LIFE STYLE

Mormonlar Nedir? Mormonlar Kimdir-1

Mormonlar Hakkinda Herşey 1

Türkiye’de birçok insanın muhtemelen ismini duymadığı bir dini gruptur Mormonlar. Duyanların bir bölümünün, South Park’ın “Mormonlar Hakkında Herşey” isimli bölümünü izlemiş olması olasıdır. Diğer insanların bilgisi de muhtemelen Mormonların Amerika’daki dini tarikatlerden biri olduğu ile sınırlıdır. ABD’de yaşayanlar ise muhtemelen biraz daha fazla bilgiye sahiptir. Çok çocuklarının olduğunu, ailelerine büyük önem verdiklerini, dini liderlerinin üzerlerinde çok etkilerinin olduğunu, pazar günleri ABD’deki dini bir kanalda şarkı söyleyen meşhur Mormon korosunu, alkollü içkilerin ve kahvenin Tanrı tarafından kendilerine yasaklandığını iddia ettiklerini ve büyük bölümünün yaşayip Utah’ta siyasete onların yön verdiğini ve bu eyaletin ABD’nin en muhafazakar eyaletlerinden olmasını sağladığını duymuş olabilirler. Tüm bunlar Mormonların oldukça renkli olan Dünyasına giriş niteliğinde bilgilerdir.

ABD’de yaşadığım ilk iki yıl boyunca benim de Mormonlar hakkında çok fazla bilgim olduğunu söyleyemem. New York şehrinde geçirdiğim ilk iki yıl boyunca, Utah benim için uzak ve yabancı bir eyaletti, Mormonlar da hakkında çok bilgi edinmeye gerek duymadığım insanlardı.

Tüm bunlar 2010 yılında değişti. Bu yıl Utah Üniversitesi’nde doktora programına kabul aldım. Böylece Utah, benim en azından önümdeki 5-6 yıl içinde yaşayacağım eyalet haline gelmişti. Bu yıl benim Utah’taki sekizinci yılım ve bu süre içinde Mormonların hem bugünü hem de geçmişi ile ilgili pek çok şey okudum ve öğrendim.

Üç yazıdan oluşacak bu yazı dizisinde sizlerle Amerika’nın bu renkli dini cemaati ile ilgili öğrendiklerimi paylaşarak bu cemaati sizlere tanıtmayı amaçlıyorum.

2010 yılının ağustos ayının ilk gününde Utah eyaletinin Salt Lake Şehri’ne ilk defa ayak bastım. Salt Lake Şehri Utah eyaletinin açık ara ile en büyük şehri ve başkenti, aynı zamanda Mormonların kurduğu bir şehir. Şehir ismini kuzeybatısında yer alan Büyük Tuz Gölü’nden almış. Şehre hemen her gelişimde uçak şehre inerken bu büyük gölü görsem de, bugüne kadar sadece bir defa kıyısında bulunabildim. Araba olmadan bu göle gitmek zor. Şehrin doğusunda Wasatch Dağları, batısında ise Nevada Çölü uzanıyor. Tam ortasında ise Mormonların meşhur tapınak alanı var.

Ben bu meşhur tapınak alanına, ilk defa şehirdeki üçüncü günümde gittim. Alana ilk girdiğinizde dikkatimi çeken, alanda dolaşan çok sayıda 17 ile 25 yaşları arasındaki kadın oldu. Bu kadınlar, Mormon misyonerleri. Diğer değişle Mormon dinini Dünya’ya yaymakla görevlendirilmiş gençler. Dünya’nın farklı yerlerinden gelmişler ve üstlerinde farklı ülkelere ait küçük bayraklar var. Sizin onlara baktığınızı gördüklerinde hemen her seferinde gülümseyerek İngilizce “Merhaba” diyorlar, eğer karşılık verirseniz hemen sizinle konuşmaya başlıyorlar. Burada yani tapınak alanında birkaç cümle konuştuktan sonra size hangi ülkeden geldiğinizi sormaları muhtemel, yine muhtemelen sonrasında sizinle aynı ülkeden gelen ve sizin dilinizi konuşan bir misyoner kadın bulabileceklerini söyleyecekler. Burada olması gereken, sizin ülkenizin adını söylemeniz, ve çok bilinmiyen bir ülkeden, mesela Zambiya’dan geliyor dahi olsanız, hayret içinde sizinle aynı ülkeden gelen sizinle aynı dili konuşan bir misyonerin olduğunu fark etmeniz ve tapınak alanını size sizinle aynı ülkeden gelen bu insanın gezdirmesi. Ama Müslüman Ülkeler ve İsrail alanda 2018 itibari ile Mormon Tapınak alanında misyeneri olmayan az sayıda ülkenin içinde. O nedenle rahatlıkla Türkiye’den geliyorsanız, muhtemelen sizinle aynı ülkeden gelen kimse bulamayacaksınız.

