanılmasında ekonomiklik, verimlilik ve etkililiğin sağlanması, sistemdeki dağınıklığın giderilmesi amacıyla 24.12.2003 tarihinde 5018 Sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu yayımlanmıştır. Anılan kanun ile hem iç hem de dış denetçilerin performans denetimi yapmaları öngörülmektedir.
Çalışmamızda performans denetimini yürütecek denetçilerde hem bireysel hem de ekip olarak bulunması gereken özellikler açıklanmaktadır. Burada inceleme konusu yapılan özellikler sınırlayıcı olmayıp eklemelerin yapılabileceği unutulmamalıdır.
Başarılı bir performans denetçisi olmak için uygun kişisel niteliklere, genel kültüre ve özel becerilere ihtiyaç duyulur. Performans denetimi; denetim uygulaması açısından bakıldığında finansal ve uygunluk denetimlerinden oldukça farklıdır. Bu nedenle, performans denetçisinin ihtiyaç duyduğu yetenekler, finansal denetim veya uygunluk denetimi yapan denetçilerinkinden daha kapsamlıdır.
Performans denetçilerinde bulunması gereken nitelik ve becerileri; kişisel nitelikler, temel bilgi ve beceriler ve özel beceriler olarak üç grup halinde inceleyebiliriz.
1 Kişisel Nitelikler
Dürüstlük: Denetçiler görev ve sorumluluklarını yerine getirirken her şeyden önce dürüst olmalı, her ne koşulda olursa olsun yalan söylemekten kaçınmalıdırlar. Meslek gereği olarak doğruları ve gerçekleri arayan bir kişinin dürüstlükten uzaklaşması ve/veya yalan söylemesi asla kabul edilemez.
Denetçiler;
– Çalışmalarını doğruluk, dikkat ve sorumluluk duygusuyla yerine getirirler.
– Hukuku gözetir, hukukun ve mesleğin gerektirdiği özel durum açıklamalarını yaparlar.
– Kanun dışı bir faaliyete bilerek ve isteyerek taraf olmaz veya denetim mesleği açısından yüz kızartıcı eylemlere girişmezler.
– Sahip oldukları bilgileri kişisel menfaatleri için veya hukuka aykırı olarak veya kurumun meşru ve etik amaçlarına zarar verebilecek tarzda kullanmazlar.
Dürüstlük, toplumsal ve ahlaki değerler içerisinde erdemli bir davranış şekli olmasının yanı sıra sağlıklı ve etkin bir iletişim için olmazsa olmaz koşullardan biridir. İletişimde dürüst davranmayan bir denetçi, karşılıklı güveni tesis edemeyeceği için kendisine karşı dürüst davranılmasını beklememelidir. Bu yüzden denetçiler davranış, görünüm, tutum ve düşünceleriyle çevrelerine güven vermelidirler. Denetçiler, çalıştıkları kurumun etik değerlerine sahip çıkan, bu değerlerin korunması için çaba gösteren ve örnek bir model şeklinde algılanan kişiler olmaları nedeniyle iletişimlerinde dürüst olmalıdırlar. Bir kişinin diğerlerine dürüst davranabilmesi için öncelikle kendisine karşı dürüst olması gerektiği unutulmamalıdır.
Tarafsızlık: Denetçiler, gerek denetim gerekse de inceleme ve soruşturma faaliyetlerinin her aşamasında objektif bir düşünce sistemine sahip olmalıdırlar. Denetim çalışmalarında tarafsız olunmaz ise doğru ve güvenilir bilgiye erişmek mümkün olmayacaktır. Yine elde edilen bilgi ve belgelerin de objektif bir şekilde değerlendirilmesi ve raporlandırılması çok önemlidir. Denetçiler, objektif düşünce ve yargılarını sağlıklı bir şekilde muhafaza edebilmek için denetim yaptıkları birim çalışanlarından maddi değeri yüksek herhangi bir hediyeyi, yardım önerilerini kabul etmemeli, bu kişilerle ilişkilerinde tarafsız düşüncelerini zedelemeyecek ölçüde mesafeli ve profesyonel davranmalıdırlar.
