İDARE HUKUKUNormlar Hiyerarşisi

Hangi Yönetmelikler Sayıştay Kontrolünden Geçirilir?

mevzuat-10

MALİ HÜKÜM İÇEREN YÖNETMELİKLER VE
SAYIŞTAY İSTİŞARİ MÜTALAASI

ÖZET
Yürütmenin yaygın düzenleyici işlemlerinden birisi, mali hüküm içeren yönetmeliklerdir.
Mali hüküm içeren düzenleyici işlemlerin de yönetmelik vasfı kazanabilmeleri
için yetki, şekil, sebep, konu ve amaç yönlerinden hukuka uygun olmaları gerekir. Söz
konusu yönetmeliklerin yürürlüğe girmesi için Sayıştay’ın istişari mütalaasına sunulması
gerekmektedir. Mali hüküm içeren yönetmeliklerde istişari mütalaa, yürürlük şartı
olmanın yanında şekil ve usul şartı olarak da bir gereklilik arz etmektedir.
Mali hüküm içeren yönetmeliklerin Sayıştay’ın istişari mütalaasına sunulması,
kamu mali yönetiminde mali disiplinin sağlanması ve normlar hiyerarşisinin sağlıklı bir
şekilde işlemesinde önemli bir araç olarak değerlendirilmektedir. Sayıştay Daireler
Kurulu, genel yönetim kapsamındaki kamu idarelerinin mali hüküm içeren
yönetmeliklerine verdiği istişari mütalaalarda genel olarak; yönetmeliğin hukuki
tekemmülünü, yönetmeliğin normlar hiyerarşisine uygunluğunu, yönetmelik
hazırlanırken yetki ve görev hususuna riayet edilmesini ve ilgili kurumların görüşlerinin
alınıp alınmadığını incelemektedir.
Bu çalışmada, mali hüküm içeren yönetmelikler hakkında verilmesi gereken
Sayıştay istişari mütalaaları, ilgili mevzuat ve temel prensipler çerçevesinde incelenip
değerlendirilmektedir.
Anahtar Kelimeler: Sayıştay, Düzenleyici İşlem, Mali Hüküm, Yönetmelik, İstişari
Mütalaa.
REGULATIONS CONTAINING FINANCIAL PROVISIONS AND
ADVISORY OPINION OF TURKISH COURT OF ACCOUNTS
ABSTRACT
One of the common regulatory operations of the executive is the ones that
cover financial provisions. The regulatory operations including financial provisions
should be lawful in terms of authorization, form, justification, topic and purpose in order
to be qualified as a regulation. To be put into effect, these regulations must be submitted
to Turkish Court of Accounts for its advisory opinion. Advisory opinion on the regulations
containing financial provisions is necessary as a requirement of form and procedure
in addition to its being a requirement for the enforcement of such regulations.
Submission of regulations containing financial provisions to Turkish Court of
Accounts for its advisory opinion is considered to be a significant instrument for
maintaining fiscal discipline in public financial management and for hierarchy of norms
to run properly. While giving an opinion on said regulations, Turkish Court of Accounts
Board of Chambers examines, in general, the legal consummation of regulations,
whether they comply with hierarchy of norms, whether authorities and duties are
observed and opinions of relevant administrations are received.
This article assesses the advisory opinions of Turkish Court of Accounts, which
should be given on the regulations containing financial provisions, within the framework
of relevant legislation and basic principles.
Keywords: Turkish Court of Accounts, Regulatory Transaction, Financial
Provision, Regulation, Advisory Opinion.
GİRİŞ
Hukuk devleti ilkesi, 1982 Anayasa’sının 2. maddesi ile
Cumhuriyetimizin temel nitelikleri arasında sayılmaktadır. Hukuk devletinin
bir gereği olarak, kamu mali yönetimi mali mevzuatla düzenlenmektedir. Bu
düzenlemelerden bazıları Anayasa’da yer almakta bazıları da, yasalarla,
tüzüklerle, yönetmeliklerle ve adsız düzenleyici işlemlerle yapılmaktadır.
Yürütmenin düzenleyici işlemlerinden biri olan mali hüküm içeren
yönetmelikler de, söz konusu hukuk normları arasında yer almaktadır.
Türk mali sisteminde Anayasal bir kurum olarak Sayıştayın, “denetim”
ve “yargılama” olmak üzere iki temel fonksiyonu bulunmaktadır. Sayıştay’a,
Anayasada açıkça belirtilen denetim ve yargılama görevlerinin yanında ayrıca
1982 Anayasa’sının 160’ıncı maddesinde düzenlendiği şekliyle “kanunlarla
inceleme, denetleme ve hükme bağlama işleri” verilebilmektedir. Anayasa’nın
verdiği söz konusu yetkinin Kanun Koyucu tarafından kullanıldığı
yerlerden birisi, 832 Sayılı Sayıştay Kanunu’nun 105’inci maddesi ile, mali
hüküm içeren yönetmeliklerin yürürlüğe konulabilmesi için Sayıştayın istişari
mütalaasının alınması zorunluluğudur.
İdarenin düzenleyici işlemleri arasında mali hüküm içeren yönetmeliklerin
yaygın bir uygulama alanı bulunmaktadır. Söz konusu yönetmemeliklerin

Sayıştayın istişari mütalaasına sunulması, kamu mali yönetiminde
mali disiplinin sağlanmasında ve normlar hiyerarşisinin sağlıklı bir şekilde
işlemesinde önemli katkılar sağlayacak bir araç olarak gözükmektedir.
5018 sayılı Kanun ile Sayıştayın harcama öncesi inceleme niteliği
taşıyan “vize” ve “tescil” işlevine son verilmiş ve Sayıştay, “harcama sonrası
dış denetim” organı olarak belirlenmiştir. Bu açıdan, mali hüküm içeren
yönetmeliklerin yürürlüğe girmeden Sayıştayın istişari mütalaasına sunulması
önem taşımakta ve mali hüküm içeren yönetmelikler üzerinde uygulama
safhasında ortaya çıkabilecek tereddütler ve kamu zararına yol açabilecek
hususlar, Sayıştayın ön incelemesi ile giderilmeye çalışılmaktadır.

1. HUKUKUMUZDA YÖNETMELİKLER
1.1. Genel Olarak Yönetmelikler
Mali hüküm içeren yönetmelik kavramına geçmeden önce, genel
hatlarıyla yönetmelikler hakkında bilgi vermek yerinde olacaktır. Danıştay
tarafından yapılan tanımlama çerçevesinde yönetmelikler, idarelerin gerek
idare makamları ve gerekse de bireyler hakkında belirli bir hareket kuralı
koyan genel, objektif ve uyulması gerekli düzenleyici tasarruflarındandır
(Danıştay Başkanlığı, 1965).
Yönetmelikler aynı zamanda hukuk devletinin bir gereği olarak, idare
hukukunun yazılı kaynakları arasında yer almaktadır (Gözler, 2002: 35).
Yönetmelikler, normlar hiyerarşisinde tüzükten sonra gelen genel nitelikte ve
kapsayıcı bir hukuk kaynağıdır (Balta, 1970: 127).
İdarenin yaygın düzenleyici işlemlerinden olan yönetmelikler,
Anayasa’nın 124. maddesinde düzenlenmiştir (Gözübüyük ve Tan, 1998:
101). Söz konusu 124. maddede yönetmelikler; “Başbakanlık, bakanlıklar ve
kamu tüzelkişileri, kendi görev alanlarını ilgilendiren kanunların ve tüzüklerin
uygulanmasını sağlamak üzere ve bunlara aykırı olmamak şartıyla, yönetmelikler
çıkarabilirler. Hangi yönetmeliklerin Resmî Gazetede yayımlanacağı
kanunda belirtilir.” şeklinde düzenlenmiştir.
Anayasa’ya göre yönetmelikleri Başbakanlık, bakanlıklar ve kamu
tüzelkişileri çıkarabilecektir. Kamu tüzelkişiliğini haiz olmayan kamu
kuruluşları Anayasa’nın söz konusu düzenlemesi karşısında yönetmelik
çıkaramayacaktır. Ancak, uygulamada ayrı bir kamu tüzelkişiliği bulunmayan

kamu kuruluşlarına da kanunlarla yönetmelik çıkarma yetkisi verilmektedir.
Örneğin, 540 sayılı Devlet Planlama Teşkilatı Kuruluş ve Görevleri Hakkında
Kanun Hükmünde Kararname’nin 38. maddesi ile Devlet Planlama Teşkilatı
Müsteşarlığına yönetmelik çıkarma yetkisi verilmiştir. Aynı şekilde 217 sayılı
Devlet Personel Başkanlığı Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde
Kararname’nin 20. maddesi ile devlet tüzelkişiliğinin dışında ayrı bir
tüzelkişiliği bulunmayan Devlet Personel Başkanlığına görev alanıyla ilgili
yönetmelik çıkarma yetkisi verilmiştir.