Üzerinde çok sayıda bina olan bir alan tapınak alanı. Tam ortasında meşhur Salt Lake Tapınağı’nı da içeren bir alanın etrafı duvarlarla çevrilmiş. Alandaki en dikkat çekici bina da doğal olarak bu alanın ortasında duran tapınak. Sipsivri altı kulesi, sürekli perdeleri örtülü olan büyük pencereleri, tepesindeki borozan çalan dikkat çekici bir insan heykeli bulunan etkileyici bir bina tapınak. Aslında Mormonlara ait, Dünya’ya yayılmış çok sayıdaki tapınaktan biri, ancak bu dinin merkezi olan şehirde yer aldığı için aynı zamanda en önemlisi. Mormonların inancına göre, binanın içine sadece, gerçek anlamda temiz olanların girme izni var ve burada temizlikten kastedilen sadece fiziksel değil, ruhsal temizlik. Dolayısı ile ruhsal olarak temiz olmayan biz Mormon olmayanlar içeriye giremiyoruz.

Bu yasak tapınağın etrafındaki diğer binalar için geçerli değil. Tapınağın içinin neye benzerdiğini merak edenler için, tapınağın hemen güneyindeki, Güney Ziyaretçi Merkezi’nde, tapınağın içindeki odaları gösteren bir maket var. Bu bina aynı zamanda tapınağın nasıl inşaa edildiğini öğrenebileceğiniz bina. Kuzey’de yer alan Kuzey Ziyaretçi Merkezi’nde ise, şehrin Hz. İsa dönemini gösteren dev bir Kudüs Maketi var. Bu binanın alt katında, ise İncil ile Mormonlara ait diğer bir kutsal kitap olan Mormon’un Kitabı’ndan hikayeler var. İki binada da bu dinin peygamberinin verdiği ve kaydedilmiş vaazları dinleyebilirsiniz. Evet, Mormonların bir peygamberi var. Yaşayan bir peygamber. Her gün ve her an Tanrı’dan vahiy veya mesaj almıyor, ama zaman zaman Tanrı kendisine, cemaatinin uyması için yeni emirlerini yolluyor, elbette Mormonların inancına göre.

Alanın diğer dikkate değer binaları ise, Mormonların ikinci peygamberi olan, onları Utah’a getirmiş Briam Young’un ve onun 27 eşinin bazılarının kaldığı iki ev, tapınaktan sonra alanda Mormonların en çok gurur duyduğu ikinci bir bina olan Aile Araştırma Merkezi ve Mormon Tarihi Müzesi. Evet, Mormonlar uzun yıllar erkeklerin çok sayıda kadınla evlendiği bir dini toplulukmuş, taa ki ilk başta bunu kendilerine emreden Tanrıları ikinci bir emirle bunu kendilerine yasaklayana kadar. Aile Araştırma Merkezi, Dünya’nın çok sayıda farklı ülkesinden gelen sıradan insanlara ait kayıtların yer aldığı yer. Burada özellikle ABD ve İngiltere’den gelen insanların 1400lü hatta bazen 1000li yıllarda yaşamış akrabalarını bile bulmaları mümkün. Mormon Tarih Müzesi ise, Mormonların tarihinin ilk bölümünü, ortaya çıkışlarından Utaha gelene kadarki hikayelerini kendi bakış açılarına göre anlattıkları müze.

