GENEL HUKUKGÜNCEL HABERLERTicaret Kanunu

Taahhüt Edilen Sermaye Ödenmezse Ne Olur?

dolar-4

Değerli okurlarımız bugün ilginç bir konuyu ele alacağız. Bilindiği gibi şirketler sermayelerini aynen veya nakden ödeyerek ya da taahhüt ederek artırabilirler. Taahhüd edilen sermayenin ise 24 ay içinde ödenmesi gerekmektedir. Ancak, taahhüd edilen sermayenin 24 aylık süre içerisinde değil de daha kısa sürede ödenmesi şirket sözleşmesi ile ya da genel kurullarda öngörülebilir. İşte taahhüd edilen sermaye belirlenen sürelerde ödenmez ise (hatta 24 aylık süreç içerisinde dahi) vergi inceleme elemanları bu konuyu eleştiri konusu yaparak örtülü kazanç dağıtımından bahisle vergi inceleme raporları yazabilmekte ve bu raporlara istinaden tarhiyatlar yapılabilmektedir.

Bilindiği üzere limited şirketlerde asgari sermaye tutarı 10.000.-TL ve anonim şirketlerde ise 50.000.-TL’dir. Ortakların sermaye taahhütlerini yerine getirmelerine ilişkin Ticaret Kanununun ilgili maddelerinin hükümleri aşağıdaki gibidir.

– Her ortağın, usulüne göre düzenlenmiş ve imza edilmiş şirket sözleşmesiyle koymayı taahhüt ettiği sermayeden dolayı şirkete karşı borçlu olduğu,
– Şirketin, her ortağın sermaye koyma borcunu yerine getirmesini isteyebileceği ve dava edebileceği gibi, yerine getirmede gecikme sebebiyle uğradığı zararın tazminini de isteyebileceği, tazminat istemi için ihtarın şart olduğu, şahıs şirketlerinde bu davayı ortakların da açabileceği,

– Ortaklarca, sermaye olarak konulması taahhüt edilen hakların korunması için, kurucular tarafından ortaklar aleyhine ihtiyati tedbir istenebileceği, tedbir üzerine açılacak  davalar için, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununda öngörülen süre ancak şirketin tescil ve ilanı tarihinden itibaren işlemeye başlayacağı TTK 128’inci maddede düzenlenmiştir.

Zamanında ifa edilmeyen sermaye para ise, 128 inci madde gereğince tazminat hakkına halel gelmemek şartıyla, aksine şirket sözleşmesinde veya esas sözleşmede hüküm yoksa, şirketin tescili anından itibaren temerrüt faizinin de ödeneceği 129’uncu maddede düzenlenmiştir.

132’nci madde uyarınca ise, kanunlarda aksine hüküm yoksa, şirket sözleşmesiyle ortakların, koydukları sermayeler için faiz ve şirketteki hizmetleri sebebiyle kendilerine ücret verilmesi kabul olunabilir.

Anonim şirketlerde nakdi sermaye 344’üncü maddede düzenlenmiş olup buna göre, nakden taahhüt edilen payların itibarî değerlerinin en az yüzde yirmibeşi tescilden önce, gerisi de şirketin tescilini izleyen yirmidört ay içinde ödenir. Payların çıkarma primlerinin tamamı tescilden önce ödenir.  Sermaye Piyasası Kanununun pay bedellerinin ödenmelerine ilişkin hükümleri saklıdır.

345’inci maddeye göre de, nakdî ödemeler, 19/10/2005 tarihli ve 5411 sayılı Bankacılık Kanununa bağlı bir bankada, kurulmakta olan şirket adına açılacak özel bir hesaba, sadece şirketin kullanabileceği şekilde yatırılır. Taahhüt edilen payların, kanunda veya esas sözleşmede öngörülmüş bulunan ve kanunda yazılı olandan daha yüksek olan tutarlarının ödendiği, ticaret siciline yöneltilecek bir banka mektubu ile ispatlanır. Banka, bu tutarı, şirketin tüzel kişilik kazandığını bildiren bir sicil müdürlüğü yazısının sunulması üzerine, sadece şirkete öder.

481’inci maddede ödemeye çağrı düzenlenmiş olup, payların bedelleri, yönetim kurulu tarafından, esas sözleşmede başkaca hüküm bulunmadığı takdirde, pay sahiplerinden ilan yoluyla istenir. İlanda, ödenmesi istenen sermaye borcunun oranı veya tutarı ile ödeme tarihi ve ödemenin nereye yapılacağı açıkça belirtilir. İkincil yükümlülükler hakkında, esas sözleşmede, sözleşme cezası da öngörülebilir.