Anayasa Mahkemesi, kamu tüzelkişiliği bulunmayan kamu
kuruluşlarına kanunlarla verilen yönetmelik çıkarma yetkisini ele aldığı bir
kararında, söz konusu kuruluşlara verilen yönetmelik çıkarma yetkisinin
Anayasa’ya aykırı olmadığına karar vermiştir. Anayasa Mahkemesine göre,
kanunlarda geçen “çıkarılacak” kelimesini “hazırlayacak” biçiminde anlamak
gerekmektedir (Anayasa Mahkemesi, 1986: 122). Anayasa Mahkemesinin
kararında belirtildiği şekliyle kanunlarla kamu tüzelkişiliği bulunmayan kamu
kuruluşlarına verilen yönetmelik çıkarma yetkisi, bağlı olunan Başbakanlık
veya bakanlıklar eliyle kullanılmaktadır.1
Danıştay, genel bütçe içinde yer almasına ve ayrı bir tüzelkişiliği
bulunmamasına rağmen kendisinin yönetmelik çıkarıp çıkaramayacağı
hususunda yukarıda zikredilen kararında; yönetmeliklerin icrai bir karar
mahiyetini haiz bulunduklarını ve müstakilen icrai karar almaya yetkili idari
makamlar tarafından yönetmelik çıkarılabileceğini ifade etmiştir. Danıştay
Genel Kurulu da 1 Nisan 1965 tarih ve K.1965/67 sayılı Kararında “her icraî
karar alma yetkisini taşıyan makamın yönetmelik yapabileceğine, bunun
Anayasa’da sayılan makamlara münhasır olmadığına” karar vermiştir (Güneş,
1965: 182).
Anayasa’da yönetmeliklerin Başbakanlık, bakanlıklar ve kamu
tüzelkişileri tarafından çıkarılabileceğinin düzenlenmesi karşısında
uygulamada, Bakanlar Kurulunun yönetmelik çıkarıp çıkaramayacağı

(1) Örneğin 217 sayılı Devlet Personel Başkanlığı Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun
Hükmünde Kararname’nin 20 ve 26 ncı maddeleri ile kamu tüzelkişiliği bulunmayan
Devlet Personel Başkanlığı’na verilen yönetmelik çıkarma yetkisi bağlı olunan devlet
bakanlığı eliyle kullanılmış ve bağlı olunan bakanlık tarafından “Devlet Personel Uzman
Yardımcılığı ve Uzmanlığı Sınav, Görev, Yetki, Çalışma Usul ve Esasları Hakkında
Yönetmelik” 2.11.2002 tarih ve 24924 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.
hususunda tereddütler yaşanmıştır. Anayasa Mahkemesi, Bakanlar
Kurulunun yönetmelik çıkarabileceğine karar vermiştir. Mahkemeye göre,
bakanlıklar ayrı ayrı yönetmelik çıkarabildiklerine göre, Başbakan ve
bakanların bir araya gelmesinden oluşan Bakanlar Kurulu da yönetmelik
çıkarabilir (Anayasa Mahkemesi, 1971: 40).
Anayasa’da yönetmeliklerle ilgili düzenlenen hususlardan birisi de,
Başbakanlık, bakanlıklar ve diğer kamu tüzelkişilerine verilen yönetmelik
çıkarma yetkisinin, kendi görev alanlarını ilgilendiren kanunların ve tüzüklerin
uygulanmasını sağlamak üzere ve bunlara aykırı olmamak şartıyla
verilmesidir. Kamu yönetimini oluşturan kamu idarelerinin yetki ve görev
dağılımı mevzuatla düzenlenmiştir. Dolayısıyla herhangi bir kamu idaresinin
bir alanı yönetmelikle düzenleyebilmesi için söz konusu düzenlemenin kendi
görev alanıyla ilgili olması gerekmektedir. Bu çerçevede Danıştay, milli
sarayların da içinde yer aldığı taşınmaz kültür ve tabiat varlıklarının
korunması, bakım ve onarımı, restorasyonu ve benzeri işlemler konusunda
gerekli önlemleri almanın Kültür Bakanlığının görevi olduğundan bahisle,
TBMM tarafından çıkarılan “Milli Saraylar Daire Başkanlığı Koruma ve
Değerlendirme Kurulu Kuruluş ve Görevleri Yönetmeliği”ni iptal etmiştir
(Danıştay Başkanlığı, 1996). Sayıştay Daireler Kurulu da bir kararında; “T.C.
Çankaya Belediyesi (Sosyal Yardım İşleri Müdürlüğü) Yönetici ve
Öğretmenlerinin Ders ve Ek Ders Saatlerine İlişkin Yönetmelik” Taslağının,
Belediyenin görev ve yetki alanına girmeyen örgün eğitim, okul öncesi eğitim
ve okul çağı eğitime yönelik düzenlemelere yer verilmesi nedeniyle iade
edilmesine karar vermiştir (Sayıştay Başkanlığı, 2009b).
Anayasa’da tüzüklerde öngörüldüğü şekliyle yönetmelikler için her
hangi bir şekil ve usul şartı yer almamaktadır. Bu nedenle de, yönetmeliklerin
herhangi bir şekil şartına tabi olmadığı ileri sürülmektedir (Günday, 2002:
104). Ancak, doktrinin iddia ettiği gibi yönetmelikler tamamen şekil
bakımından serbest bırakılmamıştır. Aşağıda inceleyeceğimiz üzere, 832 sayılı
Sayıştay Kanunu’nun 105. maddesinde yönetmelikler içinde oldukça yaygın
bir uygulama alanı olan mali hüküm içeren yönetmelikler açısından Sayıştayın
istişari mütalaasının alınması hususu düzenlenmektedir.
Yönetmeliklerin tüzüklerde olduğu gibi tamamının Resmi Gazete’de
yayımlanmasına gerek bulunmamaktadır. Anayasa’ya göre hangi yönetmeliklerin
Resmî Gazete’de yayımlanacağı ilgili kanununda gösterilecektir. Söz
Mali Hüküm İçeren Yönetmelikler ve Sayıştay İstişari Mütalaası
SAYIŞTAY 28 DERGİSİ ● SAYI: 76
konusu hususlar, 3011 sayılı Resmi Gazetede Yayımlanacak Olan Yönetmelikler
Hakkında Kanun’da düzenlenmiştir. Danıştay, yönetmeliklerde uyulması
gereken yayımlanma zorunluluğunu, “hukuken geçerlilik kazanma” nedeni
olarak kabul etmekte ve söz konusu zorunluluğa uymayan düzenleyici
işlemleri bazen “ağır biçim sakatlığı” ve bazen de “yönetmelik niteliğine sahip
olmama” olarak nitelendirmekte ve söz konusu yönetmeliklere istinaden
yapılan idari işlemleri iptal etmektedir (Danıştay Başkanlığı, 2000-1992a-
1992b).
Anayasa’nın 125’inci maddesinde yer alan “İdarenin her türlü eylem
ve işlemlerine karşı yargı yolu açıktır” hükmü çerçevesinde idarenin
düzenleyici işlemlerinden olan yönetmelikler yargı denetimine tabidir. Her
düzenleyici idari işlem gibi yönetmelikler de iptal davası yolu ile Danıştayın
soyut denetimine, aynı zamanda da itiraz yolu ile dava mahkemesinin somut
denetimine tabidir (Balta, 1970:127).
1.2. Mali Hüküm İçeren Yönetmelikler
“Mali” kelimesinin sözlük anlamı “mal ile ilgili, parasal olan, maliyeye
ilişkin, maliyeyle ilgili” demektir. Kamu maliyesi literatüründe “mali” deyimi;
gelir ve giderlere, nakde ve diğer menkul ve gayrimenkul mallara ilişkin
devlet bütçesini ilgilendiren tüm işlem ve hususları kapsamaktadır. Bu
çerçevede kamu idarelerinin gelir ve giderleri, taşınır ve taşınmaz varlıkları,
hakları, gelirlerinin tahsili, harcamalarının yapılması ve giderlerinin ödenmesi
ve yetkili kişi ve mercilerce bu amaçla alınan kararları, yapılan iş ve işlemleri,
tasarrufları geniş anlamda mali işlemleri oluşturmaktadır.
Kamu mali yönetiminde köklü değişiklikler getiren 5018 sayılı Kamu
Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu ile kamu maliyesine dair bazı kavramlar da
yeniden tanımlanmıştır. Mali hüküm içeren yönetmeliklerin kapsama alanını
tayin etmek açısından bu Kanun’daki bazı tanımların bilinmesi yararlı
olacaktır. Söz konusu Kanun’un 3’üncü maddesinde kamu kaynakları,
“Borçlanma suretiyle elde edilen imkânlar dahil kamuya ait gelirler, taşınır ve
taşınmazlar, hesaplarda bulunan para, alacak ve haklar ile her türlü
değerleri” şeklinde ve kamu gideri ise “Kanunlarına dayanılarak yaptırılan iş,
alınan mal ve hizmet bedelleri, sosyal güvenlik katkı payları, iç ve dış borç
faizleri, borçlanma genel giderleri, borçlanma araçlarının iskontolu satışından
doğan farklar, ekonomik, malî ve sosyal transferler, verilen bağış ve
yardımlar ile diğer giderleri,” şeklinde tanımlanmaktadır.

Yönetmelikler düzenledikleri konular itibariyle mali işlemlere, kamu
kaynağı veya kamu giderlerine dair herhangi bir hüküm ihtiva ettikleri
takdirde, mali hüküm içeren yönetmelik olarak adlandırılmaktadır. Bu
takdirde hukuk düzenimizde yönetmelikler için herhangi bir ön inceleme
öngörülmemesine rağmen mali nitelik arz eden yönetmelikler Sayıştay
incelemesine tabi tutulmaktadır. Sayıştay Daireler Kurulu bir kararında Milli
Savunma Bakanlığınca hazırlanan “Subay ve Astsubay Atama Yönetmeliğinde
Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik Taslağı”na, mali hükümler içermediği
gerekçesiyle Sayıştayca görüş bildirilmesine lüzum ve mahal bulunmadığına
karar vermiştir (Sayıştay Başkanlığı, 2009a).