Bu ilk yazının geri kalanında da biz de bu müzede anlatılan tarihin kısaca üzeriden geçelim. Hikaye benim de Utah’a geldiğim New York Eyaletin’de başlıyor. 1820 yılında. Mormon dininin kurucusu ve ilk peygamberi New York Eyaleti’nde doğmuş Joseph Smith adında bir adam. Eyaletin kuzeyindeki dağlık alanlarda bir çiftlik sahibi olan bir ailenin çocuğu. Kendi deyimi ile çok dindar bir ailenin çocuğu olmasına rağmen, ne kendisi ne de ailesi yakınlarındaki kasaba ve şehirlerdeki kiliselerin hiçbirisine gitmemiş gençliğinde. ABD’de Türkiye’de ve öncesinde Osmanlı İmparatorluğu’nda olduğu gibi din devlet tarafından organize edilmiyor. İsteyen Hiristiyanlık’ı kendine göre yorumladığı yeni bir kilise kurabiliyor. Dolayısı ile ülkede bu dini farklı yorumlayan çok sayıda grup var. Ve bu grupların birçoğu özellikle Joseph’in yaşadığı 1800lerde sadece Hiristiyanlık’ı kendileri gibi yorumlayanların cennete gideceğini geri kalan herkesin cehenneme gideceğini savunuyor. Ve anlatılana göre, her biri birbirini cehennemlik ilan eden bu farklı kiliseler 14 yaşındaki Joseph’in aklı karışıyor ve bir gün hangi kiliseye giderse kurtulacağını kendisine göstermesi için çiftliğinin yakınındaki ormana gidip Tanrı’ya ve Hiristiyan inancına göre onun oğlu olan İsa Mesih’e dua ediyor. O anda Mormon inancına göre bir mucize gerçekleşiyor. Tanrı genç Joseph’in duasına cevap veriyor. Joseph gökyüzünden inen etrafı ışık halesi ile kaplı iki adam görüyor. Bu insanlardan birisi Tanrı ötekisi ise İsa Mesih. Tanrı ve İsa Mesih Joseph’e, hiçbir kiliseye katılmamasını, ileride kendisine gerçekten Tanrı’ya ait olacak yeni bir kilise kurduracaklarını söylüyorlar.

3 yıl boyunca Joseph Tanrı’dan yeni bir mesaj almıyor. Nihayet bir gece, Moroni isimli bir melek tarafından ziyaret ediliyor. Yazının başında bahsettiğim Salt Lake’in Mormon Tapınağı’nın üstündeki heykel işte bu Moroni’nın heykeli. Ve Mormon inancına göre daha önce bir insan olarak yaşamış bu melek özel bir yere sahip. Moroni Joseph’e, Joseph’in ailesinin çiftlilklerinin kurulduğu alanda bir tepeye gömülmüş, altın tabletlerden oluşan bir kitap olduğunu söylüyor. Joseph altın tabletlerden oluşan bu kitabı çıkarıyor ve tabletlerde bulunan kimsenin bilmediği bir dile ait olan yazıyı, Tanrı’nın verdiği güç ile İngilizce’ye çeviriyor. İşte Mormonların kutsal kitabı olan Mormon Kitabı bu kitap.

