Borçlar HukukuGENEL HUKUKGÜNCEL HABERLER

Temerrüt Ne Demek? Temerrüt Faizi Ne Anlama Geliyor? Nasıl Temerrüde Düşülür?

 

 

 

Temerrüt Ne Demek? Temerrüt Ne Anlama Geliyor? Nasıl Temerrüde Düşülür?

TEMERRÜT NEDİR?

Temerrüt kelimesi, kişinin borçlandığı edimi hukuka aykırı olarak yerine getirmemesi anlamına gelir. Yani alacaklı ya da borçlu taraflardan birinin borcunu ya da yükümlülüğünü zamanında ve usulüne göre yerine getirmemesi halidir.

İfası mümkün ve muaccel bir borcu zamanında ödemeyen kişinin, ihtar ile veya varsa vadenin dolmasıyla içine düştüğü hukuki durum.

Temerrüt demek borcun istenmesi demektir. Elbette borç istenirken borçlu olan kişide borcu ödememekte direnmeli. İki taraf arasında imzalanan sözleşmeden doğan bir hakla, borçlu borcunu ödemediği takdirde yapılan ihtarname ile borçlu temerrüde düşer. Bu noktadan sonra alacaklı kişi haklı olarak faiz isteğinde bulunabilir.

Bir temerrüdün oluşabilmesi için yani borçlu kişinin mütemerrit olabilmesi için borcun muaccel yani istenebilir olması gerekir. Aynı zamanda alacaklı kişide ihtar yoluyla bunu talep etmeli. Bu ihtara karşılık borçlu kişi itirazda bulunabilir. Borçlu, bu itirazını zamanaşımı yönünden kullanabilir.

Bir borcun muaccel olması demek o borcun ödeme vadesinin geldiğini belirtir. Yapılan ihtar ise ödemesi gelmiş olan muaccel borcun alacaklıya ödenmesini talep etmektir. Yapılacak olan ihtar için aranan bir şekil şartı yok. Fakat bu ihtarların açık ve muhteviyatında gerekli olan borç bilgilerinin olması gerek.
Kanunlarda yalnızca tacirler arasında gerçekleşen temerrüt ihtarlarının telgraf, mektup ve noter ile yapılması mecburiyeti belirtilmiştir.

Temerrüdün bilinen özelliklerinden en önemlisi, temerrüt ihtarından sonra alacaklı kişinin borçludan faiz talep etmesidir.
Ve bu ihtardan sonra faiz uygulanmaya başlar.
Temerrüt faizi, borçlu kişinin mevcut muaccel borcunu ödemekte direnmesi sonucu borç temerrüde düşer.
Temerrütten sonra ise faiz işlemeye başlar. İşte bu duruma temerrüt faizi denilir.
Muaccel olan borcun ödenmemesinden sonra yapılan ihtarda herhangi bir süre belirtilmemişse ya da yapılacak olan ödeme herhangi bir şarta bağlanmamışsa temerrüt faizi, verilen sürenin bitiminden sonra ya da şartın gerçekleşmesinden sonra başlar.

Temerrüdün gerçekleşmesi durumunda alacaklı kişi üç hakkından herhangi birini kullanabilir.

1) Alacaklı kişi borcun ifasından vazgeçer ve borcun ifa edilememesinden dolayı oluşan zararını talep edebilir.
2)Ödemenin gecikmesinden dolayı oluşacak zarar ile beraber mevcut borcun ifasını isteyebilir.
3)Alacaklı, borcun ifasında vazgeçebilir yani sözleşmeden cayabilir. Bu durumda yaptığı bu sözleşmeye güvenerek oluşan zararını karşı taraftan isteyebilir.

İhtara Gerek Olmayan Durumlar
1-Borç, haksız fiile dayanıyorsa
2-İhtara lüzum olmadığı yapılan sözleşmede ifade edilmişse
3-Borç, sebepsiz zenginleşme ile elde edilmişse
4-İhtar çekmenin gereksiz olduğu görüldüğü durumlarda
5-İfa tarihi net olarak ifade edilmemişse…

Temerrüt İhtarı ve Temerrüde Düşürmek Kavramları

Temerrüt borcun istenebilir hale gelmesi ancak borçlunun buna karşı ödememekte direnmesi anlamına gelmektedir. Sözleşmeden kaynaklanan bir borcun ihtarname ile miktar ve ödeme süresi belirtilmek suretiyle istenilmesi neticesinde borçlu temerrüde düşer ve bu tarih itibariyle alacaklı faiz talebinde bulunabilir. Haksız fiilden kaynaklanan bir alacakta borçlu haksız fiil tarihinde, sebepsiz zenginleşmede ise sebepsiz zenginleşme tarihinde mütemerrid olur.

