Finans GündemSMM/YMM/BAĞIMSIZ DENETİM

3568 SAYILI KANUNA (SMMM) TABİ MESLEK MENSUPLARININ CEZA KANUNUNA GÖRE HUKUKİ STATÜLERİNİN VE SORUŞTURMA USULÜNÜN TESPİTİ

Muhasebe-7

3568 SAYILI KANUNA (SMMM) TABİ MESLEK MENSUPLARININ CEZA KANUNUNA GÖRE HUKUKİ STATÜLERİNİN VE SORUŞTURMA USULÜNÜN TESPİTİ

Bu çalışmamızda, 3568 sayılı Serbest Muhasebecilik, Serbest Muhasebeci Mali
Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanununa tabi meslek mensuplarının (Serbest Muhasebeci, Serbest Muhasebeci Mali Müşavir ile Yeminli Mali Müşaviri);

-Türk Ceza Kanunu karşısındaki hukuki statülerinin,

-Görevleri sebebiyle (görev sırasında unsuru dikkate alınmayacaktır.) işledikleri suçlardan dolayı yapılacak soruşturma usulünün tespiti yapılacaktır.

3568 SAYILI SERBEST MUHASEBECİLİK, SERBEST MUHASEBECİ MALİ
MÜŞAVİRLİK VE YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK KANUNUNUN KONUMUZLA İLGİLİ HÜKÜMLERİ

Bu Kanunun amacı, işletmelerde faaliyetlerin ve işlemlerin sağlıklı ve güvenilir bir şekilde işleyişini sağlamak, faaliyet sonuçlarını ilgili mevzuat çerçevesinde denetlemeye, değerlendirmeye tabi tutarak gerçek durumu ilgililerin ve resmî mercilerin istifadesine tarafsız bir şekilde sunmak ve yüksek meslekî standartları gerçekleştirmek üzere, “Serbest Muhasebecilik”, “Serbest Muhasebeci Malî Müşavirlik” ve “Yeminli Malî Müşavirlik” meslekleri ve hizmetleri ile Serbest Muhasebeci Malî Müşavirler ve Yeminli Malî Müşavirler Odaları, Serbest Muhasebeci Malî Müşavirler ve Yeminli Malî Müşavirler Odaları Birliğinin kurulmasına, teşkilat, faaliyet ve denetimlerine, organlarının seçimlerine dair esasları düzenlemektir. Bu Kanun hükümlerine göre meslek icrasına hak kazananlara “Serbest Muhasebeci”, “Serbest Muhasebeci Malî Müşavir”, “Yeminli Malî Müşavir” denir (Md:1).

Muhasebecilik ve malî müşavirlik mesleğinin konusu : Gerçek ve tüzelkişilere ait teşebbüs ve işletmelerin;

a) Genel kabul görmüş muhasebe prensipleri ve ilgili mevzuat hükümleri gereğince, defterlerini tutmak, bilanço, kâr-zarar tablosu ve beyannameleri ile diğer belgelerini düzenlemek ve benzeri işleri yapmak.
b) Muhasebe sistemlerini kurmak, geliştirmek, işletmecilik, muhasebe, finans, malî mevzuat ve bunların uygulamaları ile ilgili işlerini düzenlemek veya bu konularda müşavirlik yapmak.
c) Yukarıdaki bentte yazılı konularda, belgelerine dayanılarak, inceleme, tahlil, denetim yapmak, malî tablo ve beyannamelerle ilgili konularda yazılı görüş vermek, rapor ve benzerlerini düzenlemek, tahkim, bilirkişilik ve benzeri işleri yapmak.

Yukarıda sayılan işleri; bir işyerine bağlı olmaksızın yapanlara serbest muhasebeci malî müşavir denir.

Yeminli malî müşavirlik mesleğinin konusu: Fıkrasının (b) ve (c) bentlerinde yazılı işleri yapmanın yanında Kanunun 12 nci maddesine göre çıkartılacak yönetmelik çerçevesinde tasdik işlerini yapmaktır. Yeminli malî müşavirler muhasebe ile ilgili defter tutamazlar, muhasebe bürosu açamazlar ve muhasebe bürolarına ortak olamazlar (Md:2).

Meslek mensupları, görevleri sırasında veya görevleri sebebiyle işledikleri suçlardan dolayı, fiillerinin niteliğine göre Türk Ceza Kanununun devlet memurlarına ait hükümleri uyarınca cezalandırılırlar (Md:47).

