FİNANSAL MUHASEBEGÜNCEL HABERLERTicari Muhasebe

Şüpheli Alacak Uygulamasında Dava ve İcra Takibine Değmeyecek Derecede Küçük Alacakların Tespiti Nasıl Yapılacak?

mevzuat-8

Şüpheli Alacak Uygulamasında Dava ve İcra Takibine Değmeyecek Derecede Küçük Alacakların Tespiti Nasıl Yapılacak?

Bir alacağın dava veya icra safhasında olduğunun kabulü için; mahkemeye dava veya icra merciine takip için dilekçe verilmiş olması, ancak gerek mahkemeye gerek icra merciine yapılan başvuruların takip edilmesi gerekmektedir.
Konu : Şüpheli Alacak Uygulamasında Dava ve İcra Takibine Değmeyecek Derecede Küçük Alacakların Tespiti Nasıl Yapılacak?

Bilindiği üzere, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 323. maddesine göre, ticari ve zirai kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi ile ilgili olmak şartıyla;

– Dava ve icra safhasında bulunan alacaklarla,

– Yapılan protestoya veya yazı ile bir defadan fazla istenilmesine rağmen borçlu tarafından ödenmemiş olan dava ve icra takibine değmeyecek derecede küçük alacaklar

şüpheli alacak sayılmakta, bu şartlardan herhangi birinin mevcut olmaması durumunda ise şüpheli alacak kaydına imkân bulunmamaktadır.

Bir alacağın dava veya icra safhasında olduğunun kabulü için; mahkemeye dava veya icra merciine takip için dilekçe verilmiş olması, ancak gerek mahkemeye gerek icra merciine yapılan başvuruların takip edilmesi gerekmektedir. Vergi Usul Kanununun 323/2. maddesine göre karşılık ayrılabilmesi için ise, Kanun maddesinde belirtilen iki şartın birlikte gerçekleşmesi gerekmekte olup, söz konusu alacağın hem yapılan protestoya veya yazı ile bir defadan fazla istenilmesine rağmen borçlu tarafından ödenmemiş olması hem de bu alacağın dava ve icra takibine değmeyecek ölçüde “küçük alacak” olması gerekir.

Uygulamada şüpheli alacaklara karşılık ayrılması olayında sıkça tereddüte düşülen konulardan birisi de, yapılan protestoya veya yazı ile bir defadan fazla istenilmesine rağmen müşteri tarafından ödenmemiş bulunan, dava ve icra takibine değmeyecek derecedeki küçük alacaktan ne anlaşılması gerektiği ve bunun hangi kritere göre ve nasıl tespit edileceği hususudur.

Maliye Bakanlığı bu konudaki kriterini şu şekilde belirlemiştir: Dava edilecek alacak için avukatlık ücreti, yargı harcı, notere yapılacak ödemeler ile posta giderleri toplamı dikkate alınarak tahmini bir dava maliyeti bulunacak ve bu tutar alacakla kıyaslanacaktır. Tahmini dava maliyetinin alacaktan daha büyük olması halinde, müşteriler tarafından ödenmeyen alacak küçük tutarlı alacak olarak kabul edilecektir (MB. GİB. İstanbul VDB.nin 3.10.2013 tarihli ve 11395140-105[323-2012/VUK-1- . . .]-1631 sayılı Özelgesi).

Buna göre, dava ve icra takibine değmeyecek derecedeki küçük alacak tutarı; avukatlık ücreti, yargı harcı, notere yapılacak ödemeler ile posta giderleri toplamı dikkate alınarak hesaplanacak tahmini dava maliyeti ile alacak tutarı karşılaştırılarak bulunacaktır. Tahmini dava maliyeti müşteri tarafından ödenmeyen alacak tutarından büyükse, ödenmeyen alacak tutarı küçük alacak olarak kabul edilecek, bu durumda ise borçlunun noter vasıtasıyla protesto edilmesi veya borcun (3. kişilere ispat açısından kanaat verici belge olacak şekilde) bir yazı ile istenmesi, protestonun ya da yazının muhatabına ulaşmış olması gerekecektir.

Öte yandan, Kanunun 323. maddesinde “yazı ile isteme” herhangi bir şekil şartına bağlanmamıştır. Bununla birlikte ilgili kanun metninde borcun istenilmesine ilişkin yazıların taahhütlü olarak gönderileceği hususunda hüküm bulunmamış olsa da, şüpheli alacak karşılığı ayırabilmek için “yazı ile borcun bir defadan fazla istenmesi” halinin mükelleflerce tevsik edilebilmesi gerekmektedir. Dava ve icra takibine değmeyecek derecede küçük alacakların yazı ile istenmesi durumunda,

– Yazının farklı günlerde muhatabına bir defadan fazla ulaşmış olması,

– Yazının borçlunun kendisine veya hukuken teslim alabilecek şahıslara tebliğ edilmiş olması,

– Yazının kime ve hangi tarihte tebliğ edildiğini tevsik eden evrakın zamanaşımı süresince muhafaza edilmesi,

– Mezkur Kanunun 323. maddesinin uygulamasına mahsus olması,

şartıyla borçlu tarafından ödenmemiş bulunan dava ve icra takibine değmeyecek derecede küçük alacaklar için şüpheli alacak karşılığı ayrılması mümkün bulunmaktadır.

Dolayısıyla, şüpheli alacak uygulamasında dava ve icra takibine değmeyecek derecedeki küçük tutarlı alacakların yukarıda belirtilen formüle göre tespit edilmesi ve Kanunun 323. maddesindeki esaslara göre karşılık ayrılması uygun olacaktır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.