GÜNCEL HABERLERSektör AnaliziYATIRIM&FİNANS

Petrol İthalatı ve Vergisel Boyutu

butce-1

PETROL İTHALATI VE VERGİSEL BOYUTU

I-GİRİŞ

Ülkemizin ekonomik sıkıntıları konusunda yapılan sohbetlerde, sıklıkla zengin doğal kaynaklara sahip olduğumuz vurgulanır ve bu kaynakların çeşitli etkenlerle kullandırılmadığı ifade edilir.

Tartışmalar genellikle petrol ve bor mineralleri üzerinde yoğunlaşır.

Vatandaş olarak genelde yerleşmiş olan fikir, ülkemizde petrol kaynaklarının olduğu fakat bu kaynakların kullandırılmadığıdır.

Halen ülkemizde yetkili kurumlar tarafından ülkemizin bir çok yerinde petrol arama faaliyetleri yürütülmektedir.

Toplam enerji tüketimindeki yakıt payları arasında 2010 ile 2020 yılları arasında %38-39 civarında olacaktır (http://www.tek.org.tr/dosyalar/BAYRAC-ENERGY.pdf, erişim tarihi 03.12.2007).

Ülkemizin ekonomik açıdan hassas noktalarından birisi yüksek ithalatla bağlantılı ödemeler dengesi açığıdır. Şu an için önemli tutarda döviz rezervine sahip olan ülkemizde, döviz sıkıntısı çekilmemektedir. Bu çerçevede geçmiş yıllarda döviz eksikliğinden kaynaklanan petrol sıkıntısını günümüzde yaşama ihtimalimiz görülmemektedir.

Fakat aşağıda rakamlarla görüleceği üzere petrol ürünlerine ülke olarak yüklü tutarda fatura ödemekteyiz.

Vergi sistemimizin de aksayan yönleri mevcuttur. Harcamaların yüksek tutarda seyretmesi, bütçede önemli açıklara yol açmaktadır. Bu açıkların kapatılması amacıyla özellikle dolaylı vergilerin sisteme dahil olması sonucunu doğurmaktadır.

Özellikle dolaylı vergilerin vergi adaletini sağlamaktaki yetersizliği maliye biliminin tartışılmaz bir gerçeğidir.

Bu çerçevede, bir yandan ülkenin petrole ihtiyacı, bir yandan yüksek ithalat rakamları, petrole ödenen yüksek faturalar ve petrol ve doğalgaz kullanımından dolayı vatandaşın ödemek zorunda olduğu dolaylı vergiler.

II-PETROL İTHALATININ ÇEŞİTLİ BÜYÜKLÜKLERLE İFADESİ

           

1-Türkiye’ nin  Yıllar İtibariyle Petrol Verileri:

  1. a) Petrol İthalat Tutarı:

Türkiye petrol ithalatının maliyeti;

2002’de 4 milyar 88 milyon dolar,

2003’te 4 milyar 777 milyon dolar,

2004’te 6 milyar 92 milyon dolar ve

2005 yılında da 8 milyar 649 milyon doları bulmuştur

2006 yılı petrol ithalat tutarı 10,7 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. (10,7*1,18= 12.626.000.000 YTL )

2007 yılı  12 milyar dolar  (tahmini)

  1. b) Petrol İthalat Miktarı:

Türkiye’ nin petrol ithalat miktarı;

2002 yılında 23 milyon 708 bin ton, (175 milyon varil)

2003’de 24 milyon 29 bin ton (177,3 milyon varil)

2004 yılında da 23 milyon 917 bin ton (176,5 milyon varil)

2005’de 23 milyon 390 bin tondur. (172 milyon varil)

2006 da  23 milyon  175,5 milyon varil

2007 yılı 23 milyon ton ( 175,5 milyon varil) (tahmini)

Türkiye’ nin ithal ettiği petrol miktarı yıllık ortalama 23-24 milyon ton olup bu verilere göre, yıllar itibariyle birbirine yakın miktarda ithalat yapıldığı göze çarpmaktadır. Ancak,  petrol ve yan ürünlerini kullanan sektörlerde, GSMH büyüme oranıyla doğru orantılı olarak gelişmesi gereken petrol tüketim miktarının artmayarak sabit bir seyir izlemesi, ihtiyacın kayıt dışı petrol ile karşılandığı ihtimalini ortaya koymaktadır.

Bu grafikte dikkat çeken diğer bir husus, kaydi petrol miktarının yıllar itibariyle yakın değerler seyretmesine karşın, petrol için ödenen tutarda, 2004 ve 2005 yıllarında yüksek oranda artışlar yaşandığı gözlemlenmektedir.

Bunun temel nedeni petrol varil fiyatlarında rekor düzeyde yaşanan artışlardır.

2-Petrol İthalatının Dış Ticaretteki Rolü:

           

a)Petrol İthalatının Dış Ticaret Açığındaki Rolü;

2006 yılı T.C.Merkez bankası verilerinden hareketle, yıllık ihracatımız 85,7 milyar dolar, ithalatımız  134,3 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. Dış ticaret açığı ise  48 milyar 639 milyon  dolar olarak gerçekleşmiştir.