3568 SAYILI KANUNA TABİ MESLEK MENSUPLARININ TÜRK CEZA KANUNU KARŞISINDAKİ HUKUKİ STATÜLERİNİN TESPİTİ

3568 sayılı Kanunun 47 inci maddesinde; Meslek mensuplarının, görevleri sebebiyle işledikleri suçlardan dolayı, fiillerinin niteliğine göre Türk Ceza Kanununun devlet memurlarına ait hükümleri uyarınca cezalandırılacağı hüküm altına alınmıştır.

Anılan madde ile ifade edilmek istenen husus, meslek mensuplarının Türk Ceza Kanununun uygulamasında memur sayılmayacağı, buna karşılık Türk Ceza Kanununun yalnız memurlar için uygulanan maddeleri ile cezalandırılacağıdır. Öte yandan, meslek mensuplarına karşı işlenen suçlarda 47 nci madde hükmünün uygulama alanı yoktur.

732 sayılı Türk Ceza Kanununun 279 uncu maddesinde “memur” tanımı yapıldıktan sonra memurlar tarafından işlenebilen suçlarda bu kavram esas alınmıştı. Buna karşılık, 732 sayılı Kanunu yürürlükten kaldıran 5237 sayılı Türk Ceza Kanununda ise “memur” kavramı yerine (memur kavramını da içerdiğini düşünüyoruz) “kamu görevlisi” (md.6) kavramı getirilmiştir. Bu çerçevede, uygulamada kavram kargaşasına düşmemek ve uygulama birliği sağlayabilmek için 3568 sayılı Kanunun 47 inci maddesinin tekrar gözden geçirilmesinde fayda olduğu kanısındayız.

Dolayısıyla, Türk Ceza Kanununda düzenlenen ve memurlar tarafından işlenebilen suçlar (irtikap, görevi kötüye kullanma, rüşvet gibi) 3568 sayılı Kanuna tabi meslek mensupları tarafından da işlenebilir.

3568 SAYILI KANUNA TABİ MESLEK MENSUPLARININ GÖREVLERİ SEBEBİYLE İŞLEDİKLERİ SUÇLARDAN DOLAYI YAPILACAK SORUŞTURMA USULÜNÜN TESPİTİ

Memurların (ve diğer kamu görevlilerinin) görevleri sebebiyle işledikleri suçlardan dolayı yargılanabilmelerinin ön şartı, 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun hükümlerine göre yapılacak ön incelemedir.

Öte yandan 4483 sayılı Kanun, Devletin ve diğer kamu tüzel kişilerinin genel idare esaslarına göre yürüttükleri kamu hizmetlerinin gerektirdiği asli ve sürekli görevleri ifa eden memurlar ve diğer kamu görevlilerinin görevleri sebebiyle işledikleri suçlar hakkında uygulanır.

Mevzuatları gereği meslek mensupları, Türk Ceza Kanununun uygulanması bakımından memur gibi kabul edilmiş olup 4483 sayılı Kanun hükümlerine tabi değildir. Dolayısıyla, görevleri sebebiyle işledikleri suçlar açısından genel hükümlere göre soruşturması yapılacaktır.

Örneğin bir devlet memuru hakkında, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 257 nci maddesinde hüküm altına alınan görevi kötüye kullanmak suçunu işlediğinin iddia edilmesi durumunda, 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun hükümlerine göre izin vermeye yetkili mercilerce ön inceleme yaptırılacaktır. Yapılan ön inceleme neticesinde yargılama sürecinden bahsedilebilecektir. Buna karşılık meslek mensupları açısından (görevi kötüye kullanma suçu), Türk Ceza Kanununun genel hükümleri çerçevesinde doğrudan yargı süreci sözkonusu olabilecektir.

Diğer yandan görev sebebiyle işlenen bir suçtan bahsedebilmenin ön koşulu ise meslek mensupları açısından mevzuatlarınca hüküm altına alınmış görevin/görevlerin varlığıdır. Bir başka ifadeyle meslek mensupları açısından Türk Ceza Kanununun devlet memurlarına ait hükümlerinin uygulama alanı, görevleri sebebiyle işlenen suçlarla sınırlıdır.

SONUÇ

Sonuç olarak, 3568 sayılı Kanuna tabi meslek mensuplarının görevleri sebebiyle işledikleri suçlardan dolayı sorumluluklarının tespiti, Türk Ceza Kanununun yalnız memurlar için düzenlenen maddeleri dikkate alınarak genel hükümlere göre yapılacak soruşturma neticesinde mümkün olabilecektir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.