Temerrüt ihtarı

Temerrüt oluşabilmesi için yani borçlunun mütemerrit hale getirilebilmesi için borcun muaccel olması yani istenebilir olması ayrıca alacaklının da ihtar ile bunu talep etmesi şartları sağlanmalıdır.

Eğer borçlunun ihtara karşı bir defi savunması varsa örneğin borcun zamanaşımına uğradığına ilişkin zamanaşımı defi veya iki tarafa borç yükleyen akitlerde alacaklının kendi üzerine düşen ve daha önce ifa etmesi gereken edimi ifa etmediğine ilişkin ödemezlik defi ileri sürülmesi halinde temerrüt gerçekleşmez.

Borcun istenebilir yani muaccel olması borcun ödeme vadesinin gelmiş olması anlamına gelir ihtar ise muaccel olan borcun ödenmesini talep etmek olarak anlaşılmaldır.

İhtar için her hangi bir şekil şartı yoktur ancak ihtarın açık ve muhteviyatında borç miktarını da barındırması gerekir.
Kanun sadece tacirler arasında yapılacak temerrüt ihtarlarının noter, iadeli taahhütlü mektup ya da telgraf ile yapılması şartını getirmiştir. Dava açılması da tek başına temerrüde düşüren bir ihtar olarak kabul edilmektedir.

Eğer
1)borcun ifa edileceği gün tarafların anlaşması ile belirlenmiş bir kesin gün ise,
2)vade tayin edilmiş olmayıp tarafların anlaşması neticesinde bir muacceliyet ihbarı ile tayini söz konusu olmuş ise,
3)son olarak da borcun mahiyeti gereği artık ihtarda bulunmanın bir anlam ifade etmeyeceği kabul edilebiliyorsa artık temerrüd ihtarına gerek kalmadan borçlu mütemerrid olur.

Temerrüd ihtarının en önemli neticesi ihtarın borçluya tebliği tarihi itibariyle artık alacağa temerrüt faizi işlemeye başlamasıdır.

 

TEMERRÜT FAİZİ NEDİR?

Peki temerrüd faizi ne demek ? Borçlunun muaccel olan borcunu ödememesi neticesinde temerrüde düşmesi halinde işlemeye başlayan faize temerrüd faizi denilmektedir.
Eğer ihtarda bir süre belirtilmiş veya ödeme bir şarta bağlanmış ise faiz sürenin bitiminden ya da şartın gerçekleşmesinden itibaren işlemeye başlar.

Temerrüd halinde borçlu kural olarak beklenmedik hal nedeniyle oluşacak zararlardan sorumlu olacaktır.
Ancak bu sorumluluktan temerrüde kusuruyla düşmediğini veya zamanında ödeseydi dahi beklenmedik halden dolayı zararın meydana geleceğini ispatlamakla kurtulabilir.

Temerrüd gerçekleşirse alacaklı 3 adet seçimlik hakkından birini kullanabilir:

1-Gecikmeden kaynaklı zararın tahsili ile birlikte borcun ifasını talep edebilir.
2-Borcun ifasından vazgeçerek borcun ifa edilmemesindne doğan zararını yani müspet zararının tazminini isteyebilir.
3-Borcun ifasından vazgeçmekle birlikte sözleşmeden dönerek (yani kendi üzerine düşen edimi de ifa etmekten vazgeçerek) menfi zararının yani bu sözleşmeye güvenerek gerçekleştirdiği masrafların ve zararının tazminini isteyebilir.

Temerrüt, kişinin borçlandığı edimi hukuka aykırı olarak yerine getirmemesi halidir.
Temerrüt alacaklının ve borçlunun temerrüdü şeklinde iki türlüdür.
Gerek alacaklı ifa edilmek istenen edimi kabul etmeyerek; gerekse borçlu yerine getirmekle borçlandığı edimi zamanında ifa etmeyerek borca aykırı davranmış olur…

Temerrüt, kişinin borçlandığı edimi hukuka aykırı olarak yerine getirmemesi halidir. Yani alacaklı ya da borçlu taraflardan birinin borcunu ya da yükümlülüğünü zamanında ve usulüne göre yerine getirmemesi durumudur.

