GÜNCEL HABERLERİDARE HUKUKUMahalli İdareler

Belediye ve il özel idare saymanlıkları hesaplarının Sayıştay’a gönderilen teftiş layihaları ve benzeri belgelerle sınırlı olarak incelenip incelenmeyeceği

mevzuat-6

Belediye ve il özel idare saymanlıkları hesaplarının Sayıştay’a gönderilen teftiş layihaları ve benzeri belgelerle sınırlı olarak incelenip incelenmeyeceği

Karar Tarihi : 28.1.1991

Karar No : 4690/1

KONU

1) Belediye ve il özel idare saymanlıkları hesaplarının; idare hesabı cetvelleri ile Sayıştay’a gönderilen teftiş layihaları ve benzeri belgelerle sınırlı olarak incelenip incelenmeyeceği,

2) Belediye ve İl Özel İdare hesaplarının merkezde idare hesabı cetvelleri ile teftiş layihaları ve benzeri belgelerde yer alan konularla sınırlı olarak incelenmesinin mümkün görülmesi halinde; teftiş layihaları ve benzeri belgelerde yer alan hususlara ilişkin bilgi ve belgelerin Sayıştay’a gönderilmesinin zorunlu olup olmadığı, sorumluların teftiş layihasında yer alan konuların kesin hükme bağlanması için Sayıştay’a başvuruda bulunup bulunamayacağı,

3) Sayıştay Denetçi ve Raportörlerinin Denetim ve Çalışma Usulleri Hakkında Yönetmeliğin, idare hesabı cetvelleri ile teftiş layihası ve benzeri belgelerde yer alan konularla sınırlı incelemeyi düzenleyen 19’uncu maddesinin (E) bendinin (b) fıkrası hükmü gereğince idare hesabı cetvelleri üzerinden incelemeye tabi tutulan söz konusu hesap raporlarına aynı Yönetmeliğin 37’inci maddesinde öngörüldüğü gibi mizanda yer alan hesapların belgelerinin tamam olduğu yazılmak suretiyle hesabın tümü hakkında beraat isteminde bulunulmasının mümkün olup olmadığı,

4) Belediye ve il özel idare hesaplarının ister tüm belgeler üzerinden, ister idare hesabı cetvelleri, teftiş layihası ve benzeri belgelerde yer alan konularla sınırlı olarak yapılan incelemede 832 sayılı Kanunun 48’inci maddesi hükmü karşısında, bu konuların ne suretle sorgu ve rapora yansıtılacağı,

hususlarında ortaya çıkan tereddüt.

KONU İLE İLGİLİ MEVZUAT

832 sayılı Sayıştay Kanununun;

Geçici 8’inci maddesi,

48’inci maddesi,

2514 sayılı Divan-ı Muhasebat Kanununun;

68, 69, 70 ve 71’inci maddeleri,

1050 sayılı Muhasebe-i Umumiye Kanununun;

19’uncu maddesi,

Sayıştay Denetçi ve Raportörlerinin Denetim ve Çalışma Usulleri Hakkında Yönetmeliğin;

19’uncu maddesinin (E) bendi,

37’nci maddesi.

İNCELEME

832 sayılı Sayıştay Kanununun 104’üncü maddesi hükmü ile 2514 sayılı Divan-ı Muhasebat Kanunu yürürlükten kaldırılmış ve ek geçici 8’inci maddesi ile de anılan Kanunun ve bu Kanuna ek kanunların il özel idareleri ve belediyelere ilişkin hükümlerinin yürürlükte kalacağı öngörülmüştür.

İl özel idareleri ve belediye hesapları hakkında, 2514 sayılı Kanun hükümlerinin tamamının değil münhasıran bu idarelerle ilgili hükümlerinin uygulanması ve bunun dışında kalan hususlarda 832 sayılı Sayıştay Kanunu hükümleri ile 1050 sayılı Muhasebe-i Umumiye Kanununun 832 sayılı Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanması 8.7.1971 gün ve 3523 sayılı Genel Kurul Kararları ile de kabul edilmiştir.