Mormon Kitabı, Amerika kıtasında yaşayan ve Tanrıya ve İsa Mesih’e inanan insanların hikayesini anlatıyor. Mormon Kitabının yazdığına göre, bugünün Amerikan yerlileri aslında 2600 yıl önce İsrail’den Amerika’ya göç eden Lehi isimli bir peygamberin soyundan geliyorlar. Lehi İsrail’de yaşayan Yahudileri günahlarından dolayı uyarmış ve bu nedenle İsrail’den kovulmuş bir peygamber Mormon Kitabına göre. Ülkeden kovulunca, Tanrı’nın yardımı ile yaptığı bir gemi ile kendisi ve ailesi İsrail’den Amerika kıtasına gelip yerleşmiş. Zamanla onun soyundan gelen Amerikalıların bir bölümü Tanrı inancını terk etmiş. Tanrı bu grubun derilerini karartmış. Bu grup kitapta Lamanlılar olarak geçiyor, ve Mormon inancına göre günümüz Amerikan yerlilerin onların soyundan geliyor. Diğer bir grup Tanrıya inanmayı sürdürmüş, derilerinin rengi beyaz kalmış. Bu gruba da Nefililer denmiş. Lehi Amerika’ya geldikten bin yıl sonra Nefililerin işlediği günahlar yüzünden Tanrı Lamanlıların onları yok etmesine izin vermiş. Joseph Smith’i ziyarete gelen Moroni, Nefilerin içinde son hayatta kalan insanmış ve Nefililerin peygamberlerine ait kayıtları yüzlerce yıl sonra Joseph Smith’in bulacağı tepeye gömen de oymuş. Moroni Tanrının emirlerine itaat eden kutsal bir insan olduğu için de Mormon inancına göre Tanrı ölümünden sonra kendisini meleğe dönüştürmüş.

Mormon kitabı, Mormon inancına, göre Tanrı’nın ve İsa Mesih’in kilisesini yeniden kurabilmek için gerekli bir kitap. Mormonlar aslında İslam inancına da benzer şekilde, İncil’in orjinal halini koruyamadığını, değiştirildiğini düşünüyorlar. Mormon Kitabı ise peygamberlerden gelen kayıtların değişmeden korunmuş hali onlara göre. O nedenle İncil’deki hataların anlaşılmasını sağlayan bir kitap. Joseph Smith’e göre bu kitabın orjinal kayıtlarını içeren altın tabletleri de sadece birkaç kişinin gördüğünü iddia ettiğini belirtelim. Sonrasında Joseph Smith’in dediğine göre, Tanrı bir şekilde bu tabletleri kendisinden almış.

Joseph Smith Mormon Kitabı’nı İngilizce’ye çevirdikten sonra bu kitabın İngilizce kopyasını çoğaltıp insanlara dağıtıyor, ve böylece Mormon inancı yayılmaya başlıyor. Bir süre sonra Tanrı Mormon inancına mensup olan herkesin bu insanlar tarafından kurulacak ve sadece onlara ait olan bir şehirde yaşamalarını emrediyor Joseph Smith’e. Böylece Mormonlar New York Eyaleti’nin batısındaki Ohio eyaleti’nde Kirtland isimli şehre yerleşiyorlar. Burada kiliseye ait ilk tapınak kuruluyor. Joseph, kendine 2 yardımcı, ve ayrıca 12 adet havari seçiyor. Yardımcıların ve havarilerin kendi aralarında da sahip oldukları rütbeye göre sıralandıklarını belirtelim. Bu dinin ikinci peygamberi olacak Briam Young da bu havarilerden birisi. Ayrıca dinin o gün için her erkek üyesine dini yaymak için, belirli bir süre misyonerlik yapma görevi veriyor. Yine her erkek üyenin haftada en az bir gün kilisenin vereceği bir iş yapması, Mormonların içinde kadınların da yardıma ihtiyacı olan insanlara yardım etme amaçlı bir vakıf kurmasını emrediyor Tanrı.