Temerrüde düşmek ne demektir?

Temerrüde düşme durumu borcu hiç ödeyemeyecek durumda olmak ya da iflas etmek demek değil, vaktinde ödeyememek ya da tam ödeyememek demektir. Temerrüde düşmek genelde borcun zamanında ödenmemesi/ödenememesi hali için söylenmekle birlikte bu durum alacaklının ve borçlunun temerrüdü şeklinde iki türlüdür:

Şöyle ki borçlu taraf yapması gereken ödemeyi zamanında yapmazsa temerrüde düşer, buna karşılık ödemeyi alan taraf söz konusu ödeme karşılığında gerçekleştirmesi gereken yükümlülüğü yerine getirmez ya da ifa edilen ödemeyi kabul etmez ise de temerrüde düşmüş olur.

Yükümlülüklerin geç de olsa yerine getirilmesi durumunda temerrüt hali sona erer, fakat gecikme nedeniyle temerrüde düşülen tarih ile yükümlülüğün yerine getirildiği tarih arasındaki süre “geçmiş günler faizi” olarak görülür ve temerrüt faizi işletilir.

Temerrüt faizi oranı, borcun türüne göre farklı oranlarda belirlenebilmekte ve ilgili söleşmelerde belirtilmektedir.

BDDK, Temerrüt tanımı ile İlgili Değişiklik Yaptı,
11.04.2019 – Temerüt ve temerrüde düşme durumu ilgili değişiklikle gelen güncellenmedir:

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu, Kredi Riskine Esas Tutarın İçsel Derecelendirmeye Dayalı Yaklaşımlar ile Hesaplanmasına İlişkin Tebliğ’de değişiklik yaptı. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun konu ile ilgili kararı Resmi Gazete’de yayımlandı. Buna göre, perakende alacaklar için temerrüt tanımı borçlu yerine işlem bazında uygulanabilecek. Bu çerçevede, borçlunun herhangi bir borcunun temerrüde düşmesi, bankaya olan tüm borçlarının temerrüde düştüğü anlamına gelmeyecek.

Temerrüt, kişinin borçlandığı edimi hukuka aykırı olarak yerine getirmemesi halidir. Temerrüt alacaklının ve borçlunun temerrüdü şeklinde iki türlüdür. Gerek alacaklı ifa edilmek istenen edimi kabul etmeyerek; gerekse borçlu yerine getirmekle borçlandığı edimi zamanında ifa etmeyerek borca aykırı davranmış olur.

 

TEMERRÜDE DÜŞMEK NE DEMEK?

Temerrüde düşme durumu borcu hiç ödeyemeyecek durumda olmak ya da iflas etmek demek değil, vaktinde ödeyememek demektir. Temerrüde düşmek genelde borcun zamanında ödenmemesi/ödenememesi hali için söylenmekle birlikte bu durum alacaklının ve borçlunun temerrüdü şeklinde iki türlüdür:

Şöyle ki borçlu taraf yapması gereken ödemeyi zamanında yapmazsa temerrüde düşer, buna karşılık ödemeyi alan taraf söz konusu ödeme karşılığında gerçekleştirmesi gereken yükümlülüğü yerine getirmez ya da ifa edilen ödemeyi kabul etmez ise de temerrüde düşmüş olur.

Para Borçlarında Borçlunun Temerrüdünün ŞartlarıBir borcun ifa edilmesi mümkün ve borç muaccel olduğu halde zamanında ifa edilmemişse borçlu ifada gecikmiş olur.
Borcun ifasındaki gecikme bazı şart-ların varlığı halinde borçlunun temerrüdü olarak adlandırılır.
Diğer bir ifadeyle borçlunun temerrüdü “borcun ifasında nitelikli bir gecikmedir”[29].
Borçlunun temerrüdü TBK md 117/1’de “Muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarıyla temerrüde düşer.” şeklinde düzenlenmiştir.
Buna göre kural olarak borçlunun temerrüdü için alacak muaccel olmalı ve alacaklı borçluyu ihtar etmelidir.