Tarafsızlığın önündeki en büyük engellerden birisi ön yargılardır. Ön yargılar, kişinin gelişiminde ve yaşadığı dünyaya uyum sağlamasında belirli bir noktaya kadar faydası bulunmakla birlikte genellikle gerçekçi düşünce sistemini zedeleyen kalıplaşmış tutum ve düşüncelerdir. Kalıpların dışına çıkabilmek için de bağımsız düşünebilme yeteneğini geliştirmek ve olaylara farklı açılardan yaklaşabilmek gereklidir. Denetçiler, tarafsızlıklarının zarar gördüğü veya görebileceği durumları acilen yöneticileriyle paylaşmalılar ve denetimin sıhhatine zarar gelmesini engellemelidirler.
Denetçiler, değerlendirmelerinin tarafsızlığına zarar verebilecek veya zarar vereceği varsayılabilecek herhangi bir ilişkiye ve faaliyete katılmazlar; tespit ettikleri ve açıklanmadığı takdirde faaliyetlerinin raporlanmasını bozacak tüm önemli bulguları açıklarlar.
Şüphecilik: Denetim mesleğinin doğası gereği bir miktar şüpheci olmak gereklidir. Denetçilere söylenen sözler veya sunulan belgeler, incelenen dokümanlar hassasiyetle ele alınmalı, doğruluklarında emin oluncaya kadar araştırmalar devam ettirilmelidir.
Şüphecilik, ilk etapta görülmeyen bazı problemlerin veya risklerin farkına varılmasını sağladığı, bazen de gerçeklerin göründüğünden farklı olduğunu tespit edebildiği için çok önemlidir. Ancak; şüpheciliğin psikolojik bir rahatsızlık boyutuna gelmemesine dikkat edilmeli, olağan denetimleri aksatıcı, gecikmeye sebep olacak yoğunlukta veya denetlenen birim yetkililerini küçük düşürücü, olumsuz bir elektrik yayacak şekilde olmamasına dikkat edilmelidir. Bu yüzden doğruların yansıtılmadığından şüphe duyulan bir durumda dahi soğukkanlı ve hassas bir tutuma sahip olunmalıdır.
İletişim Becerisi: Etkin iletişim becerilerinden söz etmeden önce iletişimin tanımını yapmakta ve iletişimi bir süreç olarak ele almakta fayda vardır. İletişimi iki veya daha fazla kişi arasındaki bilgi alışverişi olarak tanımlayabiliriz.
İletişimin ana unsurları,
– Mesaj
– Gönderici
– Alıcı
– Çevre (Ortam)
– Geri Bildirim
– Gönderim Kanalları
Başarılı ve etkin bir iletişim için yukarıda sayılan unsurların tümü hassas bir şekilde değerlendirilmelidir. Unsurlardan birindeki uyumsuzluğun dahi iletişimin kalitesini olumsuz etkileyeceği göz önünde bulundurulmalıdır. İletişim aktivitesiyle ilgili unutulmaması gereken önemli bir nokta daha mevcuttur. İletişimde mesajların %55’inin yüz ve beden ifadeleri, %38’inin söz ötesi ve ancak %7’sinin sözlerle verildiği belirlenmiştir. Dolayısıyla; kişilerarası iletişimde ne söylediğimiz kadar nasıl söylediğine de önem verilmesi gereklidir.