Mali hüküm içeren yönetmeliklerin ihtiva ettikleri konular ve
Sayıştayın istişari mütalaası dışında, diğer yönetmeliklerden herhangi bir farkı
bulunmamaktadır. Mali hüküm içeren yönetmelikler de yönetmeliklerde
bulunması gereken hukuki vasıfları taşımalıdırlar. Yönetmeliklerde yetki, şekil
ve usul, sebep, konu ve maksat yönleri neyi ifade ediyorsa aynı hususlar mali
hüküm içeren yönetmelikler için de geçerlidir. Yönetmelikler açısından
“yetki”, Başbakanlık, bakanlıklar ve kamu tüzelkişilerini, “sebep”, kanun ve
tüzükleri, “konu”, kamu idarelerinin kendi görev alanlarıyla ilgili kanunların
ve tüzüklerin uygulanmasını sağlamayı, “amaç” ise kamu yararını ifade
etmektedir.
Yönetmeliklerde şekil her idari işlemde olduğu gibi yazılı olmayı ifade
etmektedir (Onar, 1966: 395). Usul ise, yönetmeliklerin yayımlanmasını
kapsamaktadır. Sayıştay’ın istişari mütalaasını düzenleyen kanun hükmü ve
mahkeme kararları beraber değerlendirildiğinde, Sayıştay istişari mütalaasını
mali hüküm içeren yönetmelikler açısından usul, şekil ve yürürlük şartı olarak
ele almak gerekmektedir.
Yönetmelikler, uygulama aşamasında iptal davaları açılması üzerine
Danıştay tarafından yargısal açıdan incelenmektedir. Mali hüküm içeren
yönetmeliklerde, uygulama aşamasındaki Danıştay denetimine ilave olarak,
Sayıştayın “istişari mütalaasını muhtevi” ön incelemesi de gerekmektedir.
Dolayısıyla, Sayıştayın mali hüküm içeren yönetmelikler üzerinde yapacağı ön
inceleme “önleyici” ve “yol gösterici” bir mahiyet arz etmektedir.
Sayıştay Genel Kurulu, uygulamada “esaslar”, “karar” ve benzeri
isimler altında yönetmeliğe benzer bazı düzenleyici işlemlerin yapılması ve
yönetmelikler gibi Resmi Gazete’de yayımlanması karşısında, bir tasarrufun

hukuki açıdan başlığına göre değil içeriğine göre değerlendirilmesi
gerektiğinden bahisle Anayasa’ya uygun olarak yapılan ve tüm ilgililer için
hüküm ifade eden genel ve objektif kurallar içeren düzenlemeleri de
yönetmelik olarak nitelendirmektedir.2 Bahse konu Karar uyarınca, istişari
görüş verilebilmesi için düzenlemenin adı ne olursa olsun mali hükümler
içermesi ve yönetmelik taslağının Bakanlıklar ve Sayıştayın denetimine giren
diğer idare ve kurumlarca gönderilmiş olması gerekmektedir.
Dolayısıyla yönetmeliğe benzer esas ve usullerle hazırlanan ve Resmi
Gazete’de yayımlanan diğer düzenleyici işlemler, mali konuları ihtiva ettikleri
takdirde yönetmelik adını taşımasalar bile yönetmelik olarak kabul edilmekte
ve Sayıştayın istişari mütalaasına sunulması gerekmektedir. Uygulama bu
şekilde cereyan etmekte ve adı yönetmelik olmamakla birlikte mali
hükümleri ihtiva eden “Karar” veya “Esaslar” adıyla yapılan düzenleyici
işlemler de Sayıştayın istişari mütalaasına sunulmaktadır. 3
Yasalaşma sürecinde bulunan yeni Sayıştay Kanun Teklifi’nin 27.
maddesine göre, “mali konularda düzenlenecek yönetmeliklerin ve
“yönetmelik niteliğindeki düzenleyici işlemlerin” yürürlüğe konulabilmesi için
Sayıştayın istişari mütalaasının alınması gerekmektedir. Dolayısıyla,
yönetmeliğe benzer esas ve usullerle hazırlanan ve ilgililer için genel ve
objektif kurallar içeren mali düzenlemeler, adları ne olursa olsun Teklifte
“yönetmelik niteliğindeki düzenleyici işlemler” olarak adlandırılmakta ve
yürürlüğe girebilmeleri için Sayıştayın istişari görüşü aranmaktadır.
2. MALİ HÜKÜM İÇEREN YÖNETMELİKLER VE SAYIŞTAYIN İSTİŞARİ
MÜTALAASI
Yüksek denetim organı olarak Anayasal çerçevede parlamento adına
denetim işlevini yerine getiren Sayıştaya, denetim görev ve yetkisinin dışında
mali konulardaki uzmanlığından faydalanmak üzere bir kısım görevler veril-

(2) Sayıştay Genel Kurulunun 22.12.1980 tarih ve 4101/1 sayılı Kararı, 15.1.1981 tarih ve
17221 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.
3 Örneğin 23.6.2007 tarih ve 26561 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan ve Bakanlar
Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan “Adalet Bakanlığı Ders ve Ek Ders Saatlerine İlişkin
Karar” ve 21.2.2007 tarih ve 26441 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Bakanlar Kurulu
Kararı ile yürürlüğe konulan “Türk İşbirliği ve Kalkınma İdaresi Başkanlığında Çalıştırılacak
Sözleşmeli Personel Hakkında Hizmet Sözleşmesi Esaslarında Değişiklik Yapılmasına
İlişkin Esaslar” zikredilebilir.

miştir. Sayıştaya verilen söz konusu görevlerden birisi de, danışma mahiyetinde
mali nitelikli yönetmeliklere istişari mütalaa vermesidir. Sayıştay, denetim
görevine ve yargılama işlevine ilave olarak, mali hüküm içeren yönetmeliklere
görüş vermesi ve benzeri fonksiyonlarına istinaden (genel uygunluk
bildirimi, idari kararların birleştirilmesi) Türk idare teşkilatı içerisinde merkeze
yardımcı kuruluşlar içerisinde mütalaa edilmektedir (Günday, 2002: 363).
Harcama sonrası dış denetim yapan Sayıştayın mali mevzuat üzerinde
ifa ettiği görevler arasında 832 sayılı Kanun’un 25’inci maddesinde zikredilen
hususlar da bulunmaktadır. Söz konusu düzenlemeyle denetçiler; anlam,
uygulama veya sonuçları bakımından Hazine menfaatlerini zarara uğratıcı
nitelikte gördükleri kanun, tüzük, yönetmelik, kararname ve sair mevzuat
hükümlerini, inceleme sırasında tespit ederek bunları gerekçesiyle birlikte ve
yazılı olarak Birinci Başkanlığa bildirirler. Birinci Başkan, bu bildirileri derhal
Sayıştay Genel Kuruluna havale eder ve bunlardan Genel Kurul kararıyla
kabule değer görülenler üç aylık raporlarla Türkiye Büyük Millet Meclisine
sunulur. Dolayısıyla, Sayıştayın mali mevzuatın takibi hususunda mali nitelikli
yönetmelikler yürürlüğe girmeden vereceği istişari görüşün yanında,
denetimlerde göz önünde bulunduracağı hususlar da yer almaktadır.
İdarenin düzenleyici işlemleri arasında yer alan yönetmelikler mevzuunda
hukukumuzda, bütün yönetmelikleri kapsayıcı şekil ve usul kuralları yer
almamaktadır. Ancak 832 sayılı Sayıştay Kanunu’nun 105’inci maddesinde
mali konulardaki yönetmelikler açısından ayrık bir düzenleme yer almaktadır.
832 sayılı Sayıştay Kanunu’nun 105’inci maddesinde yer alan “Bakanlıklar ve
Sayıştayın denetimine giren diğer idare ve kurumlarca mali konularda düzenlenecek
yönetmelikler Sayıştayın istişari mütalaası alındıktan sonra yürürlüğe
konulabilir.” şeklindeki düzenleme ile mali hüküm içeren yönetmelikler
bağlamında Sayıştayın istişari mütalaası düzenlenmektedir. Sayıştay Daireler
Kurulu 15.02.2006 tarih ve 1194/1 sayılı Kararı ile mali hüküm içeren
yönetmeliklerin ve yönetmelik niteliğindeki düzenleyici tasarrufların
yürürlüğe konulabilmesi için Sayıştayın istişari görüşünün alınmasını “yasal
bir zorunluluk” olarak nitelendirmektedir (Sayıştay Başkanlığı, 2006a).
832 sayılı Kanun’un 105. maddesinin ilk şeklinde, mali konulardaki
tüzüklerin de Sayıştayın istişari mütalasaına sunulması gerekmekteydi.
Ancak, söz konusu düzenlemenin tüzüklerle ilgili bölümü Anayasa
Mahkemesi tarafından Danıştayın varlık ve görev alanlarını ilgilendirdiği ve
Mali Hüküm İçeren Yönetmelikler ve Sayıştay İstişari Mütalaası
SAYIŞTAY 32 DERGİSİ ● SAYI: 76
Anayasa’nın tüzüklerle ilgili düzenlemesine aykırı olduğu gerekçesiyle iptal
edilmiştir (Anayasa Mahkemesi, 1970: 197-227).