TEMERRÜT İÇİN İHTARA GEREK OLMAYAN HALLER

Fakat TBK m. 117/2 bazı hallerde ihtara gerek olmadığını düzenlemiştir[30].
1) Borcun İfasının Mümkün Olması:
İfadaki her gecikme temerrüde yol açmaz. Borçlunun temerrüdü için ifanın mümkün olmakla birlikte gecikmiş olması gerekir.
Çünkü imkânsız bir borç için temerrüt mümkün değildir. Fakat borcun ifası muaccel olmadan önce imkânsız hale gelmişse artık borçlunun temerrüdünden bahsedilemez. Fakat ifa temerrütten sonra imkânsız hale gelmişse bu, temerrüt hükümlerinin uygulanmasını engellemez[31].

2) Alacağın Muaccel Olması:
Borçlunun temerrüdü için alacağın muaccel olması gerekir�
Muacceliyet, temerrüdün zamana ilişkin şartı olarak, alacaklının edimin yerine getirilmesini talep ve dava etme hakkını ifade eder.
Örneğin borçlunun zamanaşımı def ’i ileri sürmesi, alacağın muaccel olmasını ve borçlunun temerrüde düşmesini engeller. Ancak def ’i tek başına temerrüde düşmeyi engellemez.
Temerrüde düşmeyi def ’inin “ileri sürülmesi” engeller[32].
Alacağın muaccel olacağı zamanı belirleyen bir sözleşme hükmü, kanuni düzenleme ya da ihbar yoksa borç alacağın doğduğu anda muaccel olur[33].
TBK m. 117’ye göre “Muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarıyla temerrüde düşer”.
Eğer bu düzenlemede olduğu gibi borçlunun temerrüde düşmesi için alacaklının bazı hazırlıklar yapması gerekiyorsa, bunlar yapılmadıkça borçlu temerrüde düşmez[34]

Alacaklının Borçluyu İhtarı Nedir? Hangi Hallerde İhtar Yapılması Gerekir?  İhtar Neden Önemlidir?
a) İhtarın Gerekli Olduğu Haller
TBK m. 117/1’e göre kural olarak borçlunun temerrüdü alacağın muaccel olmasıyla değil, borçluya ihtar yapılmasıyla gerçekleşir.
İhtar, ifa tarihinin belli olmadığı ya da borçlu tarafından bilmediği hallerde, borçluyu korumak amacıyla getirilmiş bir temerrüt şartıdır[35].
İhtar, borcun ifasını isteyen, aksi halde temerrüde düşmenin sonuçlarıyla karşılaşılacağı konusunda borçluyu ciddi şekilde uyaran, alacaklının edimi kabule hazır olduğunu bildiren, faiz ödeme yükümlülüğünü ve yargısal süreci hatırlatan, tek taraflı, muhataba ulaşması gereken bir irade açıklamasıdır.

İhtar, sözlü ya da yazılı olabilir. Fakat ispat kolaylığı bakımından yazılı olması tercih edilir.
Dava açılması ve icra takibi başlatılması da ihtar sayılır[36].
İhtarnamede borcun ifası için borçluya süre verilmesi gerekli değildir.
Fakat süre verilmişse sürenin sonuna kadar erteleme yapıldığı kabul edilir (TBK m� 123)�
İhtar, ifası istenen borca, gerek miktar ve gerek nitelik yönünden açıkça uygun olmalıdır. Aksi halde ihtar kendinden beklenen sonuçları doğurmaz[37].
TBK’nda ihtar için bir şekil öngörülmemekle birlikte TTK m� 18/3’te ticari işlerde yapılacak ihtarların noter aracılığıyla, taahhütlü mektupla, telgrafla veya güvenli elektronik imza kullanılarak kayıtlı elektronik posta sistemi ile yapılması gerektiği düzenlenmiştir.
İhtar borçluya ulaştığı gün temerrüt gerçekleşmiş olur[38].

b) İhtarın Gerekli Olmadığı Haller
TBK m. 117/2, borçlunun hangi hallerde ihtar edilmeden temerrüde düşeceğini düzenlemiştir.
1)Alacaklı ile borçlu, borcun ifa edileceği günü yani vadeyi birlikte belirlemişlerse, borçlunun temerrüde düşmesi için vadenin geçmesi yeterlidir.

