VERGİ MEVZUATIVergi Yargı Kararları

Vergi Davası Açma Süresi..Dava Zaman Aşımı

finansal tablo-4

Vergi Dava Daireleri Kararı: Kişilerin idareye yaptıkları her yeni müracaatla dava açma süresinin yeniden canlanacağı hk.

D A N I Ş T A Y

VERGİ DAVA DAİRELERİ KURULU

ESAS : 2015/408 KARAR : 2015/323 TARİH : 17.06.2015

MÜLKİYET HAKKI

HACİZ

DAVA AÇMA SÜRESİ

ÖZET : Davacının gayrimenkulüne konulan haciz bağımsız bölümlerin kaydında bulunduğu sürece mülkiyet hakkından dileğince yararlanmasını engelleyerek, menfaatini etkileyeceğinden, haczi koyan idareye kaldırılması istenerek yapılan başvurunun cevap verilmemek suretiyle reddine dair işlem üzerine ve bu işlemin iptali istemiyle, evvelce bu konudaki istemin reddine ilişkin işleme karşı dava açılmamış olsa dahi dava açılmasına engel bulunmadığı gözetilmelidir.

(2577 s. İYUK m. 7)

İstemin Özeti: Davacı tarafından, maliki olduğu taşınmazın 20.04.2006 tarih ve 13382 sayılı haciz bildirisi uyarınca haczedildiğinin öğrenilmesi üzerine haczin kaldırılması istemiyle yapılan başvurunun cevap verilmemek suretiyle reddi üzerine haczin kaldırılması istemiyle DAVA AÇILMIŞTIR.

İstanbul 4. Vergi Mahkemesi 21.02.2012 gün ve E:2011/2352, K:2012/411 sayılı kararıyla; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 6, 7, 14, 15’inci maddeleri ile 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 116, 117, 118 ve 124’üncü madde hükümlerine değindikten sonra; … Sınai Ürünleri İthalat İhracat Ticaret Anonim Şirketinin vergi borçlarından dolayı davacının taşınmazına 20.04.2006 tarih ve 13382 sayılı haciz bildirisine dayanılarak haciz konulduğu, 18.10.2011 tarihinde kayda giren dilekçesiyle haciz işleminin kaldırılması yolunda yaptığı başvurusunun cevap verilmemek suretiyle reddi üzerine aynı istemle, 12.12.2011 tarihinde kayda giren dilekçeyle bakılmakta olan davanın açıldığı, olayda herhangi bir vergilendirme hatası bulunmadığından dava açma süresinin 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 7’nci maddesine göre belirlenmesi gerektiği, 20.04.2006 tarihinde öğrenilen hacze karşı yasada öngörülen dava açma süresi geçirildikten sonra 12.12.2011 tarihinde dava açıldığı gerekçesiyle davayı süre aşımı NEDENİYLE REDDETMİŞTİR.

Davacının temyiz istemini inceleyen Danıştay Dokuzuncu Dairesi, 17.04.2013 gün ve E:2012/3573, K:2013/3709 sayılı kararıyla; vergi, resim ve harçların tarh, tahakkuk ve ödeme emriyle haciz işlemlerini de içeren tahsilat aşamalarında yapılan vergi hataları hakkında mükelleflerin dava açma süresi içinde vergi mahkemesinde dava açmak suretiyle uyuşmazlığı yargı mercii önüne getirme hakları bulunduğu gibi önce düzeltme yoluna başvurmak suretiyle vergi hatasının giderilmesini yetkili makamlardan istemek, reddi halinde, yine dava açma sürelerine bağlı kalarak yargı yerlerine başvurma haklarına sahip oldukları ancak, bu yolun sadece vergi hataları yönünden incelemeye tabi olacağının açık olduğu, … Sınai Ürünleri İthalat İhracat Ticaret Anonim Şirketine ait vergi borçlarının tahsili amacıyla, şirketin kanuni temsilcisinin mirasçısı olan davacının taşınmazına 20.04.2006 tarih ve 13382 sayılı haciz bildirisi üzerine haciz konulduğu, 18.11.2011 tarihli dilekçeyle; Kartal 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin, 16.03.2004 tarihinde kesinleşen E:2004/220, K:2004/221 sayılı kararıyla babasının mirasını kayıtsız şartsız reddettiğinin tescil edildiğini, bu nedenle borçtan sorumlu tutulamayacağını belirterek, haczin kaldırılması istemiyle davalı idareye başvuran davacının, bu talebinin zımnen reddi üzerine 12.12.2011 tarihinde dava açıldığı, belirtilen durum karşısında, vergilendirme hataları kapsamında 18.10.2011 tarihinde davalı idare kayıtlarına geçen başvurunun zımnen reddi üzerine 12.12.2011 tarihinde süresi içinde açıldığı anlaşılan davanın esası hakkında karar verilmesi gerekirken, davanın süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesinde hukuki isabet bulunmadığı gerekçesiyle kararı bozmuş, vergi idaresinin karar düzeltme İSTEMİNİ REDDETMİŞTİR.