2514 sayılı Divan-ı Muhasebat Kanununun 38’inci maddesi ile; il özel idareleri ve bu Kanunun yürürlüğe girdiği yıldan itibaren bütçelerindeki üç yıllık gelir ortalamaları 30.000 lira ve daha yukarı olan belediyelerin muhasip hesapları ile kesin hesaplarının ikinci derecede Divan-ı Muhasebatın tetkik ve muhakemesine tabi olacağı, bu hesapların tasdik edildikten sonra bir ay içinde ilgili meclislerce alınacak karar suretleri ve bütçeleri ile birlikte Divan-ı Muhasebata gönderileceği, Divan-ı Muhasebatın bu hesaplarla, kararlarda yer alan konuları ve işlemleri tetkik ve hükme bağlayacağı ve Divan-ı Muhasebatın tetkik ve muhakemesine tabi olmayan belediye bütçeleri hesaplarının Muhasebe-i Umumiye Kanununun 119’uncu maddesi hükmüne tabi olacağı, aynı Kanunun 69’uncu maddesi ile de bu tetkikatın yapılması için mahallinden evrak ve defterlerin getirilmesine veyahut mevzuun ehemmiyetine göre mahalline memur gönderilmesine Divan-ı Muhasebatın yetkili olduğu hükme bağlanmıştır.

2514 sayılı Kanunun 68 ve 69’uncu maddeleri ile il özel idareleri ve belediyelerin Sayıştay’a hesap vermekle yükümlü olduğu, Sayıştay’ın bunlar üzerinde ikinci derecede yapacağı inceleme sırasında, bu hesaplara dahil tüm işlemlerle kararlar ve bunlara ilişkin her türlü belge ve kayıtlara da başvurmak suretiyle inceleme ve hükme bağlama yetkisi bulunduğu, 68’inci maddede yer alan “ikinci derecede tetkik ve muhakeme” tabirinden Sayıştay’ca bu hesaplar üzerinde yapılacak inceleme ve verilecek hükmün yalnız il genel meclisleri ile belediye meclisleri tarafından çıkarılan kararlarda belirtilecek ilişikli konularla sınırlı olabileceği gibi, Devletin nakit ve ayınları ile diğer kıymetlerinden sorumlu saymanlıklar idare hesaplarında olduğu gibi bir yıllık işlemlerinin belgeleri ile birlikte tamamının incelenmesi suretiyle hükme bağlanması da mümkün bulunmaktadır.

Ayrıca yine aynı Kanunun 29’uncu maddesinin ilk fıkrasında: “Muhasebe-i Umumiye Kanunu ile bu Kanunun amiri italarla tahakkuk memurları için koyduğu yeni mesuliyet esasları mahfuz kalmak şartıyla her muhasip gerek hesabına kabul suretiyle ithal ve gerek hesabına ithal etmekle mükellef iken hariçten bıraktığı idare-i zamanına ait bütün muamelelerden mesul ve evrakı müsbiteye müstenit idare hesabını Divan-ı Muhasebata vermeye mecburdur.” tarzında yer alan hüküm ile aynı Kanunun, gerekli tetkikatın yapılması için her türlü evrak ve belgelerin getirtilmesine veya konunun önemine göre mahalline memur gönderilmesine Divan-ı Muhasebatın yetkili olduğunu hükme bağlayan 69’uncu maddesi hükmü birlikte değerlendirildiğinde Sayıştay’ın saymanlık hesabının tümü üzerinde var olan inceleme ve yargılama yetkisinin, hesabın bir bölümünü teşkil eden teftiş layihası ve belgeler üzerinde yer alan konular veya encümen ve meclislerce ilişikli görülen ve Sayıştay’a intikal ettirilen hususlarla sınırlı olarak da kullanılabileceği tabii bulunmaktadır.