2)Bir diğer ihtarsız temerrüt hali de sözleşmede bulunan bir hakka dayanarak taraflardan birinin diğer tarafa usulüne uygun bir bildirim yaparak belirlediği vadenin geçmesiyle gerçekleşen temerrüttür.
3)Ayrıca bir haksız fiilin işlendiği, sebepsiz zenginleşmenin gerçekleştiği tarihte de borçlu kendiliğinden, kanunen temerrüde düşer.
Ancak sebepsiz zenginleşen iyiniyetli ise temerrüde düşmesi için ihtar edilmesi gerekir[39]�

TBK m. 117’de düzenlenen ihtar koşulu emredici nitelikte olmadığından, taraflar yaptıkları sözleşmeyle temerrüt için ihtarın gerekliliğinden vazgeçerek alacağın muaccel olmasıyla birlikte temerrüdün gerçekleşeceğini kararlaştırabilirler[40].
TBK’da düzenlenmemekle birlikte borçlunun borcu ödemeyeceğini açıkça bildirdiği durumda da ihtara gerek yoktur[41].
Borçlar Kanunu Tasarısı’nın Adalet Komisyonu gerekçesinde TBK m. 117’de, haksız fiil ve sebepsiz zenginleşmeden kaynaklanan borçlarda faizin başlangıç tarihinin belirlenmesi bakımından doktrin ve içtihada uygun bir değişikliğe gidildiği ifade edilmiştir.
TBK m. 117/2’nin temerrüdün haksız fiilin işlendiği tarihte gerçekleşmiş sayılacağına dair hükmü, kusursuz sorumluluk hallerinde, fiilin kusursuz sorumlu olan kişiden kaynaklanma zorunluluğu olmaması ve kast dışı ihmal hallerinde olduğu gibi bazı somut durumların madde kapsamına alınması nedeniyle eleştirilmektedir[42].
Kanun sebepsiz zenginleşenin iyi niyetli olup olmamasına göre bir ayrım yapmaktadır.

Bu bakımdan kanun sebepsiz zenginleşenin TMK m. 2 uyarınca dürüstlük kurallarına göre değil, TMK m. 3 uyarınca sebepsiz zenginleşmeyi bilip bilmemeye göre bir iyiniyet ayrımı yap-mıştır.
Bir sözleşmeden doğan borçta borçlunun borcunu ve kime ödeyeceğini bilmesine rağmen temerrüde düşmesi için ihtar aranırken, sebepsiz zenginleşmede sebepsiz zenginleşildiğini bilip bilmeme üzerine kurulu bir iyiniyet ayrımına gidilmesi doktrinde çelişkili bulunmakta, sebepsiz zenginleşen kötü niyetli dahi olsa temerrüt faizinin ihtardan itibaren başlaması gerektiği, bu nedenle ihtar kuralından ayrılmak için bir sebep bulunmadığı ifade edilmektedir[43].
Bir diğer görüşe göre ise alacaklı, iade borçlusunun iyiniyetli olup olmadığını genellikle bilemeyeceğinden kendisini sağlama almak amacıyla her hâlükârda ihtar çekmek yoluna gideceği için pratikte pek fazla değişiklik olmayacaktır[44].
Avrupa Birliği’nde son yıllarda ihtarsız sayılı (sınırlı) temerrüt hallerini genişletme eğilimi bulunmaktadır.
Bu kapsamda çıkarılan “Ödemelerde Temerrüt Direktifi”[45] (Zahlungsverzugsrichtlinie) ile para borçlarının ifasında yaşanan gecikmelerin önüne geçilmesi amaçlanmış, bu doğrultuda borçlunun kolayca ve çabukça temerrüde düşürülmesi için ihtarın beklenmesinin gerekli olmadığı tüm haller için ihtar zorunluluğu kaldırılmıştır[46].
Bu gelişmelere karşın Türkiye’de kanun koyucu Direktifte düzenlenen ihtarın gerekmediği haller konusunda sessiz kaldığı ve ihtarsız temerrüt konusunda düzenlenebilecek birçok konu varken gündemde yeri olmayan haksız fiilde ve sebepsiz zenginleşmede temerrüt hallerini TBK m. 117/2’de düzenlediği için haklı olarak eleştirilmektedir[47].B.