Bozma kararına uymayan İstanbul 4. Vergi Mahkemesi, 30.09.2014 gün ve E:2014/2115, K:2014/2014 sayılı kararıyla; ilk kararında yer alan hukuksal nedenler ve gerekçeye ek olarak; haciz işlemlerine karşı kanunda itiraz yolunun öngörülmediği, diğer taraftan Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunun 9.04.2014 gün ve E:2014/142, K:2014/286 sayılı kararı uyarınca da dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle ISRAR ETMİŞTİR.

Davacı tarafından, tapu müdürlüğünde yapılan sorgulama neticesinde 2011 yılında öğrendiği haczin kaldırılması talebine cevap verilmemesi üzerine açılan davanın süresinde olduğu ileri sürülerek kararın BOZULMASI İSTENMİŞTİR.

Savunmanın Özeti: SAVUNMA VERİLMEMİŞTİR.

Danıştay Tetkik Hakimi:

Düşüncesi: Dava dilekçesinde ve davalı idareye yapılan başvuru dilekçesinde haczin 20.04.2006 tarihinde öğrenildiği yolunda BİLGİ BULUNMAMAKTADIR. Davacının, taşınmazına uygulanan haczi öğrenmesi üzerine, haczin kaldırılması istemiyle 18.10.2011 tarihinde davalı vergi idaresi kaydına giren dilekçeyle yaptığı başvurunun cevap verilmemek suretiyle reddi üzerine süresinde dava açıldığı anlaşıldığından ısrar kararının bozulması GEREKTİĞİ DÜŞÜNÜLMEKTEDİR.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunca, dosyadaki belgeler incelendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:

Davacı tarafından, maliki olduğu taşınmazın 20.04.2006 tarih ve 13382 sayılı haciz bildirisi uyarınca haczedildiğini öğrenmesi sonucu, haczin kaldırılması istemiyle yapılan başvurunun cevap verilmemek suretiyle reddi üzerine haczin kaldırılması istemiyle açılan davayı süre aşımı nedeniyle reddeden vergi mahkemesi ısrar kararı TEMYİZ EDİLMİŞTİR.

Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında Temel Haklar ve Ödevler, İkinci KISIMDA DÜZENLENMİŞTİR. 12’nci maddede; temel hak ve hürriyetlerin niteliği “Herkes, kişiliğine bağlı, dokunulmaz, devredilmez, vazgeçilmez temel hak ve HÜRRİYETLERE SAHİPTİR. Temel hak ve hürriyetler, kişinin topluma, ailesine ve diğer kişilere karşı ödev ve sorumluluklarını da ihtiva eder.” şeklinde tanımlanmış, 35’inci maddede de “Mülkiyet Hakkı” temel haklar ARASINDA SAYILMIŞTIR.

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun dava açma süresi başlıklı 7’nci maddesinde, Danıştay ve idare mahkemelerinde altmış, vergi mahkemelerinde otuz gün içerisinde dava açılabileceği hüküm ALTINA ALINMIŞTIR.

İdari yargıda dava açma süresi, idari muamele ve kararlara bir an evvel istikrar vermek ve bunları uzun zamanlar niza meselesi olmaktan kurtarmak AMACINI TAŞIMAKTADIR. Bu sayede Yasa koyucu, sürekli bir biçimde dava açma tehdidi altında kalınmasını engelleyebilmek için idari işlemlerin, ilgililerince ve belli sürede dava konusu edilebileceğini öngörerek, kamu hizmetinin hızlı ve etkin bir biçimde yürütülebilmesini SAĞLAMAK İSTEMİŞTİR. Bu sebeple idari yargıda, kamu düzenine ilişkin olduğu kabul edilerek re’sen araştırılan dava açma süresi Danıştay içtihatlarına göre de “hak düşürücü süre” niteliğindedir.

