Bütçe MevzuatıGÜNCEL HABERLERMALİYE MEVZUATI

İyi Bir Bütçeleme ve Mali Yönetimin Temel İlkeleri

dolar-3

İYİ BİR BÜTÇELEME VE MALİ YÖNETİMİN TEMEL İLKELERİ

El kitabında[1] iyi bir bütçeleme ve mali yönetim için kullanılan temel ilkeler esas olarak kurumsal yapı ve işleyiş üzerine yoğunlaşan konulardır, bunlar;

Kapsam ve Disiplin:

Bütçe mutlak surette hükümetin bütün mali işlemlerini kapsayacak büyüklükte olmalıdır. Problemlerin teşhis edilebilmesi, ilgili bağlantıların kurulabilmesi, kurumsal engellerin anlaşılabilmesi ve daha sonra gerekli olan müdahalelerin yapılabilmesi için mevcut mali yönetim sisteminin bütün mali işlemleri kapsayan bir yapıda olması gerekmektedir. Diğer yandan bütçe, bütçesel politikaların önceden belirlenmiş katı bütçe sınırlamaları dahilinde uygulanmasını zorlayıcı nitelikte de olmalıdır.

Meşruluk (yasal olma):

Bütçe uygulamasında karar alıcı konumunda bulunanlar gerek bütçe sürecinde gerekse de bağımsız başka bir süreçte oluşan mali politikalara ve ilkelere uymalı ve onları gerçekleştirmeye çalışmalıdırlar.

Esneklik:

Esneklik, gerekli bilgilerin mevcut olduğu noktaya kararların yönlendirilmesi kavramı ile bağlantılıdır. Hizmetin üretilmesi sürecinde yöneticilerin yönetimsel kararlar konusunda, bakanların da programlar üzerinde belirleyici olma gücüne sahip olması gerekmektedir. Tabi verilen bu yetki açıklık (şeffaflık) ve sorumlulukla birlikte yürütülmeli ve uygulama süreci güçlü bir stratejiye sahip olmalıdır. Kamu sektöründe çoğu zaman görülen uygulamanın sıkı stratejinin ise gevşek olduğudur.

Tahmin Edilebilirlik (Öngörülebilirlik):

Kamusal politikaların ve programların etkin ve verimli bir şekilde uygulanabilmesi açısından tahmin edilebilirlik düzeyi önemli bir faktördür. Mevcut politikaların fonlanabildiği, makro politikalarda istikrarın olduğu bir ortamda kamu sektörünün performansı çok daha iyi olacaktır. Bu anlamda kısa dönem ve uzun dönem arasındaki dengeye özellikle dikkat etmek gerekmektedir. Mali politikalar programlara veya projelere giden kaynakların zaman içindeki sürekliliği konusunda emin olmak zorundadırlar. Bu yüzden programların geliştirilmesinde ve değerlendirilmesinde, bütçe dengesizliklerinin ayarlanmasında orta vadeli bir yaklaşıma gerek duyulmaktadır.

Rekabet (Mücadele):

Politika geliştirilmesinde ve hizmet sağlanmasındaki rekabet daha yüksek bir tahmin edilebilirlik düzeyinin karşılığı olmaktadır. Bu durum mevcut politikaların incelenip değerlendirmeye tabi tutulmasını ve yine bu anlamda kuruluş performanslarının sürekli bir şekilde artmasını beraberinde getirecektir..

Doğruluk:

Bütçe tahminlerinde kullanılan gelir ve gider rakamlarının güvenilir ve samimi olmasını ifade etmektedir. Yanlı (bias) projeksiyon yapmanın hem teknik hem de politik kaynakları olabilir. İyi niyetli olarak yapılan tahminler stratejik önceliklerin oluşturulmasındaki bütçe sınırlamalarını yumuşatmakta (esnetmekte) ve öncelikli projelerin etkin ve verimli bir şekilde kullanılmasına engel olucu bir gelişmeye yol açmaktadırlar.

Bilgi:

İyi bir kamusal karar alma sürecinin ve bütçenin doğruluğunun altyapısı bilgi düzeyine bağlıdır. Maliyet rakamları, çıktılar ve sonuçlarla ilgili tam, doğru ve zamanında sağlanan bilgi çok önemli olmaktadır.

Açıklık ve Mali Sorumluluk:

Kamusal kararlar elde edilebilir (ulaşılabilir), açık ve geniş bir topluluğa ifade edilebilir nitelikte olmalıdır. Açıklık aynı zamanda, karar alıcıların herhangi bir karar almadan önce gerekli olan bütün bilgiye ulaşabilmesini de ifade etmektedir. Karar alıcılar kendilerine sağlanan otoritenin kullanılmasından da mutlaka sorumlu olmalıdırlar.

[1] The World Bank, Public Expenditure Managament Handbook, June 1998.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.