2.1. İstişari Mütalaa Kavramı
İstişari mütalaa; kelime anlamı itibariyle “danışma” anlamına gelen
istişare ve “herhangi bir konu üzerinde ayrıntılı düşünme ile oluşan görüş ve
yorum” anlamına gelen mütalaa kavramlarından oluşmaktadır. Sözlük anlamı
itibariyle istişari mütalaa, belli bir konu üzerinde bağlayıcı olmayan yol
gösterme ve danışma mahiyetinde bir görüşü ifade etmektedir. Hukuki
anlamda ise istişari mütalaa, bir kısım bireysel veya düzenleyici idari
işlemlerde uyulması gereken usul ve şekil şartlarını ifade etmektedir.
Düzenleyici idari işlemler, hukuk düzeninde varlık kazanabilmeleri için
uyulması gereken usul ve şekil şartları dikkate alınarak hazırlanmalıdır.
Örneğin, Danıştay Resmi Gazete’de yayımlanması gereken bir yönetmeliğin
yayımlanmamış olmasını şekil şartına aykırılık olarak görmekte ve söz konusu
düzenleyici işlemi hukuken geçerli saymamakta ve uygulamamaktadır
(Danıştay Başkanlığı, 1996).
İdari işlemlerde istişari mütalaa (danışma), bazen şekil şartı
(Gözübüyük ve Tan, 1999: 470-471) bazen de usul işlemi olarak ele
alınmaktadır (Gözler, 2003: 731). Şekil, idari işlemin özünü oluşturan iradenin
maddi biçimidir (Günday, 2002: 132). Usul ise, idari işlemin yapılmasında
izlenen yolları ifade etmektedir. İdari işlemin oluşumu safhasında idari
işlemin özünü oluşturan irade açıklamasında izlenmesi gereken bir usul
vardır. Bu usullerin faydaları arasında idarenin objektif davranması, idari
kararların doğruluğunun temin edilmesi ve idarenin denetim altına alınması
gibi faydalar zikredilmektedir (Gözler, 2003: 731).
İdari işlemlerde bulunması gereken usul işlemlerinden birisi, danışma
usulüdür. Bazen kanunlar, idari işlemi yapacak makama işlemi yapmadan
önce başka bir makam veya kurulun görüşünü alma zorunluluğu getirmekte
ve buna da danışma usulü denilmektedir. Danışma usulünün işlerliğinin
sağlanması bakımından Fransız Danıştayı’nın içtihatlarıyla oluşmuş, etkililik
ve samimiyet, düzgünlük ve tarafsızlık şeklinde ilkeler belirlenmiştir. Bu
ilkelerden etkililik ve samimiyet; danışmanın göstermelik olmamasını, etkili
ve samimi olmasını, danışma organına yeterli bilgi ve belgelerin aktarılmasını
ve danışma organına yeterli sürenin verilmesini, düzgünlük; yapılan
Mali Hüküm İçeren Yönetmelikler ve Sayıştay İstişari Mütalaası
SAYIŞTAY DERGİSİ ● SAYI: 76 33
danışmanın hukuka uygunluğunu, tarafsızlık ise konuyla alakalı olanların
toplantıya katılmamalarını ifade etmektedir (Gözler, 2003: 735).
Usul içinde yer alan danışma; ihtiyari danışma, zorunlu danışma ve
uygun görüş olarak üçe ayrılmaktadır. Zorunlu danışma, başvurulması ve
görüş alınması zorunlu olan danışma çeşididir. Bu usulde yetkili makam
danışma organının görüşünü almak zorundadır. Bunu yapmadan alınan karar
hukuka aykırılık teşkil eder ve usulen sakat bir işlem niteliği arz eder. Bu ise
işlemin hukuken geçersizliği sonucunu doğurur (Gözler, 2003: 737-738).
İstişari mütalaa alınması isteğe bağlı olabileceği gibi Anayasa veya
yasalar tarafından mecburi hale getirilmiş olabilir. Eğer bir işlem yapılmadan
önce belli organların görüşünün alınması yasal bir zorunluluk haline gelmişse
söz konusu görüşün alınmaması, işlemi hukuken şekil unsuru bakımından
sakat hale getirmektedir (Gözler, 2002: 137). Anayasa’nın 155’inci
maddesinde yer alan Danıştayın kamu hizmetleri ile ilgili imtiyaz şartlaşma ve
sözleşmeleri hakkında iki ay içinde düşüncesini bildirmesi, zorunlu danışma
olarak ele alınmaktadır (Gözler, 2003: 738). Aynı şekilde Anayasa Mahkemesi
de bir kararında mali hüküm içeren yönetmeliklerde bulunması gereken
Sayıştayın istişari mütalaasını bir “zorunluluk” olarak vasıflandırmıştır
(Anayasa Mahkemesi, 1970: 209).
Danışma mahiyetindeki görüşlere, idarelerce uyulması zorunluluğu
bulunmamakla birlikte bazı durumlarda uygun görüş(muvafık mütalaa)
verilme şartı aranmaktadır. 27.9.1984 tarih ve 3046 sayılı Bakanlıkların
Kuruluş ve Görev Esasları Hakkında Kanun’un geçici 2’inci maddesine göre,
döner sermaye işletmesi kurulabilmesi için Sayıştayın olumlu görüşünün
alınması gerekmektedir.
Usul sakatlıklarında genel sonuç idari işlemin hukuka aykırılığı ve dava
açılması halinde iptalidir. Ancak her usul sakatlığı işlemin iptali sonucunu
doğurmamakta, usul sakatlıkları asli usul sakatlığı ve tali usul sakatlığı olarak
ayrılmaktadır. İşlemin yönünü değiştirebilecek yani işlemin sonucu üzerinde
etkili olabilecek sakatlıklar asli usul sakatlığı ve bunun dışındaki sakatlıklar ise
tali usul sakatlığı olarak nitelendirilmektedir (Gözler, 2003: 763-765).
2.2. Mali Hüküm İçeren Yönetmeliklerde İstişari Mütalaanın Yeri
Mali hüküm içeren yönetmeliklere Sayıştay tarafından verilen istişari
mütalaanın hukuki mahiyeti açısından üç durum ortaya çıkmaktadır. Bunlar,
Mali Hüküm İçeren Yönetmelikler ve Sayıştay İstişari Mütalaası
SAYIŞTAY 34 DERGİSİ ● SAYI: 76
istişari mütalaanın usul şartı, yürürlük şartı ve şekil şartı olarak ele
alınmasıdır. Bununla beraber, Sayıştayın mali hüküm içeren yönetmeliklere
verdiği görüşlerin idari nitelikte kararlar olduğu da savunulmaktadır
(Gözübüyük, 2001: 148). Diğer taraftan idari işlemlerde bulunması gereken
usul kuralları şekil şartı içinde ele alınmaktadır (Günday, 2002: 132).
2.2.1. Usul Şartı Olarak İstişari Mütalaa
832 sayılı Kanun’un 105’inci maddesinde yer alan “Bakanlıklar ve
Sayıştayın denetimine giren diğer idare ve kurumlarca mali konularda düzenlenecek
yönetmeliklerle tüzükler, Sayıştayın istişari mütalaası alındıktan
sonra yürürlüğe konulabilir.” şeklindeki düzenleme ile Sayıştay tarafından
mali hüküm içeren yönetmeliklere verilecek istişari mütalaanın hukuki
çerçevesi belirlenmektedir. Söz konusu düzenleme çerçevesinde bakanlıkların
ve Sayıştayın denetimine giren diğer idare ve kurumların mali konularda
düzenlenecek yönetmelikleri Sayıştayın istişari mütalaasına sunmaları mali
hüküm içeren yönetmelikler açısından zorunlu bir danışma haline
gelmektedir. Yukarıda da belirtildiği üzere Anayasa Mahkemesi, mali hüküm
içeren yönetmeliklerde bulunması gereken Sayıştayın istişari mütalaasını bir
“zorunluluk” olarak vasıflandırmıştır (Anayasa Mahkemesi, 1970: 209).
Düzenleyici veya bireysel idari işlemler hukuk düzeninde tek yanlı
değişiklik yapmaktadırlar. Bu etkilerin doğması için idari işlemlerin yürürlüğe
girmeleri gerekir. İdari işlemler bir işlemler dizisidir ve hazırlık işlemleri,
temel işlem ve tamamlayıcı işlemler bu dizini oluşturmaktadır. İşlemin
tamamlanması için yalnızca temel işlemin değil dizinin de tamamlanması
gerekir (Akıllıoğlu, 1979: 44). Dolayısıyla, mali hüküm içeren yönetmelikler
açısından dizini oluşturan Sayıştayın istişari mütalaasını ihtiva eden danışma
işlevinin yerine getirilmesi, esaslı bir usul işlemi haline gelmektedir.
İdare hukukunda idari işlemlerdeki usul sakatlıklarında işlemin iptal
edilmesi, usul işlemlerinin idari işlemlerin sonucunu etkilemesine bağlanmış
ve bunun takdiri de dava açılması durumunda Danıştaya bırakılmıştır. Oysa,
Kanun Koyucunun iradesiyle mali hüküm içeren yönetmelikler açısından
farklı bir durum ortaya çıkmaktadır. 832 sayılı Kanun’un 105’ inci madde
gerekçesinde ifade edildiği üzere, mali konularda uzman bir Kurum olan
Sayıştaydan mali mevzuattaki ahengin temin edilmesi adına mali hüküm
içeren yönetmeliklere görüş vermesi istenmektedir.