Çeşitli gerekçelerle Danıştay, kişilerin idareye yaptıkları her yeni müracaatla dava açma süresinin yeniden canlanacağına KARAR VERMİŞTİR. Bu yönde verdiği kararların konusunu ise temel hak ve özgürlükler arasında yer alan; seyahat özgürlüğü, eğitim hakkı ve mülkiyet hakkının kullanılmasını engelleyen ve etkisi devam eden işlemlere karşı yapılan başvurular üzerine tesis edilen İŞLEMLER OLUŞTURMAKTADIR.

… Sınai Ürünleri İthalat İhracat Ticaret Anonim Şirketinin muhtelif dönemlere ait vergi borcunun tahsili amacıyla anılan şirketin yönetim kurulu başkanı …’ın mirasçısı olan davacının taşınmazı üzerine, 20.04.2006 tarih ve 13382 sayılı haciz bildirisiyle haciz konulduğu, haczin öğrenilmesi üzerine 18.10.2011 tarihinde davalı idarenin kaydına giren dilekçeyle babasından kalan mirası reddetmesi nedeniyle haczin kaldırılması talebinde bulunulduğu, başvurunun cevap verilmemek suretiyle reddi üzerine de aynı istemle dava AÇILDIĞI ANLAŞILMIŞTIR.

Vergi Mahkemesince, haczin dayanağı olan haciz bildirisinin düzenlendiği 20.04.2006 tarihine göre 12.12.2011 tarihinde açılan davanın süresinde olmadığına karar verilmiş ise de dosyada, haciz bildirisinin düzenlendiği aynı tarih itibarıyla hacizden haberdar olunduğu yolunda BİLGİ BULUNMAMAKTADIR.

Öte yandan; taşınmazın tapu kaydına konulan haciz, kayıtlarda kaldığı sürece ilgilisinin mülkiyet hakkından dilediğince yararlanmasını engelleyerek, menfaatini etkileyeceğinden, her zaman, süregelen haczin kaldırılması talebiyle yapılacak başvuru üzerine kurulacak idari işlemin iptali istemiyle dava açılmasına da ENGEL BULUNMAMAKTADIR.

Bu nedenle, dava açma süresinin, idareye yapılan başvurunun reddine ilişkin işlemin tebliğ tarihine göre hesaplanması gerektiğinden, olayda da başvurunun zımnen reddi üzerine süresi içinde dava açıldığı anlaşıldığından, dava konusu işlemin hukuka uygunluğu yönünden yapılacak inceleme sonucuna göre karar verilmek üzere, davanın süre aşımı nedeniyle reddi yolunda verilen ısrar kararının BOZULMASI GEREKMİŞTİR.

Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin kabulüyle İstanbul 4. Vergi Mahkemesinin 30.09.2014 gün ve E:2014/2115, K:2014/2014 sayılı ısrar kararının bozulmasına, yeniden verilecek kararda karşılanacağından yargılama giderleri yönünden hüküm kurulmasına gerek bulunmadığına, 17.06.2015 gününde esasta oybirliği, gerekçede OYÇOKLUGUYLA KARAR VERİLDİ.

KARŞI OY

Davacı tarafından, maliki olduğu taşınmazın 20.04.2006 tarih ve 13382 sayılı haciz bildirisi uyarınca haczedildiğinin öğrenilmesi üzerine haczin kaldırılması istemiyle yapılan başvurunun cevap verilmemek suretiyle reddi üzerine haczin kaldırılması istemiyle açılan davayı süre aşımı nedeniyle reddeden vergi mahkemesi ısrar kararı TEMYİZ EDİLMİŞTİR.

Davacının, taşınmazına haciz konulduğunu öğrenmesi üzerine davalı idareye yaptığı başvurunun reddi üzerine süresinde açıldığı anlaşılan davanın esası hakkında yapılacak incelenme sonucuna göre karar verilmesi gerekmekte olup Kurul kararının, süregelen işleme karşı, her zaman yeniden başvuruda bulunularak dava açılmasına engel bulunmadığı yolundaki gerekçesine katılmıyoruz…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.