Diğer taraftan 2514 sayılı Kanunun 68’inci maddesi ile atıfta bulunulan Muhasebe-i Umumiye Kanununun 119’uncu maddesinin: “İdare-i hususiye ve belediye muhasipleri hesabatını, haklarındaki kararın tebliği tarihinden itibaren bir ay zarfında gerek alakadarın ve gerek idarenin müracaatı üzerine derece-i saniyede tetkik ve hükme raptetmek Divan-ı Muhasebata aittir.” şeklinde yer alan hükmü ile Sayıştay’ın yıllık tahsilatı otuz bir liranın altında belediye saymanlık hesaplarını ancak ilgillerin veya idarenin müracaatı üzerine tetkik ve muhakeme edebileceği öngörülmüştür.

2514 sayılı Kanunun 68’inci maddesinde 30.000 liralık gelir tahsilatı tutarında bugüne kadar değişiklik yapılmadığı gibi, bugün Türkiye’deki tüm belediyelerin üç yıllık gelir tahsilatı ortalamaları da söz konusu miktarın üzerine çıkmış bulunmaktadır. Ancak Muhasebe-i Umumiye Kanununun 119’uncu maddesinin miktar yönünden uygulama olanağının ortada kalkmış olması, Sayıştay’ın bu hesapları ilgililerin veya idarenin müracaatı üzerine tetkik ve muhakeme etmesine engel değildir. Esasen bu hükümle Kanun Koyucu, gelir tahsilatları belli miktarın altında kalan bu gibi idarelerin hesaplarının tümünün Sayıştay’ca incelenmesinde fayda görmeyerek bir istisna getirmekle beraber, belediye saymanlıkları hesaplarına ilişkin olarak idarenin veya ilgililerin mevcut başvuru imkanını saklı tutmayı amaçlamıştır.

Zira, 2514 sayılı Divan-ı Muhasebat Kanununun 68’inci maddesi gereğince Sayıştay’a gönderilmesi gereken il özel idare ve belediye hesaplarının inceleme ve muhakemesi sırasında, Muhasebe-i Umumiye Kanununun 119’uncu maddesinde yazılı kimselerin müracaatlarının dikkate alınmasını ve sonuçlandırılmasını engelleyen bir hüküm, gerek 832 sayılı Kanunda ve gerek 2514 sayılı Kanunda yer almamaktadır. Aksine bu müracaatların Sayıştay’a gelmemiş muhasip hesaplarının Sayıştay’a getirilmesi suretiyle sonuçlandırılması mümkün olduğu gibi, yargılaması bitmiş veya hükmen onanmış hesaplarda dahi 832 sayılı Kanunun 74’üncü maddesindeki sebeplerle ve aynı maddede yazılı süreler içinde yargılamanın iadesi suretiyle sonuçlandırılması mümkün bulunmaktadır.

Bu itibarla Muhasebe-i Umumiye Kanununun 119’uncu maddesinin uygulanabilirliği ortadan kalkmış olsa da, 832 sayılı Kanunun sağladığı imkan ve şartlarla ilgililer ve idarenin Sayıştay’a başvurabilme imkanı olduğu gibi, bu başvuruların 2514 sayılı Kanunun mahalli idareler ile ilgili hükümleri de göz önünde bulundurulmak suretiyle 832 sayılı Sayıştay Kanunundaki usul ve esaslar çerçevesinde sonuçlandırılması mümkün bulunmaktadır.

