Uncategorized

Bağımsız Denetim Bağımsızlık Standardı

Bağımsızlık Standardı:

“Denetçi veya denetçiler, denetim görevleri ile ilgili tüm konularda bağımsız düşünme mantığı içinde olmalıdırlar”

ba- Genel Açıklamalar:

Bağımsızlık, denetçinin denetim faaliyetini planlama aşamasından, raporlama aşamasına kadar her safhada,  her türlü kontrol ve etkenden uzak olarak gerçekleştirmesidir. Bağımsızlık meslek ahlakı ile ilgilidir ve denetim mesleğinin özüdür. Bağımsızlığını tam olarak sağlayamayan denetçi gerçek bir denetim çalışması yapmış sayılmaz. Denetim çalışmasından yararlananlar, bu denetim çalışmasının bağımsız olarak yapıldığına inandıkları için denetim sonuçlarının doğruluğuna güvenirler. Denetimin bağımsız yapılmaması durumu, işletmenin mali tablolarına ve bağımsız denetim raporlarına güvenilmemesine yol açacak ve denetim raporlarını geçersiz kılacaktır.

Denetçinin bağımsızlığı, işletme mali tablolarının çok değişik kesimlere hitap etmesi ve her kesimin beklentilerinin farklı olması durumu açısından önemlidir. Örneğin, bankadan kredi alabilmek için karlı gözükmek isteyen bir firma, vergi dairesine vereceği beyannamelerde zarar gösterebilir. Oysa bağımsız denetçi, taraf tutmaksızın denetimi yürütür ve tarafsız olarak denetim raporunu düzenler.

Bağımsız denetim için, denetçi dürüst ve tarafsız davranmalı, denetimin her aşamasında bu bağımsızlığını korumalıdır. Tespit ettiği olumsuzlukları raporunda açıkça belirtmeli, bunların mali tablolara etkisini açıklamalı ve hiçbir hususu gizlememelidir.

Denetçinin bağımsızlığını etkileyen en önemli unsurlardan biri denetçinin aldığı ücrettir. Denetçinin ücreti onun bağımsızlığını etkilemeyecek şekilde belirlenmelidir. Denetçinin bağımsızlığını etkileyen diğer unsurlar ise şunlardır[1]:

  • Denetçinin ticaretle uğraşması,
  • Denetçinin denetlediği işletme ile borç alacak ilişkisinin olması veya denetlediği işletmeden maddi menfaat sağlaması,
  • Denetçinin denetlediği işletmenin yönetimi ile ilişkisinin olması veya ortak olması,
  • Denetçinin denetlediği işletme ile akrabalık ilişkisinin olması,
  • Denetçinin denetim şirketi yönetiminin etkisinde kalması,
  • Denetçinin meslek odaları veya siyasi otoritenin etkisinde kalması,
  • Denetçinin siyasi görüşü doğrultusunda hareket etmesi.

bb- Avrupa Topluluğu Uygulaması:

Avrupa Topluluğunun 8. Yönergesinin 24’ncü maddesiyle, denetçilerin bağımsızlık ölçütlerini belirlemede üye ülkeler serbest bırakılmıştır. Her üye ülke, kendi koşullarına göre bağımsızlık ölçütlerini belirleyecek ve bu ölçütlere uymayanlara özel yaptırımlar uygulayacaktır. Buna göre her üye devlet, mevzuatının öngördüğü şekilde bağımsız olmadıkça denetçilerin denetim faaliyetini yürütemeyecekleri hususunda da gerekli düzenlemeyi yapacaktır.

Yönergenin 27’nci maddesine göre; üye devletler, en az bir üye devlette denetçi koşullarına sahip olmayan denetim şirketlerinin hissedarları ile üst kademe yönetim ve denetim kurulu üyelerinin denetim şirketi adına denetim yapan gerçek kişilerin bağımsızlıklarına zarar verecek biçimdeki müdahalelerini önleyeceğini garanti edeceklerdir.[2]

bc- Türkiye Uygulaması:

Türkiye’de denetçilerin bağımsızlığına ilişkin düzenlemeler, 3568 sayılı Kanunda ve SPK mevzuatında yer almaktadır.

