Uncategorized

Bağımsız Dış Denetimin Türkiye’deki Gelişimi

Bağımsız Dış Denetimin Türkiye’deki gelişimi:

Türkiye’de  70’li yıllarda işletmelerin uluslararası ilişkileri artmaya başlamış, çokuluslu şirketler Türkiye’de daha fazla yatırım yapmaya başlamışlar, uluslararası finansman olanakları Türk taahhüt firmalarının uluslararası ihalelerde başarı kazanıp yurt dışına hizmet sunmaları gibi etmenler Türkiye’de bir denetim ortamının yeşerip gelişmesine neden olmuştur.

Türk işletmeleri, yurt içi ve yurt dışı para ve sermaye piyasalarından ve uluslararası finans kuruluşlarından kaynak sağlama girişiminde bulundukça kendilerinden denetlenmiş finansal raporlar istenmiş ve bu durum şirketleri denetim yaptırma zorunluluğunda bırakmıştır.

Bu gelişmeler sonucu, ülkemizde yasal olarak kurulamamış olan denetim düzeni, ekonomik koşulların zorlaması ile ortaya çıkmıştır.[1]

Bağımsız denetimin bu şekilde bir zorunlulukla ortaya çıkması sonucu uluslararası denetim şirketleri Türkiye’de bağımsız denetim yapmaya başlamışlardır. Türkiye’de bağımsız denetimin gelişmesinde uluslararası denetim şirketlerinin büyük rolü vardır.

Ülkemizdeki muhasebe uygulamaları ve denetim yıllar boyu vergisel amaçlı olarak yapılmıştır. Muhasebe denetiminden çok vergi denetimi ön planda tutulmuştur. Nitekim, muhasebe mesleğini yasalaştırma çalışmaları uzun yıllar devam ettiği halde, 13.06.1989 tarih ve 3568 Sayılı Kanun’ la muhasebecilik mesleği yasal düzenlemeye kavuşmuştur.

Türkiye’de bağımsız denetim zorunluluğu, 1987 yılına kadar hiçbir mevzuatta düzenleme konusu yapılmamıştır. Türk Ticaret Kanunu’na dayalı olarak yürütülen denetimler ise gerçek anlamda denetim faaliyeti değildir. Bu denetimler bir yerde  “statüko” denetimleridir. Statüko denetimlerinde amaç, muhasebe kayıtlarının ülkede muhasebeyi düzenleyen yasalara, mevzuata ve ortaklık ana sözleşmesine uygun biçimde tutulmuş olup olmadığının araştırılmasıdır. Bu tür denetimde bağımsızlık ve bağımsız denetimden söz edilemez.[2]

İstanbul Menkul Kıymetler Borsası’nın 1986 yılında açılmasıyla hisse senetleri el değiştirmeye başlamış, bu da bağımsız dış denetimde olan  ihtiyacı artırmıştır.

Türkiye’de bağımsız dış denetim ilk olarak bankacılık sektöründe başlamıştır. Bunu, Sermaye Piyasası Kurulu denetimine tabi ortaklıkların bağımsız dış denetimi izlemiştir. Bankaların bağımsız dış denetimine ilişkin olarak 1987 yılında Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcılığı, 16.01.1987 tarih ve 19343 sayılı Resmi Gazete’ de bağımsız denetim kuruluşlarına ilişkin 1 Sıra No’lu Tebliğ’ i yayınlamıştır. Bu Tebliğ daha sonra 09.03.1991 tarihli ve 2 Sıra No’lu Tebliğ ile kaldırılmıştır. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası da bu konuda 24.12.1987 tarihli bağımsız denetim kuruluşları tarafından yapılacak banka denetimleri hakkında 1 Sıra No’lu Tebliği yayınlamıştır. Bu tebliğler çerçevesinde bankaların bağımsız denetimini yapmak üzere bağımsız denetim kuruluşları oluşturulmuştur. Bankaların sermaye piyasasındaki çalışmalarının denetimi de bu denetim kuruluşlarınca yapılmıştır.