Doğru iletişim; hatalardan veya çarpıtmadan arınmıştır. Bilgi ve olayların elde edilmesi, değerlendirilmesi ve sunum için özetlenmesi, özen ve dikkat ile gerçekleştirilmelidir. Objektif iletişim; dürüst, tarafsız ve bozulmamış bir şekilde gerçekleşmekte, ilgili durum ve gerçeklerin dengeli bir değerlendirmesi sonucu meydana gelmektedir. Gözlemler, yorumlar ve öneriler ön yargısız, kişisel çıkarlardan arınmış ve diğerlerini etkileme amacından uzak bir şe¬kilde gerçekleştirilmeli ve sonuçları aynı duyarlılık içinde iletilmelidir.
Açık ve net iletişim; kolaylıkla anlaşılabilir ve mantıklıdır. Gereksiz teknik dil kullanımından kaçınarak ve tüm önemli bilgilere sağlanarak iletişimdeki netlik geliştirilebilir. Kısa ve öz iletişim; önemli noktalara değinmek amacını taşır. Gereksiz detaylardan, kelime fazlalığından, ağdalı ifadelerden kaçınılmalıdır. Yapıcı iletişim; denetlenenlere ve organizasyona faydalı olmasının yanı sıra ihtiyaç bulunan yerlerde iyileştirmeye yöneliktir. Sunumun içeriği ve tonu; faydalı, pozitif ve kurumun hedeflerine yardımcı olmalıdır.
Tam iletişim; hedef dinleyiciler için önemli olan her noktayı, sonuçları ve önerileri destekleyecek netlikteki tüm önemli ve ilgili bilgileri içerir. Zamanında iletişim; tavsiyeler üzerinde aksiyonda bulunacak kişilerin konuyu dikkatlice ele almaları için uygun zamanda gerçekleştirilir. Denetim sonuçlarının sunum zamanlaması anlamsız gecikmeler olmaksızın, çok kısa sürede etkili aksiyonların alınmasına olanak sağlayacak şekilde yapılmalıdır.
İletişimde önemli konulardan birisi ise empati olarak da adlandırılan etkin dinlemedir.
Etkin dinleme alıcı açısından iletişimdeki gürültüyü azaltma ve mesajı tam ve doğru olarak alma becerisidir. Etkin dinleme sadece mesajı almakla sınırlı değildir. Mesajın alındığını geri bildirmeyi de içerir.
Dinlemek, fiil olarak pasif algılanmakla beraber aslında aktif bir eylemdir. Duymak ve dinlemek farklı kavramlardır. Etkin bir dinleyici olmak, iyi bir konuşmacı olmak kadar zordur. Meslek icabı olarak iç denetçiler çok sayıda ve değişik karakterlere sahip kişileri dinlemek zorundadırlar. Yaptığımız işin büyük bir kısmı dinleme eylemini içermektedir. Bu yüzden etkin dinleme konusundaki becerimizi geliştirmek zorundayız.
2 Temel Bilgi ve Beceriler
Denetim ekibinde bulunan denetçilerin her birinin aşağıdaki bilgi ve becerilere sahip olmaları beklenir.
Denetim Bilgisi: Kaynakçı kaynak yapmayı nasıl biliyorsa, denetçi de denetimi bilmelidir. Denetçiler; çalışma kağıtları, açılış toplantısı, veri toplama, kriter, bulgu, delil ve problem tanımlamayı bilmelidirler. Denetim becerisi okuyarak, kurslar ile ve uygulama ile geliştirilebilir.
Yönetim Bilgisi: Finansal denetim yönetim prensiplerinin anlaşılmasının gerektirdiği halde, performans denetimi bu prensiplerin daha derinlemesine anlaşılmasını gerektirmektedir. Yönetim prensiplerinin anlaşılması iyi işletme uygulamalardan sapmaların önemini ve büyüklüğünü kavramak ve değerlendirmek için gereklidir.