Mali Hüküm İçeren Yönetmelikler ve Sayıştay İstişari Mütalaası
SAYIŞTAY DERGİSİ ● SAYI: 76 35
2.2.2. Yürürlük Şartı Olarak İstişari Mütalaa
Mali hüküm içeren yönetmelikler açısından 832 sayılı Kanun’un
105’inci maddesindeki düzenlemenin dikkat çeken yönlerinden birisi de,
Sayıştay mütalaasının “yürürlük şartı” olarak ele alınmasıdır. Söz konusu
maddede yer alan “Sayıştayın istişari mütalaası alındıktan sonra yürürlüğe
konulabilir” şeklindeki hüküm bunu ifade etmektedir.
Kişilerin hukukunu etkileyen, özellikle, vergi ve benzeri mali yükümlülükler
içeren düzenlemelerin, yayımlanarak yürürlüğe gireceği ve ancak bu
tarihte ilgililer hakkında hüküm ifade edeceği, hukukun genel ilkelerindendir
ve hukuk devleti olmanın zorunlu öğelerinden birisini teşkil etmektedir
(Danıştay Başkanlığı, 2002). İdare hukukumuzda düzenleyici işlemlerin
yürürlüğe girebilmesi için gizlilik derecesi taşıyanların dışında kalanların
yayımlanmaları veya duyurulmaları gerekmektedir (Gözler, 2003: 921). İdari
işlemler yürürlüğe girmelerinden itibaren uygulanabilir hale gelmekte yani
idare edilenlere karşı ileri sürülebilir ve idare edilenler tarafından
başvurulabilir nitelikte olmaktadırlar (Gözler, 2002: 313). Ancak, mali hüküm
içeren yönetmeliklerin yürürlüğe girmeleri açısından yayımlanma şartına
ilave olarak Sayıştayın istişari mütalaası da öngörülmüştür.
832 sayılı Kanun’un 105’inci maddesi, mali hüküm içeren yönetmelikler
için Sayıştayın istişari mütalaasını yürürlük şartı olarak zikrettiğine göre,
Sayıştay görüşünün olmadığı durumlarda mali hüküm içeren yönetmelikler
hukuken tekemmül etmemektedir. Yönetmeliklerde yürürlüğe girme adına
Resmi Gazete’de yayımlanma neyi ifade ediyorsa mali hüküm içeren yönetmeliklerde
de yürürlüğe girme adına Sayıştayın istişari mütalaası aynı şeyi
ifade etmektedir. Danıştay da bir kararında mali hüküm içeren yönetmeliklerin
yürürlüğe girebilmesi için Sayıştayın istişari mütalaasının alınmasının
şart olduğunu belirtmektedir (Danıştay Başkanlığı, 1977). Ancak, Danıştayca
bir iptal kararı verilmemiş ise o yönetmeliğin geçerli olacağı çünkü Sayıştay
görüşünün yokluk sebebi değil bir iptal sebebi olduğu ileri sürülmektedir
(İnan, 1992: 164).
Mali konulardaki yönetmeliklerin Sayıştayın istişari mütalaası
alınmadan yayımlanması durumunda söz konusu yönetmeliğin geçerlilik
durumu ne olacaktır? Sayıştay Genel Kurulu 22.09.1969 tarih ve 3394/1 sayılı
kararında; mali konulardaki yönetmeliklerin yürürlüğe girmeleri açısından
getirilen istişari mütalaanın Anayasa’da öngörülmediğine, bu nedenle de
Mali Hüküm İçeren Yönetmelikler ve Sayıştay İstişari Mütalaası
SAYIŞTAY 36 DERGİSİ ● SAYI: 76
Sayıştayın istişari mütalaası alınmadan neşredilen bir yönetmeliğin mer’i
olduğuna karar vermiştir. Ayrıca aynı Kararda, Sayıştayın istişari mütalaasının
düzenleyici işlemlerin sıhhat ve muteberiyetine müessir bir şart olmadığı
sadece yetkili idarelere Sayıştayın istişari mütalaasını alma zorunluluğu
yüklediği ve istişari mütalaanın mali hüküm içeren yönetmeliklerin yürürlüğü
için aranacak bir şart olmadığı belirtilmektedir (Sayıştay Başkanlığı, 1969).
2.2.3. Şekil Şartı Olarak İstişari Mütalaa
Yönetmeliklerde yayımlanma, uyulması gerekli şekil koşullarından
birisi olarak kabul edilmektedir. Yönetmeliklerde şekil şartlarından birisini
oluşturan yayımlanma hususu aynı zamanda söz konusu yönetmeliklerin
yürürlük şartı olarak ele alınmaktadır. Zira, Danıştay yerleşmiş içtihatlarıyla
yayımlanması gerektiği halde Resmî Gazete’de yayımlanmamış
yönetmeliklerin yürürlüğe girmediğini ve bu nedenle de hukuken geçerli
olmadığını ileri sürmektedir (Danıştay Başkanlığı, 1988).
Mali hüküm içeren yönetmeliklerin yürürlüğe girebilmeleri açısından
yayımlanma şartına ilave olarak Sayıştayın istişari mütalaası, uyulması gerekli
bir şekil şartı olarak düzenlenmiştir. Çünkü yukarıda verilen Danıştay
kararında; yayımlanması gereken yönetmeliklerin Resmi Gazete’de
yayımlanmasının yasal bir zorunluluk olduğu vurgulanmakta ve bu yasal
zorunluluğa uyulmamasının söz konusu yönetmeliğin yürürlüğünü
engelleyeceği ifade edilmektedir. 832 sayılı Kanun’un 105. maddesi
incelendiğinde, mali hüküm içeren yönetmelikler üzerindeki Sayıştay istişari
mütalaasının söz konusu yönetmeliklerin yürürlüğe konulabilmesi için yasal
bir zorunluluk olarak ele alındığı görülmektedir.
832 sayılı Kanun’un 105’inci maddesi ve bu maddeye Anayasa
Mahkemesi ve Danıştay içtihatlarıyla getirilen yorumlar çerçevesinde; mali
konulardaki yönetmelikler hakkında hukukumuzda gerek yürürlüğe girme
gerekse de şekil ve usul şartı olarak kendine özgü bir durum ortaya
çıkmaktadır. Mali konulardaki yönetmelikler açısından Sayıştayın istişari
mütalaasının alınması esaslı bir şekil ve usul işlemi olarak karşımıza çıkmakta
ve idareler açısından uyulmadığı takdirde düzenleyici işlemi hukuken sakat
hale getirmektedir. Sayıştay Genel Kurulunca ileri sürüldüğü şekliyle, Sayıştay
görüşü alınmayan yönetmelikler idari işlemlerde en ağır yaptırım şekli olan
yoklukla muallel bir tasarruf olarak telakki edilememekle birlikte istişari
Mali Hüküm İçeren Yönetmelikler ve Sayıştay İstişari Mütalaası
SAYIŞTAY DERGİSİ ● SAYI: 76 37
mütalaa alınması mali konulardaki yönetmelikler bakımından en azından
iptal nedenleri arasında sayılmalıdır.
Sonuç itibariyle yukarıda ele aldığımız hususlar çerçevesinde mali
hüküm içeren yönetmeliklerde alınması gereken Sayıştayın istişari mütalaasını
ister asli şekil ve usul şartı ister yürürlük şartı olarak nitelendirelim söz
konusu istişari mütalaa mali hüküm içeren yönetmeliği çıkaran idareler
açısından uyulması zorunlu bir görüş değildir. Dolayısıyla, idarelere yüklenen
yükümlülük Sayıştayın istişari mütalaasının alınması ile sınırlı olmaktadır.
3. SAYIŞTAYDAN İSTİŞARİ MÜTALAA İSTEYECEK KURUMLAR
832 sayılı Kanun’un 105’inci maddesinde “Bakanlıklar ve Sayıştayın
denetimine giren diğer idare ve kurumlar” denilmek suretiyle bakanlıkların
ve Sayıştayın denetimine giren diğer idare ve kurumların mali konularda
düzenleyecekleri yönetmelikleri Sayıştaya gönderecekleri ifade edilmektedir.
1982 Anayasa’sının 124’üncü maddesi ile “Başbakanlık, bakanlıklar ve
kamu tüzelkişileri” ne, kendi görev alanlarını ilgilendiren kanunların ve
tüzüklerin uygulanmasını sağlamak üzere yönetmelik çıkarma yetkisi
verilmiştir. Oysa, 832 sayılı Kanun’da bakanlıklardan ve denetime tabi diğer
idare ve kurumlardan bahsedilmesine rağmen Anayasa ile kendisine
yönetmelik çıkarma yetkisi verilen Başbakanlıktan bahsedilmemektedir. Bu
durumda Başbakanlık tarafından çıkarılan mali hüküm içeren yönetmelikler
istişari mütalaa için Sayıştaya gönderilecek midir?
1961 Anayasa’sının 113’ üncü maddesi ile “Bakanlıklara ve kamu
tüzel kişilerine” yönetmelik çıkarma yetkisi verilmiş ve buna paralel olarak
21.2.1967 tarihli Sayıştay Kanunu ile bakanların ve diğer kamu idarelerinin ve
kurumlarının mali hüküm içeren yönetmeliklerinin Sayıştaya gönderilmesi
hususu düzenlenmiştir. Dolayısıyla, 1982 Anayasası ile yapılan düzenleme ile
832 sayılı Kanun’un 105. maddesi arasında güncelleme yapılmaması
nedeniyle Başbakanlık tarafından çıkarılan yönetmelikler hususunda bir
boşluk bulunmaktadır. Uygulamada, Başbakanlık tarafından çıkarılan mali
hüküm içeren yönetmelikler Sayıştaya gönderilmektedir.4
4 Örneğin 9.1.2009 tarih ve 27105 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “Dış Ticaret
Müsteşarlığı Döner Sermaye İşletmesi Yönetmeliği” Başbakanlık tarafından Sayıştaya
gönderilmiştir.
