Gelir/Kurumlar VergisiÖne Çıkan HaberlerVERGİ MEVZUATIVergi Usul Kanunu

Yurtdışında Yapılan Harcamaların Vergi Kanunları Karşısındaki Durumu

Uçak-4

I – Giriş

Günümüz ticaret hayatının gereği ülkemizde faaliyet gösteren birçok mükellef yaptığı işle ilgili olarak yurt dışına seyahat etmek ve bu seyahatlerde de bir takım harcamalar yapmak zorunda kalmaktadır. Bu seyahatler yurt dışında düzenlenen fuarlara katılmak, hammadde mamul alım veya satımı, pazar araştırması yapmak gibi birçok konuda yapılabilmektedir. Söz konusu seyahatlerde yol, konaklama, yiyecek-içecek gibi zorunlu harcamaların dışında seyahatin niteliğine göre bazı özel nitelikli harcamalar da olabilmektedir. Söz konusu harcamaların Türkiye’de nasıl muhasebeleştirileceği, vergi kanunları karşısındaki durumunun ne olduğu konusunda tereddütler oluşmaktadır. Bu yazımızda yurt dışında yapılan harcamaların Vergi Usul Kanunu, Gelir Vergisi Kanunu ve Katma Değer Vergisi Kanunu karşısındaki durumu değerlendirilerek uygulayıcılara yardımcı olunması hedeflenmiştir.

II – Vergi Usul Kanunu Yönünden Değerlendirilmesi

213 Sayılı Vergi Usul Kanunu hükümlerinde yurtdışında yapılan alışverişlere yönelik özel bir düzenleme yapılmamıştır. Ancak kanunun 227. Maddesinde yapılan genel bir düzenleme ile “bu kanunda aksine hüküm olmadıkça, bu kanuna göre tutulan ve üçüncü şahıslarla olan münasebet ve muamelelere ait olan kayıtların tevsiki mecburidir” denilmiştir. Yani bu hüküm ile ister yurt içinde olsun ister yurt dışında yapılan her türlü iş ve işlemin belgelendirilmesi öngörülmüş ve zorunlu tutulmuştur.
Yine Vergi Usul Kanununda faturanın tanımı, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından düzenlenen vesika şeklinde yapılmıştır.
Kanunda yurt dışı harcamalar için özel bir düzenleme yapılmamışken, bu konuya 253 sıra numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği’nde değinilmiştir.
Söz konusu tebliğin, Yurt Dışında Faaliyette Bulunan Mükelleflere Yaptırılan İş ve Hizmetler Karşılığında Alınan Belgelerle İlgili İşlemler başlıklı bölümünde “yurt dışındaki kişi veya firmalardan belge alan mükellefler, bu belgeleri defter kayıtlarında gider olarak göstermeleri sırasında belgelerde yazılı bedelleri, belgelerin düzenlendiği günde Merkez Bankası’nca belirlenen döviz alış kuru üzerinden Türk Lirasına çevirerek kayıtlarında göstereceklerdir. Ancak inceleme sırasında inceleme elemanının da lüzum görmesi halinde, mükellefler bu belgelerini tercüme ettirmek zorundadırlar”. açıklaması yer almaktadır.
Kanunda ve tebliğde yapılan açıklamalardan anlaşılacağı üzere yurtdışında yapılan harcamaların fatura veya ilgili ülkenin vergi mevzuatı hükümlerine uygun başka bir belge ile tevsik edilmesi gerekmektedir. Söz konusu belgenin Türkiye’de kayıtlara alınması sırasında ise Merkez Bankası döviz alış kuru üzerinden işlem yapılması ve gerektiğinde tercüme ettirilmesi zorunlu kılınmıştır.