Yönetim prensipleri, yönetim problemlerini çözmek için kullanılabilen evrensel doğrulardır. Bu prensipler işletme, devlet, eğitim kurumları ve kar amacı gütmeyen kuruluşlar gibi her tür organizasyona uygulanabilir. Yönetim prensipleri herkese öğretilebilir, ancak kişileri arzulanan amaçlar doğrultusunda yönlendirebilme ve makul kararlar verme becerileri özel nitelikler gerektirebilir. Yine de yönetim prensipleri bilgisi yöneticilere yanlış yapmaktan kaçınmaları ve arzulanan amaçlara ulaşmak için gerekli yolu takip etmeleri için yardımcı olabilir.
Yönetimin rolü dört fonksiyon ile tanımlanır; planlama, organize etme, yöneltme ve kontrol. Performans denetçilerinin önemli katkılar yapabilmeleri için her bir yönetim prensibini tam olarak anlamaları gerekmektedir. Performans denetçileri de denetim için gerekli olan genel kriterleri bu prensiplerinden faydalanarak belirlemelidirler. Örnek: Toplu alım parçalı alımdan daha ekonomiktir. Satın alma, kaydetme ve ödeme görevlerinin ayrılması daha iyi kontrol sağlar.
Performans denetimi “makul yönetici” kavramını benimser. Denetçiler faaliyetleri normal bir yöneticinin yapabileceklerini dikkate alarak incelemelidir. Yöneticiler günlük kararlarını mükemmel olmayan bilgiler ışığında vermektedirler. Ve yöneticiler iç ve dış pek çok baskı ve zorlamaya maruz kalabilmektedirler. Denetçiler yöneticilerin faaliyette bulundukları ortamı takdir etmelidirler. Şu soruyu sormalıdırlar; bu durumda makul yönetici ne yapardı?
Muhasebe Bilgisi: Performans denetimi muhasebe sistemlerine odaklanmamakla birlikte, performans denetçileri pek çok konuda muhasebe ve finansal denetim bilgilerinden bir araç olarak yararlanabilirler.
Genel Kültür: Denetçiliğin belirli bir genel bilgi düzeyini gerektirdiğini biliyoruz. Denetimle ilgili temel yaklaşımın toplumsal koşullara dayanması nedeniyle, denetçi başta kamu sektörü olmak üzere güncel olayları takip etmeli ve bunlar hakkında bilgi sahibi olmalıdır. Ayrıca ekonomi, hukuk, vergi, finans, kantitatif yöntemler ve bilgi teknolojisi gibi bilim dallarında da belli ölçüde bilgi sahibi olunması performans denetiminin yürütülmesinde önemli katkılar sağlayacaktır.
Raporlama Becerisi: Denetim mesleğinde en önemli faaliyetlerden birisi raporlamadır. Denetimlerde çok önemli bulgulara erişilmiş olabilir ancak denetçinin raporlama becerileri zayıf ise gerçekleştirilen denetimin ve harcanan çabanın hiçbir önemi kalmayacaktır.
Çünkü zayıf bir raporlama becerisi ile elde edilen bulgular veya tespit edilen risklerin yönetimin dikkatini çekecek şekilde sunulamayacağı açıktır. Yani üretilen kötü bir rapor nedeniyle çok başarılı bir denetim bile göz ardı edilebilir.
Bu yüzden araştırma, inceleme, analiz, değerlendirme vb. konularda gösterilen mesleki özen ve dikkat, raporlama yaparken de gösterilmelidir.
Problem Çözme ve Analitik Düşünme: Performans denetçileri, organizasyonda çok çeşitli türden inceleme ve denetim faaliyetlerini gerçekleştirirken birçok problemle karşılaşırlar. Objektif ve önyargıdan uzak bir değerlendirme yapabilmek için öncelikle karşılaşılan problemlerin çok iyi tanımlanması gerekmektedir. Problemlerin tanımlanması, etkilerinin değerlendirilmesi, çözüm yollarının aranması ve önerilerde bulunulabilmesi için gelişmiş problem çözme ve analitik düşünce becerisine sahip olunması gereklidir. Bu beceri, özellikle sık karşılaşılmayan ve daha önce çözümü aranmamış problemler söz konusu olduğunda daha fazla önem taşır.