Sermaye Piyasası Kurulu ise kendi denetimine tabi ortaklıkların dış denetimine ilişkin, 13.12.1987 tarihli Sermaye Piyasasında Bağımsız Dış Denetleme Hakkında Yönetmelik yayınlamıştır. Bu Yönetmelik çerçevesinde bağımsız denetim kuruluşları oluşturulmuştur. Sermaye Piyasası Kurulu, 18.06.1988 tarihli Seri: x, No: 3 Tebliği ile bağımsız denetim kuruluşları ve denetçilere ilişkin genel esasları belirlemiştir. Seri: x, No: 4 Tebliği ile de bağımsız denetleme çalışması ve raporlamasının ilke ve kuralları belirlenmiştir. Sermaye Piyasası Kurulu’nca sonraki yıllarda da bağımsız dış denetime ilişkin düzenlemeler yapılmıştır. 04.03.1996 tarihli Seri: x, No: 16 numaralı Sermaye Piyasasında Bağımsız Dış Denetim Hakkında Tebliğ yayınlanmış olup bu Tebliğin çeşitli maddelerinde 3568 sayılı Kanuna da atıfta bulunulmuştur.

1997 yılında, bankalardaki bağımsız dış denetime ilişkin yeni düzenlemeler getirilmiş, 21.03.1997 tarih ve 22940 Sayılı Resmi Gazetede Bankalarda  Bağımsız Denetim  Yapacak Kuruluşlara İlişkin Esaslar Hakkında Yönetmelik yayınlanmıştır. Bu yönetmelik ile 24.12.1987 tarihli 1 Sıra No’lu TCMB Tebliği ve 09.03.1991 tarihli Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcılığı’nın 2 Sıra No’lu Tebliği yürürlükten kaldırılmıştır. Bu Yönetmelikte de 3568 sayılı Kanuna atıfta bulunulmuştur.

1996 yılında, sigorta ve reasürans şirketleri için bağımsız dış denetimin ayrıca düzenlenmesi ihtiyacı duyulmuş ve 04.06.1996 tarihli Sigorta ve Reasürans Şirketlerinin Bağımsız Dış Denetim Kuruluşlarınca Denetlenmesi Hakkında Yönetmelik yayınlanmıştır. Bu yönetmelikte hüküm bulunmayan hallerde sermaye piyasası mevzuatındaki bağımsız dış denetime ilişkin düzenlemelerin geçerli olacağı belirtilmiştir.

13.06.1989 tarih ve 3568 Sayılı Kanun, doğrudan bağımsız dış denetimi düzenlememekle birlikte bağımsız denetçilerin serbest muhasebeci mali müşavir veya yeminli mali müşavir ünvanına sahip olması zorunluluğu bulunduğundan bu Kanunun da bağımsız denetimden ayrı olarak düşünülmemesi gerekir.

Günümüzde bankaların, sigorta ve reasürans şirketlerinin, finansman şirketlerinin ve Sermaye Piyasası Kurulu denetimine tabi ortaklıkların bağımsız denetim yaptırma zorunluluğu bulunmaktadır. Bunlar dışında kalan işletmeler açısından bağımsız dış denetim yaptırma zorunluluğu bulunmamakta olup, isteyen firmalar çeşitli amaçlarla bağımsız dış denetim yaptırabilmektedirler. Bunlar daha çok, uluslararası şirketlerin Türkiye’deki şubeleri olabildiği gibi, uluslararası finans piyasalarından borçlanmak isteyen firmalar da olabilmektedir.

[1] Ersin Güredin, Türiye’de Denetim Standartlarının Oluşumu, Muhasebe Enstitüsü Dergisi, Yıl: 1987, Sayı 49-50, S.29

[2] Ersin Güredin, a.g.m.,S.31

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.