Mali Hüküm İçeren Yönetmelikler ve Sayıştay İstişari Mütalaası
SAYIŞTAY 38 DERGİSİ ● SAYI: 76
Anayasa’da zikredilmemesine rağmen Bakanlar Kurulu tarafından da
mali hüküm içeren yönetmelikler çıkarılmaktadır. Sayıştay Genel Kurulu
22.12.1980 tarih ve 4101/1 sayılı Kararı ile Bakanlar Kurulu tarafından
çıkarılan düzenleyici işlemlerin adına bakılmaksızın mali nitelik arz etmeleri
durumunda Sayıştayın istişari mütalaasına sunulmasına karar vermiştir.
Ancak Danıştay, Bakanlar Kurulunun tüzük ve yönetmelik dışında mali nitelik
arz eden düzenleyici işlemlerinden yönetmeliğe benzeyenlerin Sayıştayın
istişari mütalaasına sunulmasına gerek olmadığına karar vermiştir. Danıştay
söz konusu düzenleyici işlemlerin Bakanlar Kurulunun takdir yetkisinde
olduğunu belirtmiştir (Danıştay Başkanlığı, 1977). Ancak, şekil, usul ve
yürürlüğe girme şartı olarak idarelerin uyma zorunluluğu bulunan ve sonuçta
idarelerin uyup uymamakta serbest oldukları bir görüş alma işlevinin idarenin
takdir yetkisini ortadan kaldırmadığı açıktır. Danıştay bu kararı ile Bakanlar
Kurulunun çıkardığı mali hüküm içeren yönetmeliklerin Sayıştayın istişari
mütalaasına sunulmasının gerek olmadığını değil, sadece yönetmelik
dışındaki “esaslar”, “karar” ve benzeri yönetmelik niteliğindeki düzenleyici
işlemlerin istişari mütalaadan muaf olduğunu belirtmektedir.
Yasalaşma sürecinde bulunan yeni Sayıştay Kanun Teklifi’nin 27.
maddesine göre, “mali konularda düzenlenecek yönetmeliklerin” ve
“yönetmelik niteliğindeki düzenleyici işlemlerin” yürürlüğe konulabilmesi için
Sayıştayın istişari mütalaasının alınması gerekmektedir. Dolayısıyla,
yönetmeliğe benzer esas ve usullerle hazırlanan ve ilgililer için genel ve
objektif kurallar içeren mali düzenlemeler, adları ne olursa olsun Teklifte
“yönetmelik niteliğindeki düzenleyici işlemler” olarak adlandırılmakta ve
yürürlüğe girebilmeleri için Sayıştayın istişari görüşü aranmaktadır.
Sayıştay denetiminin kurumsal kapsamını belirleyen 5018 sayılı
Kanun’a paralel olarak hazırlanan ve yasalaşma sürecinde olan Sayıştay
Kanun Teklifi’nin 27. maddesine göre, “genel yönetim kapsamındaki kamu
idareleri” olarak isimlendirilen, merkezî yönetim kapsamındaki kamu
idareleri, sosyal güvenlik kurumları ve mahallî idareler “mali konuları ihtiva
eden yönetmelikleri” ve“yönetmelik niteliğindeki düzenleyici işlemleri”
Sayıştayın istişari mütalaasına sunmak zorundadırlar.
Mali Hüküm İçeren Yönetmelikler ve Sayıştay İstişari Mütalaası
SAYIŞTAY DERGİSİ ● SAYI: 76 39
4. MALİ HÜKÜM İÇEREN YÖNETMELİKLERDE SAYIŞTAY KARARLARINA
YANSIYAN UYGULAMALAR
832 sayılı Kanun’un 15’inci maddesi ile, söz konusu Kanun’un 105’inci
maddesi gereği verilecek Sayıştay mütalaasını tespit görevi Daireler Kuruluna
verilmiştir. Sayıştay, söz konusu mütalaayı istemin yapılması tarihinden
başlayarak iki ay içinde bildirmelidir. Sayıştaya istişari mütalaa için iki aylık bir
süre verilmek suretiyle idari işlemlerin zaten ağır işleyen yapısının
hızlandırılması amaçlanmıştır.
Sayıştay Daireler Kurulu kendisine gönderilen mali hüküm içeren
yönetmeliklerle ilgili olarak 832 sayılı Kanun’un 29’uncu maddesindeki
yetkiye istinaden kamu kurum ve kuruluşlarından temsilci isteyebilmekte ve
mali nitelikli yönetmelikler hakkındaki istişari mütalaasını oluşturmak için
ilgililerin sözlü beyanlarına müracaat edebilmektedir.
Sayıştay Denetçi ve Raportörlerinin Denetim ve Çalışma Usulleri
Hakkında Yönetmeliğin 60’ıncı maddesine göre Sayıştayın istişari mütalaası
alınmadan yürürlüğe konulan mali hüküm içeren yönetmeliklerin tespit
edilmesi ve Başkanlığa bildirilmesi görevi Daireler Kurulu Başraportörlüğüne
verilmiştir. Sayıştay Daireler Kurulunun kendisine gönderilen mali hüküm
içeren yönetmelikler hakkında verdiği istişari mütalaalarda değerlendirilen
hususlardan bazıları aşağıdaki gibidir.
4.1. Yönetmeliğin Hukuken Tekemmül Etmiş Olması
Sayıştay, istişari mütalaası alınmak üzere kendisine gönderilen mali
hüküm içeren yönetmelik taslaklarında öncelikle, usulünce hazırlanmış ve
hukuken yönetmelik vasfı kazanmış bir düzenleme olup olmadığını
incelemektedir. Düzenleyici idari işlemlerin hukuken taşımaları gereken usul
ve şekil şartlarını taşımaları gerekmektedir.
Kamu kurum ve kuruluşlarının düzenleyici işlem yapmaya yetkili
organları kendi mevzuatları ile belirlenmiştir. Dolayısıyla, bir düzenleyici
işlemin yönetmelik olarak tekemmül etmesi ve yönetmelik vasfını
kazanabilmesi için yetkili ve görevli organlar tarafından kabul edilmesi
gerekir. Örneğin, İl Özel İdarelerini düzenleyen 5302 sayılı Kanun’un 10’ uncu
maddesi ile il özel idareleri tarafından çıkarılacak yönetmelikleri kabul etme
görevi yani il özel idaresi adına yönetmelik çıkarma görev ve yetkisi il genel
meclisine verilmiştir. Bu nedenle de, yetkili organlar tarafından kabul
Mali Hüküm İçeren Yönetmelikler ve Sayıştay İstişari Mütalaası
SAYIŞTAY 40 DERGİSİ ● SAYI: 76
edilmeyen ve yönetmelik vasfını kazanmayan yönetmeliklere Sayıştayca
görüş verilmemektedir (Sayıştay Başkanlığı, 2007a).
4.2. Yönetmeliğin Normlar Hiyerarşisine Uygunluğu
Hukuk düzeni bir piramide benzetilecek olursa bu piramit anayasa,
kanun, tüzük, yönetmelik ve adsız düzenleyici işlemlerden oluşan birden çok
normun varlığını ifade etmekte ve bu sıralamaya normlar hiyerarşisi
denilmektedir (Kuluçlu; 2009: 3-4). Bu normlar farklı kademelerde yer
almakta, normlar arasında altlık ve üstlük ilişkisi söz konusu olmakta ve her
norm geçerliliğini bir üst hukuk normundan almaktadır (Gözler; 2010).
Sayıştay tarafından mali konulardaki yönetmelikler üzerinde yapılan incelemelerden
birisi, yönetmeliğin üst hukuk normuna uygun olup olmadığıdır.
Anayasa ile Başbakanlık, bakanlıklar ve kamu tüzelkişilerine yönetmelik
çıkarma yetkisi “görev alanlarını ilgilendiren kanunlara ve tüzüklere aykırı
olmamak” şartıyla verilmiştir. Bu nedenle de, yönetmeliklere göre üst hukuk
normları olan Anayasa, kanun ve tüzüklere aykırı yönetmelik düzenlenemez.
Örneğin, Sayıştay Daireler Kurulu Maliye Bakanlığınca hazırlanan “Hazine
Taşınmazlarının İdaresi Hakkında Yönetmelik Taslağı”nın “Kiralarda sözleşme
süresi” başlıklı 68’inci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “Beş yıldan fazla
süreyle kiraya verme işlemlerinde önceden Bakanlıktan izin alınır.” şeklindeki
düzenlemenin yönetmeliklerin kanunlara aykırı olamayacağı gerekçesiyle
2886 sayılı Devlet İhale Kanunu’nun “Kiralarda Sözleşme Süresi” başlıklı
64’üncü maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “Üç yıldan fazla süre ile kiraya
verme işlerinde, önceden Maliye Bakanlığından izin alınması şarttır….”
şeklindeki düzenlemesine uygun hale getirilmesine karar vermiştir (Sayıştay
Başkanlığı, 2007b ).