İl özel idare ve belediye hesaplarının evrakı müsbiteleri ile birlikte tamamının incelenmesi ve hükme bağlanması Sayıştay’ın yetkileri içinde olduğuna ve bunun doğal sonucu olarak hesabın encümen veya meclislerce ilişilen veya teftiş layihalarındaki konularla ve gerekirse taleple sınırlı olarak incelettirilmesine Sayıştay Birinci Başkanlığı yetkili bulunduğuna göre; gerek tümü üzerinden, gerek 2514 sayılı Kanunun 68’inci maddesi uyarınca sadece idare hesabı cetvelleri üzerinden incelemeye tabi tutulan özel idare ve belediye hesaplarında, bu yıl hesaplarına ilişkin olup Sayıştay’a intikal ettirilen ya da denetçi tarafından lüzum görülmesi üzerine celbedilen teftiş veya diğer mercilerce inceleme sonucu mevzuata uygun bulunmayan ve bu belgelerin tarih numarasıyla mahiyeti tayin ve tespit edilebilen somut işlemler hakkında, 832 sayılı Kanunun 48’inci maddesi hükmü ile Sayıştay Denetçi ve Raportörlerinin Denetim ve Çalışma Usulleri Hakkındaki Yönetmeliğin 19 ve 37’nci maddelerinde yer alan düzenlemeler karşısında, denetçi tarafından düzenlenecek sorgu ve raporlarda bu hususların nasıl değerlendirileceğine ilişkin tereddüte gelince;

a) Sayıştay Başkanlığınca tüm belge ve kayıtlarıyla birlikte incelenmek üzere denetçiye verilen özel idare ve belediye hesaplarında; Sayıştay denetimi dışında yapılan inceleme ve teftiş sonunda hesaba ilişkin olarak mevzuata aykırı bir işlemin ortaya çıkması halinde bu konunun da Sayıştay’ca karara bağlanması gerekli bulunduğundan, inceleme sırasında ilgili meclis kararları ile varsa bu kararların alınmasına dayanak olan teftiş layihaları da değerlendirilerek, inceleme raporunda, teftiş layihaları ve meclis kararları da gözönüne alınarak hesabın tümü üzerinden incelendiğinin ve ilişikli görülen hususlar dışın da kalan işlemlerin mevzuata uygun bulunduğunun belirtilmesi gerekmektedir.

b) İl özel idare ve belediye saymanlık hesapları sadece teftiş layihaları ve meclis kararlarında yer alan mali konular itibariyle incelenmek üzere denetçiye verilmesi halinde; Sayıştay Denetçi ve Raportörlerinin Denetim ve Çalışma Usulleri Hakkında Yönetmeliğin 10’uncu maddesine göre idare hesabı cetvelleri de incelenerek bu cetvellerde tespit edilebilen noksanlıklar da sorgu konusu yapılacaktır. Teftiş layihaları ve meclis kararları ile benzeri belgeler de anılan Yönetmelikte belirtilen şartları taşıyan mali işlemler hakkında da ne yolda işlem yapılacağı hususuna gelince;

832 sayılı Sayıştay Kanununun 25’inci maddesinde, denetçilerin incelenmek üzere kendilerine verilen idare hesaplarıyla kesin hesapları ve işlemleri, kanun, tüzük, yönetmelik ve genelgelerdeki esas ve usuller dairesinde inceleyerek sonucunu birer raporla Başkanlığa bildirmek mecburiyetinde oldukları hükmü yer almakta; 48’inci maddesinde de, denetçilerin kendilerine verilen hesapları bu kanunla diğer kanunlarda yazılı esaslar ve yönetmeliğindeki usuller gereğince inceleyeceği ve sonucunu gösterir bir rapor düzenleyeceği; bu inceleme sırasında mevzuata uygun bulmadığı veya noksan gördüğü işler hakkında sorumluların yazılı savunmalarını alması ve düşüncesiyle birlikte raporda göstermesinin şart olduğu belirtilmektedir.

Bilindiği gibi, hüküm niteliğini taşıyan ve sorumlular için bağlayıcı olan sorgular değil, ilamlardır. Sorgu ise işlem hakkında denetçinin tereddüdünü gidermek amacıyla yapılan ve hüküm niteliğini taşımaması nedeniyle bağlayıcılığı bulunmayan bir belgedir.

Öte yandan sorgu, savunma, savcı ve üye görüşleri, Sayıştay yargılamasının ana unsurlarıdır. Bu unsurlardan herhangi birinin bulunmadığı ve özellikle de savunmanını yer almadığı bir raporun görüşülüp karara bağlanması hukukun temel ilkeleri ile bağdaştırılamaz.