  1. b) Petrolün Cari açıktaki rolü:

2006 yılı cari açığımız 31,316 milyar$ dır.

 

Bu grafikler; petrol ve diğer enerji ürünleri (doğalgaz, kömür) ithalatının, ülke ekonomisinin gündemini oluşturan, dış açık ve cari açık içerisinde ne kadar önemli bir yere sahip olduğu gerçeğini ortaya koymaktadır.

3-Petrolün Vergi Gelirlerine Katkısı:

Türkiye’ nin 2006 yılı vergi gelirleri 169.315.825.000.-YTL olup, bu gelir içinde 20.550.743.000-YTL tutarında petrol ve doğalgaz ürünlerine ilişkin ÖTV geliri  mevcuttur.

Bu tutara, yakıt olarak tüketilen petrol ürünleri satış fiyatına dahil olan KDV’ nin eklenmesi halinde tahminen bu gelir rakamı 22.000.000.000.-YTL’  civarında olacaktır.

Bu çerçevede, alttaki grafikte görüldüğü üzere Türkiye, petrole harcadığı paradan yaklaşık 10.000.000.000,-YTL daha fazla gelir elde ettiği görülmektedir.

4-2006 Yılı Kurumlar Vergisi Geliri:

2006 yılında 11.157.710.000.-YTL kurumlar vergisi tahsil edilmiştir.

Petrol ve doğalgaz ürünlerinden alınan vergilerin büyüklüğünü görmek açısından, 2006 yılı için bulduğumuz 22.000.000.000.-YTL lik rakamla karşılaştırmamız bir fikir verecektir.

Bu da, yazının başında ifade edilen “Türkiye’ de petrol var mı?” tartışmalarına ışık tutar nitelikte bir yaklaşım getirerek; görünürde ülkemizde petrol üretilmiyor olsa da, petrolden 2006 yılı Kurumlar Vergisi toplamına yakın bir gelir elde ettiğimiz gerçeğini ortaya koymaktadır.

Yine bu veriler ışında ülke olarak yeterince sahip olmadığımız bir doğal kaynaktan, gayet iyi bir düzeyde gelir elde ettiğimiz sonucuna varabiliriz.

5-Gelecek Yıllara İlişkin Beklentiler:

Son yıllarda ekonomik olarak dünya üzerinde söz sahibi olan ülkelerin petrol taleplerinde yüksek oranlı artışlar yaşanmaktadır.

Örneğin, 2005 yılının ilk yarısında Çin’in petrol ithalatı, bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 17,6 artarak 492 milyon varile ulaşmıştır.

Amerika ve Hindistan’ nın petrol talebinde de önemli artışlar meydana gelmektedir.

Ulaştırma sektöründeki enerji tüketiminin %95’i petrolden karşılanmaktadır. Bu oranın gelecek beş yıl içinde, gelişmiş ülkelerde yılda %1.5, gelişmekte olan ülkelerde ise %3.6 düzeyinde artması beklenmektedir

Öte yandan, Brent türü petrolün varil fiyatı Ekim-Kasım döneminde tarihi rekorlara imza atarak 100$’dolarları görmüştür.

Dünya ham petrol  tüketimi incelenen yıllar arasında, tüm bölgeler açısından sürekli artma eğilimi göstermektedir.

Ham  petrol en çok % 30.1 oranında Kuzey Amerika ve % 28.8 ile Asya-Pasifik bölgelerinde tüketilmekte ve bunları çoğunluğunu, OECD üyelerinin oluşturduğu % 25.9 pay ile Avrupa-Avrasya bölgesi izlemektedir.

Gelecek yıllarda ABD, Avrupa ve Japonya’nın  petrol tüketiminde önemli bir artış beklenmezken, Hindistan ve Çin gibi gelişmekte olan Uzak Doğu Asya ülkelerinin 10 yıl sonra yaklaşık 90 milyon varile ulaşması beklenen dünya günlük petrol  tüketiminden önemli bir pay alacağı tahmin edilmektedir (Yıldırım, 2003, 16).

  1. yüzyıla damgasını vuran petrolün, dünya enerji dengesinde en önemli paya sahip olan yakıt olma özelliği gelecek 20 yıllık dönemde de koruyacağı anlaşılmaktadır.

IEA’nın 2001 yılında yayınladığı rapora göre; 2020 yılına kadar, özellikle kara ve hava taşımacılığı alt sektörlerinin hızla büyüyen enerji talebinin karşılanmasında artan oranda petrol kullanılacağı öngörülmektedir.