Söz konusu Karar üzerine Maliye Bakanlığı, 19.06.2007 tarih ve 26557
sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Hazine Taşınmazlarının İdaresi Hakkında
Yönetmelik’in 68’inci maddesini Sayıştay Daireler Kurulunun görüşleri
çerçevesinde değiştirmiştir (Kuluçlu; 2009: 18).
Aynı şekilde Kurul tarafından, Milli Eğitim Bakanlığınca hazırlanan
“Milli Eğitim Bakanlığı Ders Kitapları ve Eğitim Araçları Yönetmeliği
Taslağı”nın 6’ncı maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan “Ders kitaplarında
aranacak nitelikler ile ders kitaplarının incelenmesi ve değerlendirilmesine
ilişkin diğer hususlar yönerge ile düzenlenir” şeklindeki hükmün, 1739 sayılı
Mali Hüküm İçeren Yönetmelikler ve Sayıştay İstişari Mütalaası
SAYIŞTAY DERGİSİ ● SAYI: 76 41
Millî Eğitim Temel Kanunu’nun 55’inci maddesi beşinci fıkrasında yer alan
“Ders kitaplarının kabulü, uygunluk süresi, telif hakkı ve ücretlerle ilgili
esaslar; inceleme işlemleri ve alınacak inceleme ücreti miktarı; Millî Eğitim
Bakanlığınca incelettirilecek eserler için ödenecek ücret miktarı; ders
kitaplarının hazırlanması ve incelenmesinde aranacak kriterler ile ders kitabı
üreten yayın evlerinde aranacak kriterler; ders kitabı dışındaki diğer kitap ve
eğitim araçlarının kullanımı ve bunlardan hangileri için inceleme ücreti
alınacağı ve ödeneceği ile ilgili esas ve usuller Millî Eğitim Bakanlığınca
çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.” şeklindeki düzenlemeye aykırı olduğu
gerekçesiyle söz konusu yönetmelik hükmünün 1739 sayılı Kanuna uygun
hale getirilmesine karar verilmiştir (Sayıştay Başkanlığı, 2008a).
4.3. Yönetmeliğin Yetki Açısından Değerlendirilmesi
Düzenleyici idari işlemleri oluşturan unsurlardan biri olan yetki
yönetmelikler açısından, Başbakanlık, bakanlıklar ve kamu tüzelkişilerini ifade
etmektedir. Sayıştay Daireler Kurulu, mali konulardaki yönetmelikler
konusunda verdiği istişari mütalaalarda Anayasa ile getirilen yetki kuralına
uyulup uyulmadığını incelemektedir.
Uygulamada devlet tüzelkişiliğinden ayrı bir kamu tüzelkişiliği bulunmayan
idarelerin hazırladıkları mali konulardaki yönetmelikler bağlı olunan
Başbakanlık veya bakanlıklar eliyle yayımlandığından Anayasa ile yönetmelikler
için öngörülen yetki kuralı bu şekilde uygulanmaktadır. Sayıştay Daireler
Kurulu içtihatları da bu uygulamayı destekler mahiyettedir. Örneğin, ayrı bir
kamu tüzelkişiliği bulunmayan ve Anayasa’ya göre yönetmelik çıkarma yetkisi
bulunmayan Başbakanlık Dış Ticaret Müsteşarlığı tarafından hazırlanan “Dış
Ticaret Müsteşarlığı Döner Sermaye İşletmesi Yönetmeliği”ne Sayıştay
tarafından istişari mütalaa verilmiştir (Sayıştay Başkanlığı, 2008b).5
4.4. Yönetmeliğin Görev Açısından Değerlendirilmesi
Anayasa’nın yönetmeliklerde aradığı şartlardan birisi, idarelerin
çıkardığı yönetmeliklerin “kendi görev alanlarını ilgilendiren kanunların ve
tüzüklerin uygulanmasını sağlamak üzere” çıkarılabileceğidir. Bu nedenle,
idarelerce yönetmelik çıkarma yetkisinin kanunlarla veya tüzüklerle verilen
görevlerin uygulanmasını sağlamak amacıyla kullanılması gerekir.
5 İlgili Yönetmelik 9.1.2009 tarih ve 27105 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.
Mali Hüküm İçeren Yönetmelikler ve Sayıştay İstişari Mütalaası
SAYIŞTAY 42 DERGİSİ ● SAYI: 76
Sayıştay Daireler Kurulu muhtelif kararlarında, idarelerce düzenlenen
mali konulardaki yönetmeliklere, idarelere verilen herhangi bir yasal görev
olmadığından bahisle olumsuz görüş vermekte ve yönetmelik taslaklarını
iade etmektedir. Örneğin Kurul, Gölbaşı Belediye Başkanlığı tarafından
hazırlanan “Gölbaşı Belediyesi Konservatuarı Yönetmeliği” ile ilgili olarak,
kanunlarla belediyelere konservatuar açma görevinin verilmediği ve
belediyelerin “konservatuar” adı altında bir eğitim kurumu açmasının
mümkün bulunmadığı gerekçesiyle söz konusu Yönetmeliğe istişari görüş
vermekten imtina etmiş ve Yönetmelik Taslağını Belediyesine iade etmiştir
(Sayıştay Başkanlığı, 2006b).
4.5. Yönetmelikte İlgili Kurumların Görüşünün Alınıp Alınmaması
Hususu
İdari işlemlerin bir işlemler dizisinden oluştuğunu yukarıda ifade
etmiştik. Yönetmeliklerde söz konusu aşamalardan birisi de yönetmeliğin
hazırlanması aşamasında alınması gereken ilgili kurumların görüşünün alınıp
alınmadığı hususudur. Düzenleyici işlemin oluşumunda kanun koyucu
tarafından kamu yararı gözetilerek getirilen bu hususu Sayıştay dikkatle
incelemektedir. Ayrıca, Sayıştay kendisine gönderilen mali konulardaki
yönetmeliklerin bütün bu aşamalardan sonra yani yönetmelik taslakları
tekemmül ettikten sonra kendisine gönderilmesini istemektedir.
Mevzuat Hazırlama Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik’in 6’ıncı
maddesine göre mali konuları düzenleyen düzenleyici işlemlerin görüş
alınmak üzere Maliye Bakanlığına gönderilmesi gerekmektedir. Söz konusu
genel düzenlemenin yanında çeşitli kanunlarla yönetmelikle düzenleneceği
belirtilen konularda ilgili kurumların da görüşünün alınması istenmektedir.
Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu tarafından 5395 sayılı Çocuk
Koruma Kanunu’nun 47’ inci maddesine aykırı olarak Adalet Bakanlığının
görüşü alınmadan hazırlanan “Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu
Genel Müdürlüğü Özel Çocuk Yuvaları ve Özel Yetiştirme Yurtları Yönetmeliği
Taslağı” bu nedenle iade edilmiştir (Sayıştay Başkanlığı, 2008c).
Ayrıca Sayıştay Daireler Kurulu, İçişleri Bakanlığının 09.04.2007 tarih
ve 2007/39 sayılı Genelgesine paralel bir şekilde mahalli idarelerce
düzenlenen yönetmeliklerin İçişleri Bakanlığı aracılığıyla Sayıştaya
gönderilmesini istemektedir.
Mali Hüküm İçeren Yönetmelikler ve Sayıştay İstişari Mütalaası
SAYIŞTAY DERGİSİ ● SAYI: 76 43
SONUÇ
Türk kamu yönetiminde idare hukukunun yaygın yazılı hukuk
kaynakları arasında yer alan mali konulardaki yönetmelikler, diğer
yönetmeliklerin taşıdığı usul ve şekil şartlarına ilave olarak Sayıştayın istişari
mütalaasına sunulmak zorundadır. Bu zorunluluk mali konulardaki
yönetmelikler açısından uyulması gereken yasal bir şekil ve usul işlemidir. Bu
zorunluluğa riayet edilmemesi söz konusu düzenleyici işlemi yoklukla muallel
hale getirmemekle birlikte en azından iptal nedeni olarak ele alınmalıdır.
Mali konulardaki yönetmeliklere verilen Sayıştay istişari mütalaası
aynı zamanda söz konusu düzenlemeler açısından yürürlük şartı olarak ele
alınmaktadır. Dolayısıyla, Sayıştay denetimine tabi kamu kurum ve
kuruluşlarının çıkaracakları mali hüküm içeren yönetmelikleri Sayıştayın
istişari mütalaası alındıktan sonra yürürlüğe koymaları gerekmektedir.
Bütün devletlerde para ve maliye işlerinin kontrol altında tutulması
mali konularda uzmanlaşan Sayıştaylara verilen bir görevdir. Bu bağlamda
mali konulardaki yönetmeliklerin Sayıştayın istişari mütalaasına sunulma
zorunluluğu Sayıştaylara verilen kamu maliyesini kontrol etme görevinin
tamamlayıcı unsurlarındandır. Zira, öteden beri ülkemizde yüksek denetim
organı olarak görev ifa eden Sayıştayın, geçmiş olaylarla ilgilenmekten
geleceğe dönük kamu maliyesine ışık tutacak önleyici ve yol gösterici bir
bakış açısının olmadığı ileri sürülmektedir. Ancak, Anayasal ve yasal düzenlemeler
açısından meseleye bakıldığında, yeterli olmamakla beraber kamu
mali yönetiminde Sayıştay denetimi ve Sayıştay yargısı açısından önleyici
hükümler getirildiği görülmektedir. Bunlardan biri de, bu çalışmada genel
hatlarıyla ışık tutmaya çalıştığımız mali konulardaki yönetmeliklerdir. Mevzuatta
yer alan bu tarz düzenlemeler üzerinde teori ve uygulama açısından
titizlik gösterildiği takdirde, kamu mali yönetiminde uygulama aşamasında
ortaya çıkan problemlerin önemli bir kısmı kaynağında önlenebilecektir.