Araştırma ve Gözlem Becerisi: Performans denetçileri iyi birer araştırmacı ve gözlemci olmalıdırlar. Güvenilir ve doğru bilgiye ulaşabilmek için öncelikle iyi bir araştırmacı olmak gereklidir. En kısa zamanda en güvenilir bilgiye hangi yöntemle ulaşılabileceği bilinmelidir. Bunun için analitik düşünce sistemine sahip olmanın yansıra görev yapılan organizasyonun yapısı ve faaliyetleri, istenilen bilgiye ulaşılacak kaynaklar öğrenilmelidir. Gözlem becerisi sayesinde denetlenen birimin çalışanları, personelin davranışı, faaliyetlerin gerçekleştirilme şekli, usulsüz eylem ve davranışlar vb. birçok konuda görüş sahibi olunması mümkündür. Bu yüzden iyi bir performans denetçisi, görevini yerine getirirken sadece önündeki materyal ve dokümanlara değil, içinde bulunduğu ortamdaki maddi ve maddi olmayan diğer unsurlara da dikkatini vermelidir.
3 Özel Beceri ve Teknikler
Mülakatlar: Mülakatlar denetim tekniklerinin önemli bir bölümünü oluşturur. Mülakat yapma beceriye dayalı bir iştir. Dikkatli dinleme, iyi soru sorma ve cevapları kaydetme iyi bir mülakatın unsurlarıdır. Mülakatla görevlendirilecek kişilerin görevin niteliğine uygun beceri düzeyine ve tecrübeye sahip olmasına dikkat edilmelidir. Mülakata alınacak kişilerin düzeyi de asla ihmal edilmemelidir. Eğer mülakatlar maddi delil oluşturacaksa mülakat notları veya özetleri üzerinde mülakat yapılanla mutabakat sağlanmalıdır.
Denetlenen birimde personelle mülakatlar ve soruşturmalar sözel kanıt toplamanın temel araçlarıdır. Bütün performans denetimlerinde bilgi toplamak ve gerçekleri ortaya koymak amacıyla mülakatın bir veya birkaç çeşidi kullanılır. Başarılı olmak için, mülakatlar önceden yapılandırılmış ve hazırlanmış olmalıdır. Kontrol listelerinin hazırlanmasını içeren dikkatli hazırlanma, mülakatın üretkenliğinin maksimize edilmesine yardımcı olur.
Mülakat yapılacak kişi rahat olması ve serbestçe konuşabilmesi için cesaretlendirilmelidir.
Mülakatlarda aşağıdakilerden sakınılması tavsiye edilir:
– Çoklu Sorular: Bu görüşmecinin konuyu gerçekten bilmediği veya neyi bulmaya çalıştığını bilmediği izlenimini verir. Sorular tam anlamıyla planlanmalı ve tümüyle düşünülmelidir.
– Yönlendirici veya çanak sorular. Bunlar cevap verenin belirli bir yönde cevap vermesi için baskı uygular. Bu sorular görüşmeyi yapanın duymak istediği şekilde cevap verilmesini sağlayabilir, ancak geçerli bir delil olarak dikkate alınmaz.
– Muğlâk sorular. Görüşmeci aradığı bilgi ve ne bulmak istediği konularında açık olmalıdır.
Yeniden toparlamada yardımcı olması bakımından mülakat süresince not alınmalı ve mülakat sonrası mümkün olan en kısa sürede yazılmalıdır. Eğer sözel kanıtın inceleme açısından özel önemi varsa, mülakatın kaydedilmesi mülakat yapılan kişi tarafından onaylanmalıdır.
İyi görüşme teknikleri sayesinde kişilerden bilgi almak kolaylaşırken, zayıf görüşme teknikleri nedeniyle kişiler bilgiyi vermekte tereddüt edebilir, doğru bilgiyi vermeyebilir ve düşmanca bir ortam yaratılabilir. Performans denetçileri, doğru ve güvenilir bilgiye erişmek için sık sık görüşmelerde bulunurlar. Bu yüzden iyi görüşme tekniklerini bilmek zorundadırlar.