Bu itibarla, 832 sayılı Kanunun 48’inci maddesi gereğince incelenen ve mevzuata uygun bulunmayan konularda yukarıda belirtilen prosedürün yerine getirilmesi bakımından sorumluların savunmalarının alınması gerekli olduğuna kuşku yoktur. Ancak mevzuata uygun bulunan ve ilişikli olmadığı anlaşılan hususlarda ise; sözü edilen meclis kararları layihalar ile ilişikli bulunan işlem ve ödemelerle ilgili verile emirlerinin ve benzeri belgelerin evrakı müsbiteleri ile birlikte getirtilmesi ve denetçi tarafından mevzuata uygun bulunduğu anlaşıldığı takdirde sorumluların bu konularda savunmaları alınmaksızın inceleme raporunda belirtilmesi ile yetinilmesi mümkün bulunmaktadır.

Esasen yargılama dairesince bu hususun değerlendirilmesi sırasında gerekli görüldüğü takdirde sorumluların savunmasının alınmasının temini için gerekli işleme tevessül edilmesi de mümkün bulunduğu gibi, ilişilecek bir cihet görülmeyen ve mevzuata uygun olduğu açık bulunan bir işlemle ilgili olarak savunma alınmasına da gerek bulunmamaktadır.

c) 832 sayılı Kanunun 66’ncı maddesi gereğince hükmen onanmış durumda bulunan hesaplardan, aynı Kanunun 74’üncü maddesi gereğince yapılan başvuruların incelenmesi için denetçiye verilen hesaplarda ise; hükmen onanma durumu ayrıntılarıyla belirtildikten sonra teftiş layihası ve meclis kararları varsa bu kararın (b) bölümünde açıklandığı biçimde ve ilgililerin istemleriyle sınırlı olarak inceleme yapılarak, teftiş layihasında ve meclis kararlarında yer alan söz konusu işlemlerin yargılamanın iadesi suretiyle görüşülüp görüşülemeyeceği hakkında denetçi mütalaası da belirtilmek suretiyle inceleme raporu düzenlenmesi gerekmektedir.

SONUÇ

1) Belediye ve il özel idare saymanlıkları hesaplarının idare hesabı cetvelleri ile Sayıştay’a gönderilen teftiş layihaları ve benzeri belgelerle sınırlı olarak da incelenmesinin mümkün bulunduğuna,

2) Teftiş layihaları ve benzeri belgelerde yer alan hususlara ilişkin bilgi ve belgelerin Sayıştay’a gönderilmesinin zorunlu olduğuna ve sorumluların teftiş layihasında yer alan konuların kesin hükme bağlanması için Sayıştay’a başvuruda bulunabileceklerine,

3) Sayıştay Denetçi ve Raportörlerinin Denetim ve Çalışma Usulleri Hakkındaki Yönetmeliğin 19’uncu maddesinin (E) bendinin (b) fıkrası hükmü ile 37’nci maddesi hükmü arasında herhangi bir uyumsuzluk bulunmadığı gibi, bu madde gereğince inceleme raporunun 1’inci maddesinde yapılan incelemenin kapsam ve niteliği de belirtilmek suretiyle ilişikli hususlar sayıldıktan sonra bunun dışında kalan işlemler hakkında beraat isteminde bulunulmasının mümkün olduğuna,

4) Belediye ve il özel idare hesaplarının incelenmesinde; teftiş layihaları ve benzeri belgelerde yer alan tüm konulara ilişkin verile emirleri ve benzeri belgelerin evrakı müsbiteleri ile birlikte temin edilerek incelenmesi ve sorgu konusu yapılmaya gerek görülmeyecek kadar mevzuata uygun olduğu açık bulunan hususlar da dahil olmak üzere denetçi tarafından rapor konusu yapılması gerektiğine,

oybirliğiyle karar verildi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.