Devlet fonksiyonları genel itibariyle yasama, yürütme ve yargı olarak
ayrılmakla birlikte, bu organlara verilen görev ve yetkiler çeşitli hukuki
statülere sahip idareler arasında paylaştırılmıştır. Bunların bir kısmı icracı
kuruluşlar, bir kısmı danışma veya denetim kurumları, bir kısmı ise yargı
mercii olarak görev ifa etmekte ve yetki kullanmaktadır. Bu görev ve yetkiler,
birbiri içine geçmiş bir durum arz etmektedir. Bu nedenle kamu gücü
kullanılan her yetkinin yasal çerçeve içinde kullanılması gerekmektedir.
Mali Hüküm İçeren Yönetmelikler ve Sayıştay İstişari Mütalaası
SAYIŞTAY 44 DERGİSİ ● SAYI: 76
KAYNAKÇA
Akıllıoğlu, Tekin (1979), “Yönetsel İşlemlerde Yürürlüğe Giriş Sorunu”, Amme
İdaresi Dergisi, Cilt 12, Sayı 2 (Haziran).
Anayasa Mahkemesi (1986), “18.2.1985 tarih ve E.1984/9, K.1985/4 Sayılı
Karar”, Anayasa Mahkemesi Kararlar Dergisi, Sayı 21 (Ankara).
Anayasa Mahkemesi (1971), “23-25.10.1969 tarih ve E.1967/41
K.1969/57 sayılı Karar”, Anayasa Mahkemesi Kararlar Dergisi, Sayı 8
(Ankara).
Anayasa Mahkemesi (1970), “16.1.1969 tarih ve E. 1967/19, K. 1969/6 sayılı
Karar”, Anayasa Mahkemesi Kararlar Dergisi, Sayı 7 (Ankara).
Balta, Tahsin Bekir (1970), İdare Hukukuna Giriş I, TODAİE Yayınları:117,
Ankara.
Gözler, Kemal (2002), İdare Hukuku Dersleri, Ekin Kitabevi Yayınları, Bursa.
Gözler, Kemal (2003), İdare Hukuku, Ekin Kitabevi Yayınları, Bursa.
Gözübüyük, A.Şeref ve Turgut Tan (1999), İdare Hukuku, Cilt II, İdari
Yargılama Hukuku, Turhan Kitabevi, Ankara.
Gözübüyük, A.Şeref ve Turgut Tan (1998), İdare Hukuku Genel Esaslar,
Turhan Kitabevi, Ankara.
Gözübüyük, A.Şeref (2001), Türkiyenin Yönetim Yapısı, Turhan Kitabevi,
Ankara.
Günday, Metin (2002), İdare Hukuku, İmaj Yayınevi, Ankara.
Güneş, Turan (1965), Türk Pozitif Hukukunda Yürütme Organının Düzenleyici
İşlemleri, A.Ü.S.B.F Yayınları, Ankara.
İnan, Atilla (1992), Bütün Yönleriyle Türk Sayıştayı, Ankara.
Onar, Sıddık Sami (1966), İdare Hukukunun Umumi Esasları, Hak Kitabevi,
İstanbul.
Kuluçlu, Erdal (2009), “Türk Hukuk Sisteminde Normlar Hiyerarşisi ve Sayıştay
Denetimine Etkileri”, Sayıştay Dergisi, Sayı 71 (Ekim-Aralık).
Mali Hüküm İçeren Yönetmelikler ve Sayıştay İstişari Mütalaası
SAYIŞTAY DERGİSİ ● SAYI: 76 45
Danıştay Başkanlığı (1965), “Danıştay 1.Dairesinin 23.3.1965, E.1965/6-
K.1965/4 sayılı Kararı”, http://www.danistay.gov.tr/kerisim/
container.jsp, (Erişim Tarihi: 19.02.2010).
Danıştay Başkanlığı (1996), “Danıştay 6. D. 28.2.1996, E.1996/91-K.1996/929
sayılı Kararı”, http://www.danistay.gov.tr/kerisim/ container.jsp,
(Erişim Tarihi: 22.02.2010).
Danıştay Başkanlığı (2000), “Danıştay 5. D. 17.2.2000, E.1999/4076-
K.2000/566 sayılı Kararı”, http://www.danistay.gov.tr/kerisim/
container.jsp, (Erişim Tarihi: 22.02.2010).
Danıştay Başkanlığı (1992a), “Danıştay İdari Dava Daireleri. 6.3.1992,
E.1991/21-K.1992/57 sayılı Kararı”, http://www.danistay.gov.tr/
kerisim/container.jsp, (Erişim Tarihi: 22.02.2010).
Danıştay Başkanlığı (1992b), “Danıştay 8. D. 30.11.1992, E.1991/2697-
K.1992/3265 sayılı Kararı”, http://www.danistay.gov.tr/kerisim/
container.jsp, (Erişim Tarihi: 22.02.2010).
Danıştay Başkanlığı (1998), “Danıştay 8. D. 10.11.1998, E.1996/866-
K.1998/3623 sayılı Kararı”, http://www.danistay.gov.tr/kerisim/
container.jsp, (Erişim Tarihi: 22.02.2010).
Danıştay Başkanlığı (2002), “Danıştay 7. Dairesi, 10.6.2002, E.2000/2955-
K.2002/2322 sayılı Kararı”, http://www.danistay.gov.tr/kerisim/
container.jsp, (Erişim Tarihi: 22.02.2010).
Danıştay Başkanlığı (1977), “Danıştay 3. Dairesi, 30.6.1977, E.1977/710-
K.1977/741 sayılı Kararı”, http://www.danistay.gov.tr/kerisim/
container.jsp, (Erişim Tarihi: 22.02.2010).
Danıştay Başkanlığı (1988), “Danıştay 10. Dairesi, 4.5.1988, E.1988/1113-
K.1988/806 sayılı Kararı”, http://www.danistay.gov.tr/kerisim/
container.jsp, (Erişim Tarihi: 22.02.2010).
Gözler, Kemal (2010),“Anayasa Normlarının Geçerliliği Sorunu”,
www.anayasa.gen.tr/angecerliligi-2-bolum-4-7.htm (Erişim Tarihi:
26.05.2010).
Sayıştay Başkanlığı (1969), “Sayıştay Genel Kurul Kararları”, Sayı: 3337-3415,
Sayıştay Kütüphanesi (Ankara)
Mali Hüküm İçeren Yönetmelikler ve Sayıştay İstişari Mütalaası
SAYIŞTAY 46 DERGİSİ ● SAYI: 76
Sayıştay Başkanlığı (2009a), “Sayıştay Daireler Kurulunun 08.07.2009 tarih ve
1295/2 sayılı Kararı”, http://www.sayistay.gov.tr/
karar/DKK/DKK2.asp, (Erişim Tarihi: 10.02.2010).
Sayıştay Başkanlığı (2006a), “Sayıştay Daireler Kurulunun 15.02.2006 tarih ve
1194/1 sayılı Kararı”, http://www.sayistay.gov.tr/karar/DKK/
DKK2.asp, (Erişim Tarihi: 10.02.2010).
Sayıştay Başkanlığı (2007a), “Sayıştay Daireler Kurulunun 4.7.2007 tarih ve
1237/4 sayılı Kararı”, http://www.sayistay.gov.tr/karar/
DKK/DKK2.asp, (Erişim Tarihi: 15.02.2010).
Sayıştay Başkanlığı (2007b), “Sayıştay Daireler Kurulunun 23.5.2007 tarih ve
1234/5 sayılı Kararı”, http://www.sayistay.gov.tr/karar/
DKK/DKK2.asp, (Erişim Tarihi: 15.02.2010).
Sayıştay Başkanlığı (2008a), “Sayıştay Daireler Kurulunun 3.12.2008 tarih ve
1275/5 sayılı Kararı”, http://www.sayistay.gov.tr/karar/
DKK/DKK2.asp, (Erişim Tarihi: 15.02.2010).
Sayıştay Başkanlığı (2008b), “Sayıştay Daireler Kurulunun 5.11.2008 tarih ve
1271/1 sayılı Kararı”, http://www.sayistay.gov.tr/karar/
DKK/DKK2.asp, (Erişim Tarihi: 15.02.2010).
Sayıştay Başkanlığı (2006b), “Sayıştay Daireler Kurulunun 13.12.2006 tarih ve
1219/3 sayılı Kararı”, http://www.sayistay.gov.tr/karar/
DKK/DKK2.asp, (Erişim Tarihi: 15.02.2010).
Sayıştay Başkanlığı (2008c), “Sayıştay Daireler Kurulunun 25.6.2008 tarih ve
1264/1 sayılı Kararı”, http://www.sayistay.gov.tr/karar/
DKK/DKK2.asp, (Erişim Tarihi: 15.02.2010).
Sayıştay Başkanlığı (2009b), “Sayıştay Daireler Kurulunun 11.3.2009 tarih ve
1282/3 sayılı Kararı”, http://www.sayistay.gov.tr/karar/
DKK/DKK2.asp, (Erişim Tarihi: 22.02.2010).

kaynak: Erdal KULUÇLU
Engin HEPAKSAZ

Sayıştay Dergisi 76. sayıda yer alan makaleden alınmıştır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.