Doğrudan Gözlemleme: Gerçekte ne olup ne bittiğini izlemenin ve anlamanın en iyi yöntemlerinden bir tanesi, faaliyetler üzerinde doğrudan doğruya gözlem yapılmasıdır. Bu gibi teknikler, fiziki varlıklarla ilgili kanıtları elde etmesi konusunda denetçiye yardımcı olduğu gibi, kişilerin işlerinde uygun prosedürleri takip edip etmedikleri hususunda kanıt toplaması açısından yararlı olabilecektir. Denetçiler, üzerinde çalıştıkları bir faaliyet veya tutum hakkında ilk elden bir fikir oluşturabilmek için dikkatlice gözlem yapmaya ihtiyaç duyacaktır.
Kıyaslama: Kıyaslama yönteminde, performansa dayalı karşılaştırma yapma veya başka bir yerdeki örnek uygulamalar aracılığıyla daha iyi bir performansa ulaşma potansiyelinin olup olmadığının belirlenmesi amaçlanmaktadır. Karşılaştırmalar kurum içindeki diğer faaliyet dalları veya diğer birimler arasında yapılabileceği gibi, kurum dışından yerli veya yabancı ilgili organizasyonlar da esas alınabilmektedir. Asıl amaç, başka yerlerde var olan iyi uygulamalar temel alınarak karşılaştırma yapmak suretiyle daha iyi işler veya işleri daha iyi yapmanın mümkün olup olmadığını araştırmaktır. Bu teknik, etkinliği artırmaya ve tasarruf sağlamaya yönelik fırsatların belirlenmesine yardımcı olabilecektir. Kıyaslama tekniği sayesinde, kurumların kendi performanslarını artırma çabaları güdülenebilecektir.
Anketler: Anketler belli bir konuda bilgi edinmek amacıyla tasarlanmış soruları içeren listelerden ibarettir. Çok fazla insanla mülakat yapmak maliyetli ise ve bu fiyat caydırıcı ise, anketler bilgi toplama aracı olarak ortaya çıkmaktadır. Çoğunlukla, hizmet sunumunun geliştirilmesi amacıyla hizmetin kalitesini veya kapsamını değerlendirmek üzere kullanılmaktadır.
Anketlerin tasarımı, elde edilen kanıtların kalitesi üzerinde doğrudan bir etkisi vardır ve bu yüzden özellikle önem taşımaktadır. Anketlerde cevabı istenen soru dosdoğru sorulmalıdır, zira potansiyel katılımcılar ankete katılmaktan vazgeçebilecektir.
Maliyeti nispeten ucuzdur. Ancak uzun zaman gerektirir. Ucuzluğu yanında, anketörün sübjektifliğinin olmayışı, içerik esnekliği, standardize cevap imkânı ve analiz kolaylığı gibi başka bazı avantajlar da taşır.
Dezavantajları; karmaşık konulardaki sınırlılığı, cevap alamama, sübjektif cevap, gerçek cevap vereni bilememe, anket formunun biçimlendirilmesi sırasındaki önyargı ve yanlış anlaşılabilir sorulardan kaçınma, zorluklarıdır.
İşlem Akış Çizelgeleri: Akış şeması tekniği ile kurum içindeki belli süreçler veya faaliyetler hakkında bilgi toplamak hedeflenmektedir. Akış şeması, kurumsal organizasyon ya da süreç bazında işlemlerin seyri hakkında sıralı bir süreç zincirini göstererek görsel bir yarım sağlar. Bir faaliyetin akış şemasındaki dağılımı, bu faaliyetin temel özelliklerine bağlı olarak yapılabilir. Üstelik bu teknik, denetimde, örneğin araştırma veya kıyaslama gibi tekniklerinde, kullanılan metodolojilerin tasarlanmasında yardımcı olacaktır.