Sermaye Piyasasında Bağımsız Denetim Hakkında Tebliğin “Bağımsızlık İlkesi” başlıklı 10’ncu maddesine göre;

Bağımsız denetim kuruluşları ve denetçiler, denetim çalışmalarında bağımsız olmak zorundadırlar. Bağımsızlık, mesleki faaliyetin dürüst ve tarafsız yürütülmesini sağlayacak bir davranış ve anlayışlar bütünüdür. Denetçilerin dürüst ve tarafsız olmaları yanında, bağımsızlıklarını ortadan kaldırabilecek özel durumlarının da bulunmaması gerekir.

Denetçiler, çalışmaları sırasında ortaya çıkabilecek çıkar çatışmalarından uzak kalmak, dürüst ve tarafsızlıklarını etkileyebilecek hiçbir müdahaleye imkan vermemek, denetim sonucunda ulaştıkları görüşlerini, başkalarının doğrudan veya dolaylı çıkarlarını düşünmeksizin raporlarında açıklamak zorundadırlar.

Serbest Muhasebeci, Serbest Muhasebeci Mali Müşavir ve Yeminli Mali Müşavirlerin Çalışma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmeliğin 9’ncu maddesinde bağımsızlık ilkesi ele alınmış ve meslek mensuplarının çalışmalarını tam bir bağımsızlıkla yürütmeleri gerektiği belirtilmiştir.

Sermaye Piyasasında Bağımsız Denetim Hakkında Tebliğin 11’nci maddesinde bağımsızlığı ortadan kaldıran durumlar açıklanmıştır. Buna göre;

Bağımsız denetim kuruluşu veya denetçilerde, bağımsızlığın zedelendiğine dair tereddüt oluşması halinde bağımsızlığın ortadan kalktığı kabul edilir. Aşağıdaki durumlarda bağımsızlık ortadan kalkmış sayılır.

  1. a) Bağımsız denetim kuruluşlarının ortakları, yöneticileri, murakıpları ile denetçi ve denetçi yardımcıları ve bunların 3’ncü dereceye kadar (3’ncü derece dahil) kan ve sıhri hısımları ile eşleri veya denetim kuruluşları tarafından;
  • Müşteriden veya müşteri ile ilgili olanlardan, doğrudan doğruya veya dolaylı olarak bir menfaat elde edildiğinin ortaya çıkması veya bunlarla bir menfaat sağlanacağı vaadinin, ilgili denetçi tarafından bağımsız denetim kuruluşunun yönetimine yazılı olarak bildirilmemiş olması,
  • Müşteriyle veya müşterinin ortaklarıyla veya müşterinin yönetim, denetim veya sermaye bakımlarından dolaylı veya dolaysız olarak bağlı bulunduğu veya nüfuzu altında bulundurduğu gerçek veya tüzel kişilerle ortaklık ilişkilerine girilmiş olduğunun belirlenmiş olması,
  • Müşteri ile iştiraklerinde kurucu, yönetim kurulu başkan veya üyesi, şirket müdürü veya yardımcısı olarak veya işletmede önemli karar, yetki ve sorumluluğu taşıyan başka sıfatlara görev alınması (Türk Ticaret Kanunu’nun 347-359’ncu maddelerine göre yapılacak görevlendirmeler hariçtir).

–  Müşteriler veya iştirakleri ile olağan ekonomik ilişkiler dışında borç alacak ilişkisine girilmiş olması,

  1. b) Geçmiş yıllara ilişkin denetim ücretinin, geçerli bir nedene dayanmasızın, müşteri tarafından ödenmemesi,
  2. Denetim ücretinin, denetim sonuçları ile ilgili şartlara bağlanmış olması veya piyasa rayicinden bariz farklılıklar göstermesi,