Yapılan projeksiyonlara göre, gelecek 20 yıl içerisinde dünya petrol tüketiminde gerçekleşecek yaklaşık 2 milyar ton’luk (15 milyar varil) ilave artışın % 59’u ulaştırma sektöründen kaynaklanacağı tahmin edilmektedir. Günümüzde ulaştırma sektörünün dünya genel enerji tüketimindeki payının % 20 olduğu bunun da, 3/4’ünün karayolu taşımacılığına gittiği görülmektedir.

Karayollarında seyahat eden taşıtların temel yakıt olarak hala petrol kullandıkları dikkate alınırsa, petrolü ikame edecek ekonomik bir alternatif yakıt bulunamadığı sürece, en azından bu yüzyılın ilk yarısında petrol  önemini sürdürmeye devam  edecektir (Pala, 2003, 9).

6-Petrol Fiyatlarının Büyüme Hızına Etkisi:

Ham petrol fiyatlarındaki yüksek seyir, petrolü ithalatla karşılayan Türkiye ekonomisindeki büyüme hızını olumsuz etkilemekte, enerji girdi maliyetlerini artırmakta ve ülkemizin üretim kapasitesini düşürmektedir.

Petrol fiyatlarında varil başına yaşanan her 5 dolarlık artışın Türkiye ekonomisinin büyüme hızını 0.3 puan aşağı çektiği ifade edilmektedir.

III-DEĞERLENDİRME VE SONUÇ

Ülkemiz 2007 yılı itibariyle sürekli artmakta olan dış ticaret açığı ve cari açık sorunuyla karşı karşıyadır. Bu açığın artmasında temel etkenlerden birisi Türkiye’ nin yüksek miktardaki enerji hammaddesi ve petrol ithalatıdır.

Son yıllarda ABD, Çin, Hindistan, Rusya vb. ülkelerin petrol talebinde yüksek oranda artışlar meydana gelmektedir. Gelecek yıllarda petrolün varil fiyatının şu anki fiyatından daha yukarılara çıkma durumu tartışılmaktadır. 2007 yılı Ekim-Kasım aylarında varil başına 100$’ ı görmüştür.

Bu da Türkiye’ nin petrol faturasının daha çok kabaracağı anlamına gelmektedir.

Bu çerçevede petrol kullanımın Türkiye’ ye olan faturasını azaltmak için çeşitli tedbirler alınmalıdır.

Bu tedbirler arasında; yoğun olarak petrol kullanımı gerektiren özellikle ulaştırma sektöründe diğer yakıt türlerinin kullanılabildiği uygulamaları ön plana çıkartılmak (elektrikli raylı sistemler), tüketicilerin petrol kullanımını azaltacak çeşitli tasarruf yöntemleri belirlemek, (trafikte ve boğaz köprülerinde bekleme sürelerini azaltmak, kaloriferlerde doğalgaz vs. kullanımı yaygınlaştırıcı tedbirler almak), kamu kurumlarının yakıt tüketimi konusunda tasarruf sağlayıcı tedbirler almak ve biodizel gibi alternatif yakıtların geliştirilmesi yönünde uygun ortamlar hazırlamak sayılabilir.

Türkiye, petrolden yüksek tutarda vergi geliri elde etmektedir. Bu tutar petrol ithalatı için harcanan para düşüldükten sonra (ki harcanan bu tutar da direk bütçe tarafından karşılanmamaktadır) 2006 yılı için Kurumlar Vergisi aracılığıyla elde edilen gelir tutarına yaklaşmaktadır. Petrol ithalatı ve kullanımı dış açık için sorun oluştursa da bütçe dengeleri açısından ekonomik karar alma birimleri tarafından vazgeçilemez bir gelir unsurudur.

Rafineri çıkışından sonra üzerine ÖTV eklenen petrol ürünlerine, bayi satışları sırasında bir de KDV ilave edilmektedir.

Bu çerçevede petrol ürünlerinden alınan ÖTV ve KDV ile, Türkiye benzin ve mazotu en pahalı kullanan ülkeler arasında yer almaktadır.

Vergi gelirlerinin dağılımı noktasında; dolaylı vergilerden dolaysız vergiler yönünde yaşanacak bir iyileşme ile Türkiye’ nin petrol ürünlerinden alacağı dolaylı vergi gelirleri ancak o zaman göz ardı edilebilecek oranlar düşünülebilecektir.

Yukarda belirtilenler kapsamında, Türkiye’ de henüz yüksek oranda petrol rezervlerinin olduğu ispatlanmamış ve yoğun bir petrol üretimi söz konusu olmasa da, Türkiye petrol ürünlerine koyulan dolaylı vergilerle petrolden yüksek tutarda gelir elde etmektedir. Vergi sisteminde dolaysız vergiler yönünde bir gelişme kaydedilmezse, bu durumun bir süre daha böyle gideceği görülmektedir.

Kaynaklar:

Muhasebat Genel Müdürlüğü (Kamu Hesapları Bülteni)

Türkiye İstatistik Kurumu (Dış Ticaret Verileri)

Elektrik Mühendisleri Odası (Enerji kullanıma ilişkin yorumlar)

Televizyon ve gazete web sayfaları

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.