İstatistiksel Analiz: Bu yönteme, çoğunlukla eğilimlerin ortaya çıkarılması veya karşılaştırmaların yapılması amacıyla verilerin analiz edilmesi gerektiğinde başvurulur. İstatistik, bilgilerin toplanması, bir düzene sokulması, sunulması ve analiz edilmesi ile ilgilidir. İstatistikte kişi, nesne veya faaliyetlere ilişkin popülasyon içinden belli bir grubun özelliklerinin sorgulanması için bir örnek alınması ve sorgulanacak değişkenlerin değerlerinin tespit edilmesi söz konusudur. İstatistiksel analiz, performansın ölçülmesi ve tavsiyeler ile sonuçları destekleyen bilgilerin analizi ve yorumlanmasının uygun olduğundan emin olmak için kullanılabilmektedir. Olasılık teorisi hakkında temel bilgiye sahip olmak istatistiksel analizleri sonuçlandırmak için yeterlidir. Ayrıca, istatistiksel bilgileri sunmak, karmaşık verilerin açıklanması için önem taşımaktadır.
Yazılım paketlerinin, özellikle verilerin toplanmasında ve listelenmesinde, analizinde ve yorumlanmasında ve sonuçların sunulmasında önemli katkıları olmaktadır.
İş Süreci İncelemesi: İş süreci incelemesinin temel amacı, inceleme altındaki alanın paranın karşılığını verdiğinden emin olmaktır. Çalışma metotlarının ve standartlarının geliştirilip geliştirilemeyeceğini anlamak için iş süreçlerini inceleyen bir tekniktir. Yüksek hacimli, tekrarlanan görevlere uygulandığında, üretkenliğin (girdi ve çıktı arasındaki ilişki) ölçülmesi yoluyla iş süreci incelemesi hatırı sayılır ölçüde fayda ile sonuçlanmaktadır. İş süreci incelemesi, örneğin kötü ofis uygulamalarını vurgulamak ve çalışma yöntemlerini ve prosedürlerini geliştirmek için kullanılabilir.
Maliyet-Fayda Analizleri: Maliyet-fayda analizleri en kapsamlı ekonomik öngörü biçimidir. Pazarın ekonomik değerini tatmin edici şekilde ölçmeye imkan tanımadığı şeyler de dahil olmak üzere, maliyetler (girdiler) ve faydaları (çıktılar)mümkün olduğunca parasal terimlerle ölçmeye çalışmaktadır. Maliyet-fayda analizlerinin öngörü ile sınırlandırılmaması gerekir; çünkü olaydan sonra da gerçekleştirilebilir. Performans denetiminde, orijinal maliyet-fayda analizinin, gerçek maliyetin başarılan fayda ile karşılaştırıldığında hala paranın karşılığını temsil edip etmediğini anlamak için çok değerlidir. Tahmin edilen maliyetler veya başarılması öngörülen faydalarda başarısızlığın nedenleri performans denetiminin bir parçası olarak incelenebilir.
Örnekleme: Denetime giren tüm işlem ve olayların tamamının incelenmesinin imkânsız veya çok yüksek maliyetli olduğu hallerde, örnekleme incelemenin temeli olarak kullanılır. Avantajı, örnekleme tasarımı ve uygulamasına gereken dikkat ve özen gösterildiğinde, çok düşük maliyetle güvenilir ve geçerli sonuçlar alınabilmesidir. Dezavantajı, herhangi bir örnekleme işleminin, gerek kapsam gerekse doğruluk açısından örnek verilerin yorumunda sınırlamalar getirmesidir. Performans denetiminde, kesin sonuca nadiren ihtiyaç olduğundan örnekleme özellikle bu alanda faydalı bir tekniktir.