III- Gelir Vergisi Kanunu Yönünden Değerlendirilmesi

193 Sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 40. Maddesinde ticari kazancın tespitinde indirilecek giderler sayılmıştır. Buna göre; ” ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan genel giderlerin ve işle ilgili yapılan, işin ehemmiyeti ve genişliği ile mütenasip seyahat ve ikamet giderlerinin, seyahat maksadının gerektirdiği süreyle sınırlı olmak şartıyla safi kazancın tespitinde indirim konusu yapılabileceği hüküm altına alınmıştır.
Burada esas olan, yapılan harcamaların ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılmış olması esasıdır. Yani yapılan harcamalar ile ticari hayatını idamesi arasında direk bir illiyet bağı kurulabilmelidir. Aksi takdirde bu harcamanın gider olarak indirimi mümkün değildir. Kanun koyucu harcamaların yurt içinde ve yurt dışında yapılması konusunda bir ayırıma gitmemiş olup her iki harcamada da ticari hayatın devamlılığı için yapılması şartını koymuştur.
Buna göre ticari hayatın devamına yönelik olarak yapılan yurt dışı seyahat harcamaları, amacının gerektirdiği süre ile sınırlı olması ve yapılan işin önemi ve büyüklüğü ile uyumlu olması şartı ile gider yazılabilecektir.
Gelir Vergisi Kanunu açısından yaptığımız bu açıklamalar Kurumlar Vergisi Kanunu uygulaması için de geçerlidir.
IV- KATMA DEĞER VERGISI KANUNU YÖNÜNDEN DEĞERLENDIRILMESI
3065 Sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 1. Maddesinde ” ticari, sınaî, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde Türkiye’de yapılan teslim ve hizmetlerin KDV’ye tabi olduğu belirtilmiştir. Bu madde hükmünden anlaşıldığı üzere yurt dışında yapılan mal ve hizmet teslimleri KDV’ye tabi değildir.
Aynı kanunun 6. Maddesinde de tereddüde mahal bırakmamak adına işlemlerin Türkiye’de yapılmasının ne anlama geldiği açıklanmıştır. Buna göre işlemlerin Türkiye’de yapılması “malların teslim anında Türkiye’de bulunmasını, hizmetin Türkiye’de yapılmasını veya hizmetten Türkiye’de faydalanılmasını” ifade etmektedir.
Yine KDV Kanununun 30 maddesinde ise “vergiye tabi olmayan veya vergiden istisna edilmiş bulunan malların teslimi ve hizmet ifası ile ilgili alış vesikalarında gösterilen veya bu mal ve hizmetlerin maliyetleri içinde yer alan KDV’nin indirim konusu yapılamayacağı” belirtilmiştir.
Yukarıda yapılan açıklamalara göre yurtdışı seyahatleri nedeniyle yapılan harcamalar (satın alınan mal ve hizmetler) yurt dışında satın alındığından ve yurtdışında faydalanıldığından dolayı KDV’nin konusuna girememekte olup, bu nedenle ödenen KDV’nin de indirim konusu yapılması mümkün değildir.

V – Değerlendirme

Vergi mevzuatımız mükelleflerin iş ile ilgili yurtdışına yapmış oldukları seyahat sonucu oluşan giderlerin belirli şartlar dâhilinde gider olarak indirilmesini kabul etmiştir. Yurt dışında yapılan harcama her şeyden önce mutlak suretle bir belge ile tevsik edilmelidir. Bu belge (ülkemizde olduğu gibi) fatura olabileceği gibi, ilgili ülkenin vergi mevzuatına göre geçerli kılınmış başka bir belge de olabilir. Söz konusu belge ilgili ülkenin kurallarına, para birimine ve yazım diline uygun olarak düzenlenebilir. Türkiye’de kayda alınması ise ilgili belge tarihi esas alınarak Merkez Bankası döviz alış kuru üzerinden TL’ye çevrilerek yapılır. Söz konusu belgelerin gerekmesi halinde Türkçeye çevirisinin yapılması zorunludur.
Bu nitelikteki belgeye dayandırılarak yapılan yurt dışı seyahat harcamalarında yapılan giderlerin seyahat süresi ile sınırlı olmak üzere ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi ile doğrudan illiyet bağının olması ve yapılan işin büyüklüğü ve önemi ile uyumlu olması gerekmektedir.
Bu niteliklere sahip harcama ticari kazancın tespitinde gider olarak dikkate alınabilmektedir. Ancak burada dikkat edilmesi gereken nokta yukarıda sayılan tüm özellikleri sağlasa bile söz konusu harcamaların KDV’sinin (veya benzer dolaylı vergilerin) indirimi mümkün değildir.

kaynak: yılmaz sezer, güncel gündem

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.