Para Borçlarında Temerrüdün Sonuçları
Kanun koyucu para borçlarının ödenmemesi halinde alacaklının parasından bir süre mahrum kalması nedeniyle, bozulan menfaat dengesini kurmak için temerrüt faizini düzenlemiştir.
Bir para borcunu ödememek suretiyle temerrüde düşen borçlu, anaparaya ek olarak TBK m. 120 ve 3095 sayılı Kanun m. 2’ye göre temerrüde düştüğü tarihi izleyen günden itibaren temerrüt faizi ödemek zorunda kalır.
Temerrüt faizi tarafların faiz ödenmesine ilişkin bir anlaşması olmasa da kanundan doğar.
Fakat temerrüt faizinin alınabilmesi için borçludan talep edilmesi gerekir.
Mahkeme talep olmaksızın temerrüt faizine hükmedemez.
Temerrüt faizinin doğması için alacaklının zarara uğraması, borçlunun da kusurlu olması şartı aranmaz. Bu nedenle para borçlarında temerrüt bir kusursuz sorumluluk halidir.
Fakat alacaklı temerrüt nedeniyle, temerrüt faizinin karşı-lamayacağı bir oranda zarara uğramışsa, aşkın zararının tazminini isteyebilir.
Temerrüt faizi borcun kaynağına bakılmaksızın sadece para borçlarına uygulanır. Para borcu dışındaki diğer borçlara değerleri para ile ifade edilebilse bile temerrüt faizi uygulanmaz[48]�III. Türk

image 2

Kaynaklar;

[29]Oğuzman/Öz s. 376; Ayrancı s� 100�[30]Eren s� 1092 vd�; Oğuzman/Öz s� 377 vd�, Reisoğlu s� 367 vd�[31]Reisoğlu s� 370; Barlas s� 16, 21; Eren s� 1092; Oğuzman/Öz s� 376, 384-385�[32]Oğuzman/Öz s� 377; Reisoğlu s� 367;
Eren’e göre def ’i borçlunun temerrüde düşmesini engellemez, sadece sonuç doğurmasını engeller (Eren, s� 1093); Ayrancı s� 100�[33]Eren s� 1092; Oğuzman/Öz s� 377-378�[34]Kılıçoğlu s� 678; Barlas s� 75 vd�
Türk Borçlar Kanunu’nun Para Borçlarında Faize İlişkin Getirdiği Yenilik ve Sınırlamalar / DEMİR216Ankara Barosu Dergısı 2012/ 4HAKEMLİ3)
[35]Nomer, Haluk Nami: “Haksız Fiil ile Sebepsiz Zenginleşmeden Doğan Alacaklarda Borçlunun Temerrüdü İçin İhtar Gerekir mi?” Prof� Dr� Rona Serozan’a Armağan C� II, İstanbul 2011 s� 1305-1306�[36]Barlas s� 34-43; Eren s� 1093; Oğuzman/Öz s� 380; Reisoğlu s� 368; Kılıçoğlu s� 678-680; Serozan, Rona: “Yeni Borçlar Kanunu’nda İfa Zamanı ve Zamanında İfa Etmeme Konularında Rastlanan Yenilikler” İş Dünyası ve Hukuk Prof� Dr� Tankut Centel’e Armağan İstanbul 2011, s� 1076�[37]Eren s� 1094-1095; Oğuzman/Öz s� 378-381; Kılıçoğlu s� 680; Barlas s� 47-54�[38]Eren s� 1095; Oğuzman/Öz s� 380; Reisoğlu s� 368; Kılıçoğlu s� 679�Türk Borçlar Kanunu’nun Para Borçlarında Faize İlişkin Getirdiği Yenilik ve Sınırlamalar / DEMİR217ıişı/ ğ Ankara Barosu DergisiHAKEMLİ
[39]Öz, M� Turgut: Yeni Borçlar Kanunu’nun Getirdiği Başlıca Yenilik ve Değişiklikler, 2� B� İstanbul 2012, s� 19; Barlas s� 54-55; Eren s� 1095-1097; Oğuzman/Öz s� 381-383; Reisoğlu s� 369-370; Kılıçoğlu s� 680-684; Serozan s� 1076-1077; Barlas s� 54 vd� [40]Kılıçoğlu s� 681�[41]Serozan s� 1077�[42]Nomer s� 1308�[43]Nomer s� 1310-1313�[44]Buz s� 105�[45] 2000/35/EC sayılı Ödemelerde Temerrüt Direktifi ve üye ülkelerin 16�03�2013 tarihine kadar ulusal mevzuatlarına aktarmak zorunda oldukları ticari işlerde temerrüt hakkındaki yeni direktif (2011/7/EU) için bkz: http://ec�europa�eu/enterprise/policies/single-market-goods/fighting-late-payments/index_en�htm�
Türk Borçlar Kanunu’nun Para Borçlarında Faize İlişkin Getirdiği Yenilik ve Sınırlamalar / DEMİR218Ankara Barosu Dergısı 2012/ 4HAKEMLİ

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.