Teknik, örneklerin amaçlı veya rasgele seçimine dayandırılabilir. Tekniğin taşıdığı risk, denetim ihtiyaçlarına uymayan örnek tasarımı veya sonuçların özensiz yorumundadır.
Model Geliştirme: Çok geniş verilerin anlaşılması gerekliliği ile karşı karşıya kalındığında, test modelleri geliştirmek yararlı olabilir. Bu, kalitatif verilerin kodlanmasını, grafik re matrisler kullanımını kalitatif ekonomik modeller geliştirilmesini gerektirir. Başarılı şekilde uygulanması çok zor olmakla birlikte, sebep sonuç ilişkilerini irdelemek, isabetli tavsiyelerde bulunmak için de uygun bir yoldur.
4 Sonuç
Performans denetimi; denetim uygulaması açısından bakıldığında finansal ve uygunluk denetimlerinden oldukça farklıdır. Bu nedenle, performans denetçisinin ihtiyaç duyduğu yetenekler, finansal denetim veya uygunluk denetimi yapan denetçilerinkinden daha kapsamlıdır.
Başarılı bir performans denetçisi kişisel özellikler bakımından dürüst, tarafsız, makul ölçüde şüpheci ve iletişime açık kişi olmalıdır. Ayrıca denetimi, genel kabul görmüş yönetim prensiplerini çok iyi bilmeli, yönetim ve muhasebe konularında yeterli olmalı, raporlama, problem çözme, araştırama ve gözlem becerilerine ve analitik düşünme yeteneğine sahip olmalıdır. Ayrıca ekonomi, hukuk, vergi, finans, kantitatif yöntemler ve bilgi teknolojisi gibi bilim dallarında da belli ölçüde bilgi ve genel kültür sahibi olmasıda gerekmektedir. Bütün bunlara ek olarak performans denetiminde kullanabileceği mülakat, anket, analiz vb. diğer özel becerilere bireysel olarak veya ekp olarak sahip olmaları beklenmelidir.

KAYNAKÇA
ARTER, Dennis R., Quality Audits for Improved Performance, 3rd Edition, ASQ Quality Press, Milwaukee-Wisconsin,2003.
CAG, Comptroller and Auditor General of Bangladesh, Performance Audit Manual, Dhaka, 2000 (http://www.cagbd.org/pdf/PerfAuditMan.pdf) erişim: 01.10.2006
EPSTEIN, Paul D., GRIFEL, Stuart S., and MORGAN, Stephen L., Auditor Roles in Government Performance Measurement, 1st Printing, The IIA Research Foundation, Florida, 04/2004.
IIA, The Institute of Internal Auditors, The Professional Practices Framework, First Printing, Florida, 2002.
KHAN, Muhammad Akram, A Practitioner’s Guide to Performance Auditing – Concepts and Methodology, Pleier Corporation, CD-ROM, Mission Vijeo, 2005.
ÖZER, Hüseyin, Kamu Kesiminde Performans Denetimi ve Türkiye Açısından Değerlendirilmesi, T.C. Sayıştay Başkanlığı, 135. Kuruluş Yıldönümü Yayınları, Ankara, 1997.
RAAUM, Ronell B. and MORGAN, Stephen L., Performance Auditing: A Measurement Approach, 4th Printing, The IIA Research Foundation, Florida, 07/2006.
SAWYER, Lawrence B., DİTTENHOFER, Mortimer A. and SCHEİNER, James H., Sawyer’s Internal Auditing: The Practice of Modern Internal Auditing, The Institute of Internal Auditors, Florida, 2003.
The Swedish National Audit Office, Handbook in Performance Auditing – Theory and Practice, 2nd Edition, DTP Production, Stockholm, 1999.
ÜNLÜ, N. Burak, İç Denetçilerde Bulunması Gereken Nitelikler, Türkiye İç Denetim Enstitüsü, İç Denetim Dergisi, Yaz 2005.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.