Mormonlar kısa sürede etraflarında yaşayan diğer insanların tepkisini çekiyor. Bu ilk bakışta tuhaf gelebilecek bir durum. Daha önce de bahsettiğim gibi ABD 19. Yüzyılda, birbirini cehennemlik olmakla suçlayan çok sayıda kilisenin bir arada varolduğu bir ülke. Ama bu kiliselerin mensupları, kilise binasının dışındaki yaşamlarını bir arada geçiriyorlar, birbirini tanıyorlar, birbirleri için çalışıyorlar, beraber eğleniyorlar. Mormonlar ise içlerine kapanık ve kendilerine ait şehirlerde yaşayan bir topluluk. O nedenle, hızla geldikleri eyaletteki insanlar tarafından yabancı olarak görülüyorlar. Joseph Smith Mormon olmayan insanların gözünde, bu insanların beyinlerini yıkayıp onları kendine itaat etmeye zorlayan, o sayede güç elde eden bir insan olmakla suçlanıyor. Sonuç olarak Mormonlar ile Mormon olmayanlar arasında önce ufak kavgalar, zamanla çatışmalar çıkıyor. Ve eyalet yönetimi Mormonları suçluyor, liderlerini hapsediyor. Ve Mormonlar Ohio’yu terk ediyor, ve bu eyaletin hemen batısındaki Missouri’de bu defa çok sayıda küçük kasaba kuruyorlar. Burada da Ohio’da olanlar tekrarlanıyor. Eyalette Mormon olmayan insanlar zamanla Mormonlara karşı tepki duyuyor ve iki grup arasında çatışmalar başlıyor. Ancak bu eyalette Mormonların içinde de sayıları giderek artan bir grup, dinlerinin peygamberini aşırı otoriter bularak, Joseph Smith’e karşı sesini yükseltmeye başlıyor. Sesini yükseltenlerin arasında zamanla bu dinin havarilerinin de bir bölümü katılıyor. Tüm bu kargaşaların bir sonucunun da daha önce daha alt rütbeli bir havari olan Briam Young’un afaroz edilen havariler sayesinde birinci havarilik konumuna yükselmesi olduğunu belirtelim. Mormonların içinden ayrılanların da yardımı ile, Mormonlara karşı tepki duyanlar bu eyaletin valisini de Mormonlara karşı harekete geçmeye ikna ediyor ve Missouri Eyaleti Valisi Mormonlara eyaletini terk etmelerini aksi taktirde, tüm Mormonları öldüreceğini söylüyor.

Sonuç olarak Mormonlar bu eyaleti de terk edip, daha batıdaki, Illinosis Eyaleti’ne gidiyor ve burada Missisipi Nehri kıyısında Navoo isimli bir şehir kuruyorlar. Joseph bu şehrin insanları tarafından belediye başkanı seçiliyor ve olası saldırılara karşı bu şehri korumakla görevli Navoo Lejyonu adında bir polis gücü de kuruyor. Sonra öteki iki eyalette yaşananlar İllinosis’te de tekrarlanıyor, ama bu defa daha önce var olmayan yeni bir sorun da, Mormonlara duyulan tepkilere bir yenisini ekliyor. Bu Mormonların uzun süre en tepki duyulmaya devam edecek olan geleneği, çok eşlilik. Bugün Salt Lake’te bulunan Mormon Kilisesinin inancına göre Navoo’dayken Tanrı Joseph Smith’e kendisinin ve gücü bunu yapmaya yeten bütün Mormon erkeklerinin birden fazla kadınla evlenmesini emrediyor. Sonuç olarak Mormonlar arasında erkeklerin çok sayıda kadınla evlenmesi geleneği başlıyor. Joseph Smith’in ilk karısı olan, ve resmen onunla evlenmiş tek kadın olan Emma Smith’in Joseph’e hiçbir zaman böyle bir vahiy gelmediğini iddia ettiğini belirtelim. Ki bu konu ileride onun bu dinin ikinci peygamberi ile yollarını ayırmasına neden olacak kadar ciddi bir mesele haline geliyor.

Yaygın inanca göre Joseph Smith’e gelen bu vahiy, aynı zamanda Navoo şehrinde bir gazete çıkaran yakın bir arkadaşı ile de arasının bozulmasına neden oluyor. Ve bu bozuşma en sonunda Joseph’in ölümüne neden olacak bir olaylar zincirini başlatıyor. Bu arkadaşı çokeşlilik konusunda Joseph’e o kadar büyük bir tepki duyuyor ki, gazetesinde Joseph’in düşmüş bir peygamber olduğuna ilişkin bir yazı yazıyor. Ve bu yazının sonrasında Joseph’in kurduğu polis teşkilatı yani Navoo Lejyonu gazeteyi basıyor, makineleri kırıp parçalıyor. Bu olayın sonunda eyalet yönetimi polis teşkilatının başında olan Joseph’i en kuvvetli zanlı olarak gördüğü için tutukluyor, ve onu Navoo’nun yakındaki bir şehrin ortasındaki birkaç kişinin sığabileceği ufak bir hapishaneye hapsediyor. Bu Mormon karşıtlarına tam da aradıkları fırsatı veriyor. O akşam hapishanenin önünde büyük bir Mormon karşıtı kalabalık toplanıyor, hapishanenin önündeki az sayıdaki nöbetçiyi geçip hapishaneye giriyor ve burada Joseph’i linç ediyor.

