Kamu Mali YönetimKamu Zararı/Sorumlular

Muhasebe Yetkilisi-Harcama Süreci Soru Cevap-1

Muhasebe-28

Soru 2-5018s. kanun sonrasında daralan sayman-muhasebe yetkilisi yetkilerine koşut olarak denetmen ve kontrolör yetkisi de daralmış sayılmaz mı?

Soru 4-bu konuda yapılan yorumlar kanun metni ve içeriğini fiiliyattaki yetki karmaşasına uydurmak amaçlı zorlamalar gibi gelmiyor mu size de.

Cevap 2/4-

5018 sayılı kanunda sizin de belirttiğiniz üzere muhasebe yetkililerinin yetkileri kısıtlanmıştır. Tartışmaların temelini ?maddi hata? kavramı oluşturmaktadır.

5018 Sayılı kanunda maddi hata kavramı tanımlanırken harcamaya esas olan belge, tutanak, rapor vb. belgelerde hesaplamaya ilişkin rakamların doğruluğu maddi hata kapsamına dahil edilmiştir. Bu bağlamda muhasebe yetkilileri ödeme evraklarında harcamaya esas olan tutarın tespit edilmesinde kullanılan verilerin, oranların, formüllerin, baz fiyatların vs. doğruluğunu kontrol etmek durumundadırlar.

Harcama yetkilisne bu harcamayı neden yapıyorsun, yampamazsın deme hakkına sahip değildir (eskiden de değildi), fakat harcamaya esas olan rakamın doğru tespit edilmesinden sorumludur. Yine benzer bir örnek muhasebe yetkilisi harcama yetkilisine bu şahsı geçici görevli olarak gönderemezsiniz diyemez, ancak geçici görev yolluğu bildirimindeki rakamlara, oranlara, tutara bakılması gerekmektedir.

Denetim elemanlarının durumunun ise muhasebe yetkililerinden farklı olarak değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyorum.

Kanunda denetime ilişkin olarak da bazı kurallar konulmuş durumdadır, fakat yürürlükte olan düzenlemelerle farklılıklar göstermektetir. 5018 sayılı kanunla konulmak istenen denetim süreci de henüz, tamamlanmamış durumdadır.

Ancak şahsi düşüncem denetim elemanlarının, harcama süreci de dahil olmak üzere görevlendirildikleri konu dahilinde, görevin gereği olan her türlü denetim ve inceleme yetkisine sahip olduklarını düşüyorum. Nitekim yapılan görevlendirmeler çerçevesinde denetim elamanları cazai kovuşturmalarda savcı yetkileri kullanabilmekte, diğer inceleme ve denetimlerde resmi ve özel kuruluşlardan her türlü bilgi ve belge alma yetkileri bulunmaktadır. Bu yetkilerin temel kaynağını yapılan ?görevlendirmeler? oluşturmaktadır.

Bu yetkilerin felsefesi, kamu yararının her zaman en iyi şekilde sağlanması gereğinden kaynaklanmaktadır.

Bu anlamda denetim göreviyle, muhasebe yetkililerinin yetkileri arasında bağlantı kurmak bence yanlıştır. İfa edilen görevler ve/veya görevlendirmeler fonksiyon ve kaynak olarak da farklıdır.

Burada denetim elamanları açısından temel kıstas; verilen görevin gereğiyle sınırlı olmak şartıyla; denetim elemanlarının her türlü yetkilerinin olması gerektiğini düşünüyorum.

Verilen görev sonucu yazılan raporun gereğini yapmak ve/veya yapılmasını sağlamak ise ilgili merciin takdirinde olan bir konudur.

Bu bağlamda denetim elemanları ilgililere zimmet çıkarabilirler. (1050 sayılı kanun yürürlükte olduğu dönemde de çeşitli kurumların denetim elemanları 1050 sayılı kanundaki saymanın görevlerinden ayrı olarak yaptıkları denetim ve incelemeler sonucunda kişi borcu çıkarmış olup olup bu konunun muhasebe yetkilisinin yetkisiyle ilgisi yoktur)

5018 sayılı kanun ve amacı açısından 5018 sayılı kanunla Maliye Bakanlığının harcama sürecindeki etkin rolü azaltılmak istenilmiştir.

Benim şahsi düşüncem Maliye Bakanlığının ödeme sürecinden ayrılsa bile kamu harcamalarıyla, mali denetim sürecinden ayrılmaması gerektiğidir. Buna ilave olarak Maliye Bakanlığının vize ve tescil işlemleri dışında muhasebe yetkilileri vasıtasıyla harcama süreci içerisinde (harcama yetkilileri bugünküne benzer şekilde sorumlu olmak şartıyla) etkin bir şekilde rol almasıdır. Fakat bu rol ilgili idarenin mali işlemlerini sorgulamak olmayıp, yapılan mali işlemin mevzuatta belirtilen hükümlere uygunluğunun kontolünü de kapsamalıdır.

Maliye Bakanlığının devletin mali işlemlerinden çekilmesi; Sağlık Bakanlığının sağlık sektöründen çekilmesi, her bakanlığın kendi hakimi, savcısı, polisinin olması, askeri personelin güvenlik hizmetlerinden çekilmesi vb. gibi (örnekler arttılabilir) anlamına gelmektedir.

Sonuç olarak; konu bireylerin, yetkilerin ve yetkililerin bu tür düzenlemelerden ne kaybedeceği yada ne kazanacağı şeklindeki değerlendirmelerden ziyade, önemli olan kamu yararının bu tür düzenlemelerden nasıl etkileneceğidir. Yukarıda da belirttiğim gibi şahsi düşüncem Maliye Bakanlığının gelir toplama, gider yapma ve bütçe hazırlama sürecinde ve hatta borçlanma sürecinde etkin rol oynaması gerektiği, organizasyon olarak da siyasi sorumluluk taşıyan yöneticelerin üst yönetici olarak yer aldığı örgütlenmelerin tercih edilmesi gerekliliğidir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.