Denetimde bağımsızlığı ortadan kaldıran unsurların en önemlisi denetim ücretiyle ilgilidir. Denetim ücretinin belirlenmesinde serbestçe belirleme ilkesi olmasına rağmen, denetim ücretlerinin asgari tutarları bir yönetmelikle belirlenmiş ve bu asgari tutarların altında denetim yapılması yasaklanmıştır. Denetim ücretleri işletmenin büyüklüğüne, organizasyon yapısına, ticari işletme sınai işletme olmasına göre farklılık gösterebilir. Bu nedenle, standart denetim ücretleri belirlemek mümkün değildir. Asgari denetim ücretinin altına inilmemek şartıyla denetim ücreti serbestçe belirlenebilir. Ancak bu tutarın çok yüksek olması denetçinin bağımsızlığını zedeleyebilir.

Denetim ücretine ilişkin olarak, 02.01.1990 tarihli Serbest Muhasebeci, Serbest Muhasebeci Mali Müşavir ve Yeminli Mali Müşavir Ücretlerinin Esasları Hakkında Yönetmelik çıkarılmıştır.

Yönetmeliğin 11’nci maddesine göre, ücretin tespitinde tarifeye uyulması zorunludur. Tarifedeki asgari miktar altında kalan ücretle çalışmak yasak olup; aksine hareket disiplin cezasını gerektirir. Meslek mensupları ücretsiz işlem yapamazlar.

Yönetmeliğin[3] 12’nci maddesiyle ücretin meslek mensupları ile iş sahipleri arasında serbestçe kararlaştırılacağı esası benimsenmiştir. Yine aynı Yönetmelik hükümlerine göre; ücret sözleşmesinin yazılı olarak yapılması ve belli bir meblağı içermesi şarttır. Ücret sözleşmesine, yapılan hizmet karşılığı meslek mensubuna ortaklık payı verileceğine dair hüküm konulamaz. Ücret sözleşmesinin sözlü yapıldığının belirlenmesi durumunda, meslek mensubu hakkında disiplin cezası uygulanır.

Denetçilerin bağımsızlığını güvence altına almak için getirilmiş olan diğer düzenlemeler ise şunlardır:

3568 sayılı Kanunun 45’nci maddesinde, meslek mensuplarının mesleki faaliyetleri dolayısıyla gerçek ve tüzel kişilere tabi ve onların işyerlerine bağlı olarak hizmet akdi ile çalışamayacakları, ticari faaliyette bulunamayacakları belirtilmektedir.

Yönetmeliğin[4] 43’ncü maddesinde, ticari faaliyette bulunma yasağı düzenlenmiş ve denetçilerin şahıs şirketlerinde ortak, sermaye şirketlerinde yönetim kurulu üyesi veya başkanı olamayacakları belirtilmiştir.

Sermaye Piyasasında Bağımsız Denetim Hakkında Tebliğ’in 13’ncü maddesinde, bağımsız denetim kuruluşları ve denetçilerin ticari hiçbir işle uğraşamayacakları, başka bağımsız denetim kuruluşlarında ortak olamayacakları, yönetici veya denetçi olarak çalışamayacakları belirtilmiştir.

Türkiye Muhasebe ve Denetim Standartları Kurulu (TMUDESK) tarafından hazırlanan  Türkiye Denetim Standartları Taslağında bağımsızlık standardına 23-28 maddeler arasında yer verilmiştir. Bağımsızlık ilkesine ilişkin açıklamalar, Sermaye Piyasasında Bağımsız Denetim Hakkında Tebliğ’ deki düzenlemelerin aynısı olup aralarında önemli bir farklılık bulunmamaktadır.

[1] Mevlüt Özer, a.g.e., S.185

[2] Avrupa Topluluğu 4.7.8. Yönerge, Çevirenler: Yüksel Koç Yalkın – Nalan Akdoğan, TÜRMOB Yayınları – 9, Ankara, 1994

[3] Serbest Muhasebeci, Serbest Muhasebeci Mali Müşavir ve Yeminli Mali Müşavirlerin Ücretlerinin Esasları Hakkında Yönetmelik

[4] Serbest Muhasebeci, Serbest Muhasebeci Mali Müşavir ve Yeminli Mali Müşavirlerin Çalışma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.