Temerrüde düşmenin sonuçları ise 482’nci maddede yer bulmuş olup, sermaye koyma borcunu süresi içinde yerine getirmeyen pay sahibi, ihtara gerek olmaksızın, temerrüt faizi ödemekle yükümlüdür. Ayrıca, yönetim kurulu, mütemerrit pay sahibini, iştirak taahhüdünden ve yaptığı kısmi ödemelerden doğan haklarından yoksun bırakmaya ve söz konusu payı satıp yerine başkasını almaya ve kendisine verilmiş pay senedi varsa, bunları iptal etmeye yetkilidir. İptal edilen pay senetleri ele geçirilemiyorsa iptal kararı 35 inci maddede yazılı gazetede ve ayrıca esas sözleşmenin öngördüğü şekilde ilan olunur. Esas sözleşmeyle, pay sahipleri, temerrüt hâlinde, sözleşme cezası ödemekle zorunlu tutulabilirler. Şirketin tazminat hakları saklıdır.

Ticaret Kanununda şirket ortaklarının sermaye taahhüdünün yerine getirilmesi ve getirilmemesi halinde hangi yaptırımlarla karşılaşacaklarına ilişkin düzenlemelere yukarıda yer verilmiştir.Buna göre şirket ortakları esas sözleşmelerinde sermaye taahhüdlerinin ne şekilde yerine getirileceğini belirlemiş olmaları gerekir.

Kurumlar Vergisi Kanununun 13. Maddesinde transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç dağıtımı müessesesi düzenlenmiştir. Vergi inceleme elemanları da taahhüt edilip ödenmemiş olan sermayeler için dönem sonlarında KVK 13 kapsamında adat geliri hesaplayabilmektedirler.

Ancak, taahhüd edilen fakat ödenmeyen sermaye için en erken esas sözleşmede belirlenen sürenin dolmasından sonra adat hesaplanabilecektir. Genelde esas sözleşmelerde Ticaret Kanununa uygun olarak taahhüd edilen sermayenin 24 ay içinde ödeneceği düzenlenmektedir. Bu durumlarda denetim elemanları 24 ay dolmadan örtülü kazanç dağıtımından kaynaklı rapor yazacak olurlar ise bu raporlar Ticaret Kanunu düzenlemelerine de aykırı olacaktır.

Kuruluş veya sermaye artırımı esnasında taahhüt edilen, ancak daha sonra vadesinde ödenemeyen sermaye taahhütlerinde ve bu tutarlar üzerinden faiz hesaplanmasında kurum açısından düşük bedelle mal veya hizmet satımında bulunulduğundan bahsedilemeyecektir. Zira burada ortaklık mal varlığından çıkıp ortağa kullandırılan bir bedel (borç) bulunmayıp, ortaklık hukuku anlamında sermaye borcunun zamanında ödenmemesinden ileri gelen bir temerrüt halinin söz konusu olduğu, asıl amacın ileride yapılacak yatırımlar için fon biriktirmek olduğu, dolayısıyla da herhangi bir finansman hizmetinden söz edilemeyeceğinden KVK 13 kapsamında örtülü kazanç dağıtımından da bahsedilemeyecektir.  

Bu konuda yazılmış olan bir rapor dava konusu yapılmış olup, Vergi Mahkemesi  de kararında bu işlemin KVK 13 kapsamında örtülü kazanç dağıtımı olarak kabul edilemeyeceğini belirtmiştir.

Taahhüd edilip ödenemeyen sermaye için örtülü kazanç dağıtımından bahisle tarhiyat yapılacak olunur ise, şirketler sermaye artırımı yolunu tercih etmeyebileceklerdir. Bu da, şirketlerin sermaye artışının önünü kesebilecek bir yaklaşımdır. Maliye bu yaklaşımına devam edecek olur ise sermaye taahhüdünde bulunan şirketler sermaye azaltımı yolunu da tercih edebileceklerdir. Taahüd edilip ödenmeyen sermaye öncelikle şirket yönetimi ve ortakları arasındaki bir sorundur. TTK’da olaya bu şekilde yaklaşmaktadır.

Kanaatimce taahhüd edilip ödenmeyen sermayeler için örtülü kazanç aktarımından hareketle tarhiyatlar yapmak uzun vadede şirketlere ve ekonomiye zarar verebilecek bir uygulama olacaktır. 

Şirket ortakları taahhüd ettikleri sermayeyi en azından ödemek için çaba harcayacaklardır. Aksi türlü, kesilecek vergi ve cezaları düşünerek parası var ise sermaye artışı yapacak parası yok ise de hiçbir şekilde sermaye artışı yoluna gitmeyecektir.
kaynak:http://muhasebeweb.com/haber_detay.php?id=5587#.Vv0UCYC2bKU.facebook

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.