Faiz/Banka/Kredi/SigortaYATIRIM&FİNANS

Tarım Sigortası Nedir? Tarım Sigortası Ne İşe Yarar?

Tarımsal arazi-5

Türkiye’de sigortacılık faaliyetleri, ilk defa 1872 yılında başlamıştır. Ülkemizdeki ilk tarım sigortası uygulamaları ise 1957’de bitkisel ürünlerde dolu riskine karşı sigorta poliçesi düzenlenmesiyle başlamış olup bu gelişmeyi takiben;
• 1960 yılında Hayvan Hayat Sigortası,
• 1984 yılında Kümes Hayvanları Sigortası,
• 1990 yılında Su Ürünleri Hayat Sigortası poliçeleri düzenlenmiştir.
1957-2005 yılları arasında sadece özel sigorta şirketleri belli başlı ürün ve risklere karşı sigorta imkânı sağlarken, 5363 Sayılı Tarım Sigortaları Kanununun yürürlüğe girmesiyle Tarım Sigortaları Havuzu (TARSİM) kurulmuştur. Bu büyük değişim neticesinde tarım sigortaları devlet kontrolü ve desteğiyle yürütülen bir sigorta türü haline gelmiştir.
TARSİMLE BAŞLAYAN DEĞİŞİM
TARSİM, doğal afet ve hastalıkların yol açacağı zararların kar amacı olmadan karşılanabilmesini ve üreticilerin uzun vadede gelir istikrarına kavuşmasını amaçlayan bir sigorta mekanizmasıdır.
18.02.2006 tarihinde yürürlüğe giren “Tarım Sigortaları Havuzu Çalışma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik” ile sigortalılara; her yıl, Bakanlar Kurulu Kararı ile belirlenen miktarda, devlet prim desteği verilmeye başlanmıştır. Söz konusu destek, tarım sigortalarının yaygınlaştırılması hedefini gerçekleştirme yolunda önemli bir adım olmuştur. Aşağıdaki tablodan da anlaşılacağı üzere yıllar genelinde poliçe sayısında ciddi artış gözlemlenmiştir. Bu durum TARSİM ve devlet prim desteği uygulamasının olumlu sonuç verdiğinin göstergesi olmuş ve Türkiye’ ye yeni bir sigorta branşı kazandırılmıştır.
Tarsim ve Tarım Sigortalarının Ülkemizdeki Geleceği
TARSİM’in tarım sigortalarının yaygınlaştırılmasında önemli bir adım olduğu yadsınamaz. Fakat son yıllardaki prim üretim miktarlarının tatmin edici boyutlarda olmadığı da bir gerçektir. Prim üretiminin yeterli miktarda olmaması sebebiyle prim fiyatları makul seviyelere ulaşamamış ve bu durum tarım sigortalarının yaygınlaşmasına engel olmuştur. Günümüzde sigortaya ilgi gösteren çiftçiler genelde ticarileşmiş tarım işletmeleridir. Türkiye gibi çiftçilerin çok büyük bir bölümünün bireysel nitelikte olduğu bir ülkede, primler bu seviyede olduğu sürece tarım sigortalarının yaygınlaştırılması mümkün görünmemektedir.
Prim fiyatlarının makul düzeye indirilebilmesi için
• Çeşitli tarımsal devlet desteklerinden yararlanan üreticilerin bu desteklerden yararlanabilmeleri için, ürünlerini sigortalatma koşulu konması,
• Üreticilere eğitim verilerek kontrol edilebilir risklerin sigorta kapsamından çıkarılması,
• Sonuçları düzeltilemeyecek düzeydeki katastrofik risklere karşın sigorta mecburiyeti getirilmesi,
• Çiftçilerin müşterek ihtiyaçlarını karşılamak ve tarımsal faaliyetleri kolaylaştırmak amacıyla kurulan ilçe ziraat odalarının çiftçileri sigortaya teşvik etmesi,
• Gıda, Tarım Hayvancılık Bakanlığı tarafından; üretilen ürün ve üretici bilgilerinin edinilmesi amacıyla kurulan Çiftçi Kayıt Sisteminin daha etkin kullanımı ile Veri yeterliliğini sağlanması,
• Sigorta ürünlerine ulaşılabilirliğin artırılması,
gibi önerilerin hayata geçirilmesi ile poliçe üretim miktarları olumlu yönde etkilenecektir; fakat söz konusu önerilerin etkisi sınırlı kalacaktır.
Türk tarımının endüstrileşememesi, büyük arazi sahiplerinin vefatı neticesinde arazilerin miras yoluyla paylaşılması ve küçülmesi, üreticilerin büyük şehirlere göçü neticesinde tarımsal alanlardaki verim düşüklüğü; yani ülkemizdeki tarımsal yapı sorunlarına engel olunması Tarım Sigortalarının gelişmesinde en önemli rolü üstlenecektir.

kaynak:http://www.guncelgroup.com.tr/guncel-gundem/ulkemizde-tarim-sigortasi/

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.