Joseph’in ölümü Mormonları lidersiz bırakıyor. İşin kötü yanı, Tanrı’nın daha önce kilisenin yeni liderini nasıl seçeceğine ilişkin de bir bilgi yok ellerinde. Joseph’in resmi eşi Emma Smith, Joseph’in oğlunun kilisenin yeni lideri olması gerektiğini söylüyor. Joseph’in birinci yardımcısı kendisinin kilisenin başına geçmesi gerektiğini savunuyor. Havarilerin lideri olan Briam Young ise yeni Mormon liderinin ve peygamberinin kendisi olması gerektiğini söylüyor. Sonuç olarak kilise üçe bölünüyor. Ama kilise üyelerinin büyük bölümü Briam Young’ı takip ediyorlar.

Briam Young böylece kendisini takip eden Mormonlar için kilisenin ikinci peygamberi haline geliyor. Ve bu konumu elde ettikten hemen sonra, Mormonları başka kimse tarafından rahatsız edilmeden yaşayabilecekleri bir ülke aramaya başlıyor. Tam bu noktada da 40lı yaşlardaki yeni peygamberin yardımına Amerikan tarihinin en büyük kampanyalarından birisi yetişiyor. 1840ların başında bugünün ABD’sinin batısındaki topraklar, İngiltere ile Meksika’ya ait. Ancak Amerikalılar, ülkelerinin Tanrı’nın da isteği ile batıya doğru genişleyeceğini ve Pasifik Okyanus’una kadar uzanan toprakların eninde sonunda kendi ellerine geçeceğine inanıyor. Bu nedenle de, özellikle genç Amerikalılar bu topraklara göç etmeye teşvik ediliyor. Binlerce Amerikalı bu çağrıya uyuyor, öküz arabaları ile bazen aylar süren yoldan yürüyerek başka bir ülkeye ait olan ama bir gün ABD’ye ait olacağına inandıkları topraklara gidiyorlar. Hemen hiçbiri, bu çorak toprakların onlar için hiçbir cazibesi olmadığı için Nevada Çölü’nün veya ABD’nin ortasındaki dağların bulunduğu alana yerleşmiyor. Onun yerine Pasifik kıyısındaki topraklara yerleşiyorlar.

İşte yeni Mormon peygamberi tam da burada Mormonların aradıkları ülkeye sonunda kavuşmalarını sağlayacak fırsatı görüyor. Mormonların Pasifik Kıyısına gitmek yerine Nevada Çölü’nün kıyısındaki bu topraklara yerleşmesi durumunda, hiç kimsenin istemediği bu topraklarda yalnız bırakılabileceğini düşünüyor. Böylece Mormonların Utah’a göçü başlıyor. Briam Young 143 kişilik ilk gruba öncülük ediyor, ve 1847 yılının 24 Temmuzunda ilk defa bugün Salt Lake Şehri’nin kurulduğu alanı, şehrin doğusundaki dağların üstünden seyrediyor. Rivayete göre vadiyi gördüğünde “İşte Burası.” Diyor. “Buraya yerleşeceğiz.” Ve Mormonlar kendisini takip ederek vadiye yerleşmeye başlıyor.

Mormon tarihinin bu noktası Mormon Müzesi’nde anlatılan tarihin on noktası. Bir bakıma Mormonların en önemli veya sergilemeye değer buldukları kısmı olduğu da söylenebilir bu kısmın. Ancak Mormon tarihinin birçok ilginç yanının Briam’ın Utah’a yaptığı bu ilk yolculuğun sonrasında yaşandığını söyleyebiliriz. Mormon tarihinin, Utah tarihi ile de kesişen en az ilki kadar renkli bu ikinci bölümü Mormonlara ait ikinci yazımın konusu.

Kerem CANTEKİN

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.